
Oruç, insanı manevi ve ahlaki bakımdan olgunlaştıran bir ibadettir. Bu özeliği dolayısıyla gerek Peygamber Efendimiz gerekse daha sonra gelen din adamlarımız Ramazan ayı dışında da çeşitli vesilelerle oruç tutmuştur. Dini hüküm ve değeri bakımından oruç farz, vacip ve nafile olmak üzere üçe ayrılabilir.
Farz Oruç:
Ramazan orucu farz yani gerekli şartları taşıyanların tutmakla yükümlü olduğu oruçtur. Mazerete dayalı olarak veya mazeretsiz tutulmadığı taktirde bir başka zaman kaza edilmesi de zorunludur.
Ramazan orucunun bozulması sebebiyle tutulması gereken kefaret orucu da farzdır. Bunun yanında zıhar, yanlışlıkla ve kaza ile adam öldürme, hacda ihramlı iken vaktinden önce tıraş olma ve yemin için tutulacak olan kefaret oruçları da farz oruç kapsamında değerlendirilmiştir. Ramazan orucu sadece belirli bir vakitte, yani Ramazan ayında tutulabilirken, diğerleri oruç tutmanın mubah olduğu her zaman tutulabilir.
Ramazan orucunun kazası da oruç tutmanın mubah olduğu herhangi bir zamanda yapılabilir. Fakat herhangi bir sebeple kazaya kalan orucu mümkün olan en kısa zamanda tutmaya çalışmak daha uygundur.
Vacip Oruç:
Nezir (adak) orucu vacip olan oruç kapsamına girer. Adak bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için bir yükümlülük haline getirmesidir. Kişi, oruç tutmayı adamışsa, bu adak orucunu tutması vaciptir.
Başlanmış nafile bir orucun bozulması durumunda bunun kaza edilmesi Hanefiler'e göre vaciptir. Malikiler ise kazanın farz olduğunu söylemişlerdir. Şafii'ye ve Malik'ten başka bir rivayete göre ise, nafile orucun kazası gerekmez.
Nafile Oruç:
Farz ve vacip olan oruçların dışında tutulan oruçlar nafile oruç olarak isimlendirilir. Bu oruçlar da insana sevap kazandırır. Nafile oruçların sünnet, müstehap, mendup veya tatavvu olarak adlandırıldıkları da olur.
Nafile oruç, oruç tutmanın yasak olmadığı tüm günlerde tutulabilir. Ancak bazı günlerde oruç tutmak daha faziletli görülerek bugünlerde oruç tutmak sünnet veya mendup kabul edilmiştir.
Oruç tutmanın mendup olduğu günlerden bazıları şunlardır:
1. Şevval Orucu: Ay takviminde Ramazan ayından sonraki ay, şevval ayıdır. Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Hz. Peygamber, "Ramazanı oruçla geçirip buna şevvalden altı gün ilave eden kişinin bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur" buyurmuştur. (Müslim, "Sıyam", 204),
2. Aşure Orucu: Muharrem ayının onuncu gününe "aşura" denilir. Hz. Peygamber'in bugünde devamlı olarak oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Fakat sadece o günde oruç tutulması doğru görülmemiş, bunun yanında bir önceki veya bir sonraki günün de oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmiştir.
3. Her ay üç gün oruç: Her aydan üç gün oruç tutmak, bunu özellikle her kameri ayların 13, 14 ve 15. günlerinde yapmak müstehap kabul edilmiştir.
4. Pazartesi-Perşembe Orucu: Her hafta pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak da teşvik edilmiş bir nafiledir. Peygamberimiz'in pazartesi ve perşembe günleri oruç tuttuğu ve sebebi olarak da "İnsanların amelleri Allah Teala'ya pazartesi ve perşembe günleri arz olunur; ben amelimin arzı sırasında oruçlu olmayı tercih ediyorum" (Ebu Davud, "Savm", 60; İbn Mace, "Sıyam", 42) dediği rivayet edilmiştir.
5. Zilhicce Orucu: Zilhicce ayının ilk dokuz gününde oruç tutmak da tavsiye edilmiştir. Kameri takvime göre zilhicce ayının 10. günü kurban bayramının ilk günüdür. Peygamberimiz'in zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmayı sürdürdüğü rivayet edildiği için zilhiccenin ilk dokuz gününün, yani kurban bayramından önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müsteha kabul edilir. Fakat sıkıntıya ve halsizliğe sebep olacağı gerekçesiyle, hacda olanların 9. günü (arefe günü) oruç tutması mekruh görülmüştür.
NASIL BİR ORUÇ?
Değerli okurlarım öyle kardeşlerimiz var ki oruçlu iken, iftar vaktine doğru yanına yaklaşılmıyor. Çoluk çocuk, konu komşu çevresinde kim varsa, bu kardeşlerimizin gerginlik ve öfkesinden nasibini alıyor. Sanki oruç bunları ateş topuna dönüştürmek için farz kılınmış. Böyle bir oruç Allah katında makbul olabilir mi?
Maalesef hayır! Hz. Peygamber (a.s.), "Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruç neticesinde, açlık ve susuzluktan başka karları yoktur" diyerek bu konuda uyarıda bulunmuştur.
Oruç İslam'ın diğer emir ve yasakları, etik ve ahlaki değerleri gözetilerek yerine getirildiğinde makbuldür. Bu bütünlüğe riayet etmeden tutulan orucun bir faydası olmaz.
'SABRIN YARISI'
Oruç, insanı takva denilen en yüksek ahlaki erdeme ulaştırmak için farz kılınmıştır. Ayet-i kerimede, "Ey iman edenler! Oruç tutmak sizden öncekilere olduğu gibi size de farz kılınmıştır. Umulur ki bu sayede takvalı/ahlaki olgunluğa ermiş bir kimse olursunuz" buyurulmuştur. (Bakara, 2/183).
Hz. Peygamber "Oruç (insanı kötülüklerden koruyan) bir kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene: 'Ben oruçluyum' desin" diyerek oruçludan beklenen ahlaki tavır ve davranışlara işaret etmiştir.
Hakkıyla tutulan oruç insanı bu dünyada başkalarıyla anlamsız kavga ve çekişmelerin sonuçlarından koruduğu gibi ahirette cehennem azabından da korur. Çünkü oruç insanı kötülüğe sevk eden duygu ve düşüncelere set çeker. Oruç tutanlar, bu sayede nefis ve şeytanın tuzaklarından korunma imkanına kavuşur. Oruç, insanın arzu ve isteklerini kontrol edebilmesini ve nefsini terbiye etmesini de sağlar. Hz. Peygamber orucu "sabrın yarısı", sabrı da "imanın yarısı" olarak değerlendirmiştir.
SAMİMİYETİ YANSITIR
Oruç insanın Allah'a karşı samimiyetini yansıtan bir ibadettir. Özel bir çaba ve merak söz konusu olmadığında Allah'tan başka kimse, kimsenin oruçlu olup olmadığını bilemez. Bu nedenle Allahu Teala bir kudsi hadiste "Oruç benim içindir, onun karşılığını da ben veririm" buyurmuştur.
Avam'ın, Havass'ın ve Ehassü'l-Havass'ın orucu olmak üzere orucun üç derecesinden söz edilir. Avam'ın yani sıradan insanların orucu sabahtan akşama kadar yeme, içme ve cinsel hazlardan uzak kalmakla olur. Havass'ın yani seçkin kimselerin orucuna gelince bunlara ilave olarak göz, kulak, dil, el, ayak ve diğer bütün uzuvları günahlardan korumak suretiyle tutulur. Ehassü'l-Havass'ın/en seçkinlerin orucu ise, yukarıdakilere ilave olarak, kişinin kalbini bencil duygulardan, dünyevi ihtiraslardan sıyırarak bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi suretiyle olur.
Allah katında makbul bir oruç tutmak istiyorsak orucun manevi ve ahlaki şartlarına da özen gösterelim.
Bu çiçekler iftariyelik
BonnyFood, Ramazan ayına özel, "iftariyelik çiçekler" üretti. Hurma, kuru kayısı gibi iftariyeliklerden oluşan çiçek aranjmanları, Ramazan ayında da sevdiklerinizi mutlu etmenize yarayacak. Birbirinden lezzetli kek, kurabiye, çikolata ve meyvelerden oluşan çiçek aranjmanlarıyla uzaktan hediye göndermede fark yaratan BonnyFood, Ramazan ayı için çok lezzetli iftariyelik çiçekler hazırladı.
İftar sofralarının vazgeçilmezleri arasında bulunan hurma, kuru kayısı ve daha bir çok lezzetli ürünle hazırlanan iftariyelik çiçek buketleri, Ramazan ayında da sevdiklerine hediye göndermek, aynı zamanda da fark yaratmak isteyenlerin tercihi olacak. Çikolata işlemeleriyle zenginleştirilen hurma, kayısı ve diğer çeşitlerle iftar sonrası ağızları tatlandıracak. BonnyFood'un Ramazan'a özel buketleri, internet ve telefonla ulaşılabilecek her noktadan sipariş verilebiliyor ve Türkiye'nin her yerine gönderilbiliyor.
2008 yılında Hamit Kekeç ve Didem Alsoy tarafından kurulan BonnyFood, kek, kurabiye, çikolata ve meyvelerden yapılan çiçek aranjmanlarıyla yeni bir sektör yarattı. "Uzaktan hediye göndermede" önemli bir boşluğu dolduran ve kısa sürede büyük ilgi gören BonnyFood, 21 şubesi ile Türkiye genelinde en hızlı ve en lezzetli çiçek gönderimini yapıyor. Kurucu ortaklardan Didem Alsoy, yaratıcı fikri ile Türkiye Kadın Girişimciler Derneği tarafından düzenlenen "2010 yılı kadın girişimci" yarışmasında 3. oldu.
Pehlivanoğlu'ndan Ramazan'da her gün 3 bin kişiye iftar
KENAN MOLLA (AKHİSAR)
Pehlivanoğlu Marketler Zinciri yönetimi, baba ocağı Akhisar'da 13 yıldır Ramazan aylarında her gün 3 bin kişiye 3 çeşitten oluşan iftar yemeği verme geleneğini bu yıl da sürdürdü.
Pehlivanoğlu Marketler Zinciri kurucusu Ali Pehlivanoğlu ve kardeşlerinin doğup büyüdükleri Reşat Bey mahallesi 324 sokak 10 numaradaki baba ocağında, Birlik Camii imamı Ahmet Öz'ün dualarıyla her gün 13 kişilik ekibin titizlikle hazırladığı 3 çeşit yemeğin yer aldığı zengin mönü ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
Pehlivanoğlu Marketler Zinciri Kurucu Başkanı Ali Pehlivanoğlu'nun eniştesi Hüseyin Sultan, "13 yıldır geleneksel hale getirdiğimiz Ramazan'da iftar yemeği hayır etkinliğimizi bu yıl da baba ocağında sürdürüyoruz. Ramazan ayı içerisinde Erdoğan Özgen, Nusret Subaşı, Şerif Durmaz, Sadettin Gülmen, Yusuf Tetik, Kadri Kocabaş isimli aşçılarımız ile bayanlardan oluşan 13 kişilik ekibin hazırladığı yemekleri burada her gün aksatmadan yaklaşık 3 bin kişiye dağıtıyoruz. Yemekler saat 18.00'den sonra verilmeye başlanıyor. Yemek almaya gelemeyen 50 ailenin üç çeşit yemeğini ise biz evlerine kadar götürüyoruz" dedi.
