Bedava zehirle gençleri bataklığa çekiyorlar

Uyuşturucu madde tacirlerinin en önemli işi "müşteri" bulmaları. Uyuşturucu satıcıları toplumu çok iyi gözlemliyor. Genellikle parçalanmış ailelerin çocuklarını buluyorlar. Bu çocukları uyuşturucu batağına sürükledikten sonra istediklerini yaptırıyorlar. Uyuşturucu satacakları kişiye maddeyi ilk etapta ücretsiz veriyorlar. Hatta bu ücretsiz uyuşturucu madde satışına birkaç sefer devam ediyorlar. Sonunda kişi, zehir tacirine yeniden geldiğinde artık bağımlı hale dönüşüyor. Bundan sonra da artık uyuşturucu tacirleri için birer köle haline geliyor. Eğer içicinin parası kalmadıysa ve uyuşturucu almak istiyorsa, bu tacirler için büyük fırsat oluyor. Zehir tacirleri bu gençleri bazen kendi aralarına alıp satıcı yapabiliyor. Zengin çocuklarından ise daha fazla para talep ediyorlar. Uyuşturucu batağına sürüklenen çocuk da ya ailesinden para istiyor ya da elindekileri satarak para bulup uyuşturucuyu alıyor.

KANALİZASYONA ATILIYOR

Zehir tacirleri, polis baskınında uyuşturucuyu şehrin kanalizasyon sistemine atıyor. Hatta bazı evlerin içine, kanalizasyona bağlı mazgal yapıyorlar. Evleri metruk ama kapılarını çelik, camlarını da demir parmaklıklarla güçlendiriyorlar. Olası bir operasyonda böylece zaman kazanmaya çalışıyorlar.
Maddeyi yok etmek için kullandıkları bir diğer yöntem de sobada yakma olarak görülüyor. Fakat bunlar işe yaramıyor. Polis gerektiğinde mahallenin kanalizasyon sistemine dahi girip uyuşturucuları buluyor. En son yapılan operasyonlarda kanalizasyonda ele geçirilen hassas terazi bunun en iyi örneğini oluşturdu.

GİZLİ HABERLEŞME

Polise yakalanmamak için hiçbir haberleşme cihazını kullanmıyorlar. Her sokak başında yaya ya da mobilize edilmiş gözcüler bulunduruyorlar. Bu sisteme erkete yöntemi deniyor. Bu gözcüler olumsuz bir durum olduğunda birbirlerine korna, ıslık ya da sinyal diye tabir edilen selektör yöntemiyle haber veriyor. Bu haber kısa sürede ele başına ulaştırılıyor. Bunun dışında aracılara verdikleri kağıtlardaki notlarla haberleşiyorlar. Çalışma şekillerinde vardiya sistemi gibi bir sistem getirmişler. Gözcü, aracı, alıcı ve satıcılar sürekli değiştiriliyor. Bu kişiler özellikle sabıkası olmayan ya da tanınmayan kişiler arasından seçiliyor. Bunun için özellikle Türkiye'nin güneydoğusundan yetişkin ve çocuk getiriyorlar. Getirilen kişiler bulundukları şehirlerde tanınmadıkları için kolay hareket ediyorlar. Bir süre çalıştıktan sonra tekrar geldikleri yere gönderiliyorlar. Kısacası gerçekten bir vardiya sistemi gibi sürekli değişim halindeler.

ÇETE LİDERLERİ DÜELLO YAPIYOR
Zehir tacirlerinin çoğu uyuşturucu kullanıyor. Örgüt liderleri bu nedenle ayıkken yapmayacağı davranışları uyuşturucu kullandıktan sonra gerçekleştiriyor. Örgüt içinde çete liderine biat etmeyenler ya başka şehre gönderiliyor ya da kemikleri kırılana kadar dövülüyor. Ama bazen bu biat etmemeler baş kaldırmaya dönüşebiliyor. Çete lideri olmak isteyen bir başka uyuşturucu satıcısı mevcut lidere isyan bayrağını açabiliyor. Bunun sonucu silahlı düelloya kadar gidebiliyor. Buna en yakın örnek ise yakın zamanda yakalanan ve şu anda cezaevinde olan Çılgın Azad lakaplı ele başı. İzmir'in en tehlikeli uyuşturucu baronlarından biri olan zehir tacirinin, "çılgın" lakabını almasının sebebi, düellodan kaynaklanıyor. Çılgın Azad'ın daha önceden karşısına rakip olarak çıkan kişiyi düelloya davet ettiği emniyet kaynaklarınca biliniyor.