Çok merak etmişimdir, biz insanlara yaranamayan hayvanların başında nedense eşek gelir... Birine çok kızarız hiç düşünmeden ağız dolusu 'Eşşekkk' deriz mesela... Sevdiklerimize de sevecenliklerinden samimiyetlerinden olsa gerek 'eşek sıpası' demişliğimiz vardır hani... Oysa eşekler insanlık tarihi kadar eskidir... Piramitlerin yapımında bile yük hayvanları olarak emekleri olduğu rivayetler arasındadır. Kimse aksini iddia edemez, uygarlıklar tarihi boyunca inanların en büyük yardımcısı olmuşlardır... Günümüzde (bazı kendini bilmezler tarafından toplu katliamlara uğrasa da) özel kurulan çiftliklerde sütünden şifa kaynağı olarak bile yararlanılıyor ancak ne gariptir insanoğlu yine onları "Eşşşekkk!!!" diye nitelendirip hor görüyor... Neyse biz işin felsefi tarafına pek girmeyelim. Bu sevimli canlılar hakkında hepimizin hatıralarında güzel kırıntılar vardır. Örneğin, eşeklerin gözleri ceylanlardan bile güzeldir. Öyle ki onun gözleri kadar güzel bir başka canlının gözleri dünya üzerinde çok azdır. Hesaplamada, değme mühendislere taş çıkarırlar mesala... Yok artık!!! dediğiniz duyar gibi oluyorum. Alın size bir bomba daha... Türkiye'de, yıllar yıllar önce bir cinayet davasının eşeğin şahitliği ile çözüldüğünü biliyor muydunuz? Gelin hepimizi gülümsetecek bu güzel hikayelere yakından bakalım... "Mühendis" eşekten başlayalım isterseniz. Evet, 1950'li yıllardayız. Türkiye'de harıl harıl karayollarının yapıldığı bir dönem. Amerikalı mühendisler yol yapımı için ülkemizde... Bir kısım imar çalışmalarına da rehberlik ediyorlar. O zamanlarda elimizde yol güzergahını belirleyecek alet edevat çok yok, malum yetişmiş eleman da yok.
BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN
Bizim işçiler belirlenen güzergahta eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış. Bunu gören Amerikalı mühendisler şaşkın... Bir türlü işin pratiğini kavrayamamışlar. Dayanamayıp sormuşlar, "İşçiler eşeklerle ne yapıyorlar böyle?"... Yanıt, "Rampada yolun güzergahını belirliyorlar." "Nasıl yani, anlayamadım?" İşçiler hazır cevap... "Eşek, yüzde 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergahı belirliyoruz." Amerikalı mühendis aldığı yanıt karşısında katılarak gülmeye başlamış. Biraz sonra yatışınca da sormuş, "Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?" İşçi aynı muziplikle cevap vermiş, "Amerika'dan mühendis getirtiyoruz." Gelelim hikayeden bize düşen kıssadan hisseye... Eşek iyi bir kılavuzdur. Gittiği bir yolu hiç unutmaz ve o yoldan şaşmaz. Bu nedenle eskiden deve veya katır kervanlarının önüne daha önce bu yoldan gitmiş bir eşeği kılavuz olarak koyarlarmış...İkinci gülümseten ilginç hikayemiz ise Kütahya'nın Gediz ilçesinde geçmiş. Hikayemizin baş kahramanı tahmin edeceğiniz üzere yine eşek... Efendim, yıllar önce Gediz ilçesinde işlenen bir cinayet çok ilginç bir yöntemle çözülmüş. Abartmayalım ama eşeğin şahitliği yetkililerin bu cinayeti çözmelerinde önemli rol oynamış. Durun durun, 'eşekten şahit mi olur?' demeyin. Hikayenin sonunu dinleyin. Efendim hikayeye göre, katil olduğundan şüphelenilen, ancak sağlam delillere ulaşılamadığı için hakkında işlem yapılmayan A.D. isimli şahıs, cinayeti soruşturan Jandarma Astsubayı tarafından hadisenin görgü şahidi eşek ile yüzleştirildi. Öldürülen kişiye ait olan eşek, katil zanlısı olan A.D. yanına getirilince adeta çılgına döndü ve sanığı ısırıp çifte atmaya çalıştı. Yetkililer ilk denemede istediği sonucu almıştı. Fakat bu kez farlı bir yol denediler. Bu denemeden sonra, bu defa katil zanlısının kıyafetlerinin aynısını giyen bir jandarma yetkilisi eşeğin yanına gitti. Ancak eşek jandarmaya en küçük bir tepki dahi göstermedi. Aynı deneme birkaç kişi ile defalarca tekrarlandı. Çok ilginçtir eşek sadece sanığa karşı hırçınlık gösterdi. Eşeğin bu davranış şekli karşısında zor durumda kalan sanık, sonunda suçunu itiraf etti... Son söz: Birine eşek derken bir kez daha düşünün, haksız mıyım?

