Üniversiteli katil yine İzmir'de

18 yıl önce okul arkadaşı Seval Erdoğan’ı 3 kurşunla öldüren ve idamla yargılandığı mahkemede ‘cezai ehliyeti yoktur’ raporuyla serbest kalan Şefik Dağaçar, cinayetten sonra 3’üncü kez İzmir’de ortaya çıktı

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde 18 yıl önce öğrenci iken aynı okulda okuyan Seval Erdoğan'ı (19) dekanın odasında tabancayla vuran, idam cezasına çarptırılan ve Adli Tıp Kurumu raporuyla 1 yıl tedavi gördükten sonra serbest kalan Şefik Dağaçar, yeniden İzmir'e geldi. Büyük bir market zincirinde görülen Şefik Dağaçar'ın kafasını tamamen kazıttığı ve pala bıyık bırakarak farklı bir imajla yaşantısına devam ettiği görüldü. Muhabirimiz Ali Eyce tarafından fark edildiğini anlayan Dağaçar, fotoğraf karesine girmemek için yoğun çaba gösterdikten sonra alışverişini kısa kesip hızla marketten uzaklaştı. Tedavi ve denetim süresi biten Dağaçar, bundan 6 yıl önce de İzmir'de görülmüş ancak tepkiler üzerine Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir ilçeye gitmişti.
İdamla yargılandı
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin beklemeli öğrencisi 35 yaşındaki Şefik Dağaçar, 1996 yılında aynı okulun 3'üncü sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Seval Erdoğan'ı, dekanın odasında üç el ateş ederek öldürdü. İdam cezası istemiyle yargılanan Dağaçar, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dağaçar, Adli Tıp Kurumu'ndan gelen 'cezai ehliyeti yoktur' raporuyla Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bir yıl müşahade altında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
Doğu Anadolu'ya gitmişti
Hastaneden taburcu edilmesinin ardından uzun süre ortalarda görünmeyen Şefik Dağaçar, 2008 yılında önce Kemeraltı Çarşısı'na silah satan bir dükkanda görülmüştü. Tanınmamak için başına şapka ve gözüne de güneş gözlüğü takan Dağaçar'ın, oturduğu Pınarbaşı semtine gitmek için otobüse binerken fotoğrafları çekilmişti. Dağaçar gazetede fotoğrafları çıkıp deşifre olunca kamuoyundaki tepkiler nedeniyle kayıplara karışmış ve Doğu Anadolu'da bir ilde yaşamaya başlamıştı.
Artık özgür
İki yıl ortalarda görünmeyen Dağaçar, 2008 yılında tekrar İzmir'e döndü. 10 yıl boyunca 6 ayda bir adliyeye gelip İnfaz Memurluğu'ndan aldığı belgeyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nda yaptırması zorunlu olan kontrollerini aksatmadan yaptıran Dağaçar'ın 'cezai ehliyeti yoktur' raporu iki yıl önce geçerlilik kazandı ve kontrolleri de bitti.
Üç yıl önce kontrolleri devam ederken öğrenci affından yararlanıp cinayet işlediği okuluna geri dönmek isteyen Şefik Dağaçar'ın bu girişimi okul personeli ve öğrencilerinin tepki göstermesi üzerine başarısız kaldı.
Sesinden tanıdı
İzmir'in en çok konuşulan cinayetinde imzası olan Şefik Dağaçar, önceki gün yine İzmir'de ortaya çıktı. Dağaçar, Üçyol'daki bir market zincirinde cinayeti haber yapan muhabirimiz Ali Eyce tarafından fark edildi. Markete alışveriş yapmak için giren ve şarküteri reyonunda sıranın kendisine gelmesini bekleyen Eyce, yıllarca duruşmada takip ettiği Dağaçar'ı henüz yüzünü görmeden sesinden tanıdı. Uzun boylu ve iri bir adamın ince sesiyle peynirin kilosunu sormasıyla sesin sahibine bakan Ali Eyce, bir yıl boyunca duruşmasını takip ettiği, defalarca göz göze geldiği Şefik Dağaçar'la bu kez yeniden yüz yüze geldi. Ali Eyce'yi tanımamazlıktan gelen Dağaçar, şarküteri reyonundan hiçbir şey almadan kasalara yöneldi. Daha önce aldığı birkaç ürünün parasını ödemeye çalışan ve fotoğrafının çekileceğini anlayan Dağaçar, fotoğraf çektirmemek için sırtını dönerek işlemlerini yapmaya çalıştı. Hesabı ödeyen Dağaçar aynı hızla mağazadan çıkıp gitti.
'Aynı anda gözlerimizi kaçırdık'
Kafasını tamamen kazıtan ve pala bıyık bırakan Şefik Dağaçar'ı sesinden tanıyan muhabirimiz Ali Eyce, o anı şöyle anlattı: "Sipariş için sıramı bekliyordum. 'Bu peynirin tuzu nasıl' diye duyduğum ses tanıdık geldi. Yıllarca duruşmada dinlediğim bu sesin sahibine baktığımda, o da bana baktı. Ben onu, o da beni tanıdı ve aynı anda ikimizde gözlerimizi kaçırdık. Ben siparişine devam etmesini bekledim ancak devam etmedi. Tanıdığımı anladığı için oradan uzaklaşmayı tercih etti. Arkasından baktığımda kaçmak için kasaya yöneldiğini fark ettim. Peynir almaktan vazgeçti. Elimde cep telefonum vardı. Reyondaki ürünleri çekiyormuş gibi yaparak birçok kez fotoğraf çekmeye çalıştım. 6 yıl önce Kemeraltı'nda da fotoğrafını çekmiştim, bunu bildiğinden yine fotoğrafını çekeceğimi düşündü ve tedbir aldı. Hiç bana bakmadı, kasadaki görevliye parayı ödeyip mağazadan çıkmaya çalıştı. O arada bana bakmamaya ve hatta fotoğraf çekme ihtimalime karşı yeni imaj yarattığı yüzünü de göstermemeye çalıştı. Ancak fotoğrafının çekilmesinden kurtulamadı. Çok hızlı hareket edip parasını ödeyerek aynı hızla kayıplara karıştı."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.