Mozaikler 'branda' ile korunuyor
- İzmir
- 17.7.2010 12:47:59
BİN 300 YILLIK MOZAİKLERE ÖZEL KORUMA
Her yıl minimal ölçekte ama çok özel şeyler yaptıklarını anlatan Prof.Dr. Cengiz Işık, şöyle konuştu: ''Kubbeli Kilise çok özel bir kilisedir. En erken ayağa kalkmış kiliselerden bir tanesidir. Bunun güneyine, kuzeyine daha sonra ilave edilen küçük şapeller (küçük kilise) var. Şapellerden güneyde olanının zemini mozaik. Kendi dönemi için çok özel ve güzel bir mozaik. Yaklaşık bin 300 yıllık bir geçmişi var. Mozaiklerin zarar görmemesi için özel brandalar kullanıyoruz, bu brandalar güneşin mozaiklere zarar vermesini önlüyor. Ayrıca, ziyaretçilerin mozaikleri yakından görmesi için ahşap teraslar yaptırdık. Ziyaretçiler, bu brandların gölgesinde mozaikleri yakından inceliyorlar. Kışın branda alınıyor ve mozaiğin üzerine özel bir kumaş olan 'jeo tekstil' malzemesi seriyorlar ve kumla kaplıyorlar. Kışın koruma altında yazın ise Kaunos'un ziyaretçilerine açık.''. Işık, Muğla'da ören yerleri arasından en çok ziyaretçi alan yerin Kaunos Antik Kenti olduğunu ifade ederek, ''Kaunos Antik Kenti, ziyaretçi sıralamasında Sedir Adası'ndan sonra geliyor ama biliyorsunuz ki Sedir Adası'na ziyaretçiler daha çok kumsal için geliyorlar. Amacımız, Kaunos'a gelen ziyaretçilerin antik kentin büyülü havası içinde bir gezi yapmalarını sağlamak'' diye kaydetti.
KAUNOS ANTİK KENTİ
Muğla'nın Köyceğiz ilçesindeki Kaunos, ticari açıdan önemli bir liman kentiydi. Zamanla denizin alüvyonlarla dolmasıyla liman özelliğini kaybetti. Tarihin babası Heredot'a göre Kaunoslular Karia'nın yerli halkındandı ama kendilerini Giritli sayıyorlardı. Coğrafyacı Strabon da Kaunos'un tersanesinin ve ağzı kapanabilen bir limanının bulunduğunu yazıyor. Kentin limanı akropolün aşağısındaki Sülüklü Göl'dü. O zaman deniz Kaunos'un akropolüne kadar gelmekteydi. Perslerin Anadolu'yu bütünüyle ele geçirmesi üzerine kent Mausolos'un yönetimine girdi. M.Ö. 334'de İskender'in Persleri yenmesi üzerine Prenses Ada'nın, sonra Antigonos'un, daha sonra Ptolemaios'un yönetimine girdi. Rodos Krallığı, Bergama Krallığı ve Roma egemenlikleri altında kaldı.
Limanın dolmasıyla önemini yitirmeye başladı. Akropol yükseklikteki tepeye kurulmuş. Surların kuzey yönünde olanı orta çağdan kalmadır. Uzun sur limanın kuzey yönünden başlayıp Dalyan'ın ilerisindeki sarp kayalığa kadar uzanıyor. Surun kuzey kısmı Mausollos döneminde yapılmış. Kuzeybatı yönündekiler Hellenistik döneme ait. Limana doğru olanlar ise Arkaik Devir'den kalma. Tiyatro Akropol'ün eteğinde. 33 oturma sırası bulunuyor. Tiyatronun batı yönündeki yapı kalıntılarından biri bazilika tipi kiliseye ait. Diğerleri Roma Hamamı ve Tapınağa ait. Aşağıda tamamlanmayan bir daire biçiminde örülmüş ve yivsiz sütunları bulunan yapının arkasında üç basamakla yükseltilmiş podyum bulunuyor. Burada tapınağın kalıntıları görülüyor. Daire biçimindeki yapının ne olduğu ise bilinemiyor. Surları ve kuleleri bütünüyle görmek için uzunca bir keşif gezisine çıkılması gerekiyor. Kaunos Antik Kenti'ni ziyaret sonrasında isteyenler tekneyle Kaunos'un şimdi ''Sülüklü'' adı verilen ve göle dönüşen antik limanına ve Çandır köyüne çıkabiliyorlar.