İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin Başkanlar Kurulu toplantısında konuşan CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Türkiye'de üretenin ve küçük işletmelerin desteklendiği bir ekonomik modelin oturtulması gerektiğini söyledi. Dünyada üreten ülkelerin krizden etkilenmediklerini kaydeden Susam, Türkiye'de de esnaf sanatkarlar için pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini savundu.
ÖNCELİK VERİLİYOR
Meclis çalışmalarında esnaf sanatkarların sorunlarına öncelik verdiğini kaydeden Susam, "Türkiye'de esnafın devri hiçbir zaman bitmez. Esnaf sanatkarlar bu toplumun nüvesidir. Ekonomiye dinamizm, sosyal hayata canlılık getiren kılcal damarlardır. Ben de partiler üstü çalışma anlayışı ile Meclis'te esnafın lehine kararlar alınmasını sağlamaya çalışıyorum. Buna son örnek, UKOME toplantılarında esnaf temsilcilerine yetki kazandırılmasına yönelik çalışmalarım olmuştur" dedi.
Başkanlar Kurulu toplantısında esnaf teşkilatının yöneticilerine seslenen Susam, "Parlamentoda öncelikli görevim esnaf sanatkarların hak ve menfaatlerini sonuna kadar korumaktır. İzmir esnaf teşkilatı olarak parlamentoda gür akan bir nehir olmayı hedeflemeliyiz. Bunun için oda başkanlarımızın sorunları ile çözüm önerilerini bana iletmelerini bekliyorum" diye konuştu.
Esnaf sanatkarları ilgilendiren konuları yakından takip ettiğini belirten Susam, "Uyum ve işbirliği içinde, yapıcı öneriler geliştirerek görüşülen kanunların maddelerini kesimin menfaatine şekillendirmeye çalışıyorum. Örneğin, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantılarında, taşımacılıkta önemli işlevler üstlenen esnaf kuruluşlarının temsilcilerinin karar sürecinde yer almalarının önünü açtık. Taksici, kamyoncu, minibüsçü gibi taşımacılık yapan esnafın temsilcileri UKOME toplantılarında sadece görüşlerini aktarıyorlardı. Hazırladığımız madde tasarıya girdi, artık esnaf temsilcileri toplantılara bir üye olarak katılacak ve oy kullanabilecekler" dedi.
YASAYA İHTİYAÇ VAR
Gelişen dünya koşullarının esnaf sanatkarlarını zor duruma soktuğuna da dikkat çeken İzmir Milletvekili Susam sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilgi ve iletişimin yaygın olduğu çağda büyükler, teknoloji ve bilimi iyi kullanarak, sermaye gücü ile çok etkili oluyorlar. Bugün uluslararası şirketlerin pek çoğu bazı ülkelerden büyük cirolara sahip. Bu şartlarda en çok üretenler mağdur oluyor. Oysa bu mağduriyeti gidermek, gidererek kalkınmak mümkün. Ekonomik programlar bu düşünceyi gözetmeli. Onun için hipermarketler yasasına, küçük işletmeler ve üretenler lehine pozitif ayırımcılığa ihtiyaç var. Satın alma gücü büyük olanlara karşı yasal düzenlemelerle esnaf sanatkarların korunması gerekiyor."
Üreten ülkeler krizden etkilenmedi
Cari açık sorununa değinen Susam, "Pazarı ele geçiren zincirlerin haksız rekabeti, üreticilerin malı pahalı üretmelerine, dolayısıyla pahalı satmalarına yol açıyor. Esnaf sanatkarlar bu yolla tasfiye edilmeye çalışılıyor. Bazı tüketiciler, lobilerden etkilenen bazı siyasetçiler, 'esnaf sanatkarların devri geçti, teşvik vermeye gerek yok' diye düşünebiliyorlar. Bu yanlış düşünceyi kırmamız gerekiyor. Pahalı üretse de bu ülke insanını teşvik etmenin zorunluluğu doğru anlatılmalı" dedi. Susam sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa ülkelerinde 1 kilo zeytinyağına 2.5 euro teşvik verilirken, Türkiye'de sadece 50 kuruş veriliyor. Yüksek teşvik veren ülkeler üretmenin önemini iyi biliyor. Bakın üreten ülkeler dünya krizini yaşamadılar. Kriz daha ziyade İtalya, İngiltere, Fransa gibi üretmekten vazgeçen AB ülkelerinde etkili oldu. Çin, Hindistan gibi üreten ülkelerle Suudi Arabistan, Rusya gibi zengin kaynakları bulunan ülkelerin krizden etkilenmediğini görüyoruz. Esnaf sanatkar camiası yöneticileri de bu gerçeği kamuoyuna ve siyasetçilere doğru aktarabilmeli. İESOB bunu iyi yapıyor, diğer Birlikler ve TESK de kırmadan, dökmeden doğruyu, bilimsel olanı söylemeli, takip etmeli ve temsil ettiği zümrenin hak ve menfaatlerini korumalıdırlar."
