Erdoğan NATO’da bir taşla çok kuş vurdu

M.Ö. 500'de yaşamış Çin mareşalifilozof- asker ve diplomat Sun Tzu'nun strateji üzerine yazılmış meşhur Savaş Sanatı (The art of War) kitabının tarih boyunca çok büyük etkisi oldu ve günümüzdeki gelişmelere bile yön veriyor.
Sun Tzu'nun, 'Düşmanı tanıyorsan ve kendini bilirsen yüz kere savaşsan da tehlikeye düşmezsin' mottosunu Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO zirvesinde çok iyi uyguladığına tanık olduk.
Evet. Başkan Recep Tayyip Erdoğan Batı'yı, Amerika ve Avrupa'yı çok iyi tanıyor, ciğerlerini biliyor. Türkiye'nin gücünü sonuna kadar kullanarak küresel aktör olduğunu Litvanya'da gerçekleşen NATO zirvesinde açık ve net gösterdi.
Dünyanın en tecrübeli dört dünya liderinden birisi olarak Başkan Recep Tayyip Erdoğan küresel parametrelerin ele alındığı NATO zirvesinde İsveç'e yeşil ışık yakarken ülkemize müthiş stratejik şu kazanımları sağladı:
1) Burnundan kıl aldırmayan ABD Başkanı Biden'ı kuşatarak sıkıntılı olan Türkiye-Amerika ilişkilerine yeni format attı.
İsveç üyeliğini bahane ederek F-16'ları vermeyen ABD'nin kartını elinden aldı. Doğu Akdeniz, Ege Denizi bağlamında Yunanistan'a kıyak çekişine denge getirdi.
2) Türkiye NATO bildirisine, FETÖ-PKK-YPG kayıtlarının konulmasını sağladı. Bu ifadeler, her zaman Türkiye tarafından Batı'ya karşı kullanılacak parametredir.
Mutabakatta, İsveç'in Türkiye'de "FETÖ" olarak tanımlanan Gülen yapılanması ve Suriye'nin kuzeyinde mevcut Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Halk Savunma Birlikleri (YPG) destek vermeyeceği vurgulandı.
3) Türkiye'nin isteğiyle NATO'da ilk defa terörizmle ilgili koordinatörlük kurduruldu.
NATO'nun "terörün her türlüsüne karşı" daha da aktif olması vurgusu yapıldı.
4) Başkan Erdoğan kararlı duruşuyla Ukrayna'nın NATO üyeliğinin canlanmasına yol açtı. Nitekim, Vilnius Zirvesi Bildirisi'nde, Ukrayna'ya 2008 Bükreş Zirvesi'nde verilen NATO üyeliği taahhüdünün yinelendiği de aktarılarak, "Ukrayna'nın kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkını tamamen destekliyoruz. Ukrayna'nın geleceği NATO'dadır" ifadeleri yer aldı.
5) 50 yıldır Türkiye'yi kapıda bekleten Avrupa Birliği'ni köşeye sıkıştırdı, Türkiye'nin AB üyelik trafiğinin hızlanması yolunu açtı, AB tezgahlarını kuran Almanya ve Fransa köşeye sıkıştırıldı. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi de dahil olmak üzere, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin yeniden canlandırılması masa üstüne çıkarıldı. Nitekim Almanya Başbakanı Sholtz, Başkan Erdoğan'ı meseleleri görüşmek için Almanya'ya resmen davet etti.
6) Başkan Erdoğan kendisi ile baş başa görüşen Başbakanı'na, Kanada'nın savunma kısıtlamalarını kaldırmasını istedi.

YENİ DÜNYA DÜZENİ
Litvanya'da yeni dünya inşasında Batı ve NATO'nun yol haritası masaya yatırıldı. Başkan Tayyip Erdoğan-Türkiye tarafından Rusya ile yürütülen tarafsızlık ilkesi sırasında çok konuşulan Karadeniz konusu Türkiye'nin istediği biçimde yer aldı. NATO bildirisinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi yoluyla verilen desteğin altı çizildi.
Rusya'nın Kırım dahil olmak üzere yasa dışı ilhaklarının tanınmayacağı vurgulanan bildiride, Rusya'ya savaşı derhal sonlandırma ve kuvvetlerini Ukrayna'dan çekme çağrısı yapıldı.Rusya'nın Belarus topraklarına nükleer silah ve nükleer kapasiteye sahip sistemler konuşlandırma niyeti kınandı.

ÇİN DAHA ÇOK HEDEFTE
Madrid zirvesinde Çin'e bir cümle yer verilirken Litvanya'da Çin NATO formatına daha çok oturtuldu. Çin'in iddialı ve cebri politikalarının NATO'nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine karşı zorluk oluşturduğu belirtildi.
Rusya ile Çin arasındaki stratejik ortaklığın derinleşmesine dikkati çekildi. Çin'e Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olarak Rusya'nın savaşını kınama çağrısı yapıldı, Çin'in Rusya'ya silah desteği vermemesi istendi.

SONUÇ
BAŞKAN Recep Tayyip Erdoğan, "Mükemmellik her savaşta çarpışarak kazanmak değildir.
En iyi strateji savaşmadan kazanmaktır" mottosunu da çok iyi kullanıyor.
Nitekim küresel aktör Erdoğan, Litvanya NATO zirvesinde iki aşamalı strateji uyguladı. İlk ayakta sadece İsveç'e yeşil ışık yaktı. Zirvenin gidişatını sıkıntıya sokmadı.
İkinci ayakta İsveç'in NATO üyeliği konusunda TBMM bağlamında ipleri elinde tutuyor.
TBMM, Ekim'de açılınca son karar alınacak. Batı'nın söz verip yapmadığını çok gördük.
Önümüzde en az 3 ay daha zaman var. Göreceğiz, verdikleri sözü tutacaklar mı?
ABD (Batı), 1 Mart 2002 tezkeresini asla unutmasın. Aziz milletimizin kalpgahı TBMM hata yapanları asla affetmedi, affetmez.