'İki işçi kazaya değil cinayete kurban gitti'

Yaşanan acı olayın ardından dün, Kamu Emekçileri Sendikası üyeleri belediye önünde eylem yaptı, "Kaza değil, iş cinayeti" diye slogan attı
Olayla ilgili inceleme yapan Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi de, "Taşeron firma önlem almadı, belediye de denetim görevini yapmadı" dedi
ERTAN GÜRCANER / FATİH ŞENDİL (HABER MERKEZİ)

KESK üyeleri dün Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yaparak, olayı kınadı. Sendikacılar yaptıkları konuşmada, yaşanan olayın kaza olmadığını, cinayetten farkı bulunmadığını belirterek tepki gösterdiler.

İzmir Büyükşehir Belediye binasının dış cephe onarımında çalışan taşeron Mega İnşaat firmasına bağlı iki işçinin kurulan iskelelerden birinin çelik halatının kopmasıyla hayatını kaybetmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Belediye önünde eylem yapan Kamu Emekçileri Sendikaları İzmir Şubeler Platformu üyeleri, "Bu kaza değil, iş cinayeti" diye slogan attı ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmamasını eleştirdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ise, belediye binasının cephesindeki çalışmalarda taşeron firmanın hiçbir iş güvenliği hükmüne uymadığına dikkat çekerek, Büyükşehir Belediyesi'nin de iş güvenliğini denetleme görevi bulunduğunu ancak bunu yapmadığını vurguladı.
DAVA AÇACAKLAR
Öte yandan hayatını kaybeden işçiler üniversite öğrencisi Nesih Taşkın (26) ile Mehmet Toprak'ın cenazeleri, memleketlerinde toprağa verilmek üzere aileleri tarafından İzmir Adli Tıp Kurumu morgundan alındı. İki ailenin yakınları belediye ve taşeron şirket aleyhine dava açacaklarını söyledi. Bu arada Taşkın ailesi, Nesih Taşkın'ın "sigortasız çalıştırıldığını" tespit ettiklerini ileri sürdü.

3 İŞÇİ YARALANMIŞTI
Dün, Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması yapan KESK İzmir Şubeler Platformu, olayın kaza değil iş cinayeti olduğunu öne sürdü. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Ali Rıza Özer, yine belediye binasındaki aynı çalışmalar kapsamında 7 Şubat 2011'de meydana gelen ve 3 işçinin yaralanmasına neden olan ilk kazaya rağmen hiçbir önlem alınmaması sonucu 2 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi. Daha önce bir üniversitenin, Büyükşehir Belediye Sarayı binasının sağlıksız olduğu ve güçlendirilmesi gerektiği yönünde rapor hazırladığını, bunun da yaşanan üzücü olayların habercisi olduğunu belirten Özer, "Üniversite raporuna rağmen gerekli önlemler alınmadı. Bu konuda sorumluluğu bulunan Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ve ihale usulü iş alan firma ile ilgili olarak da gerekli işlemin yapılması gerekmekte. Platform olarak konunun takipçisi olacağız" diye konuştu.
DAHA ÖNCE UYARMIŞTI
Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden de çarpıcı bir bir açıklama ve uyarı geldi. Olay yerinin uzman mühendislerce incelendiğinin belirtildiği açıklamada, belediye binasının cephesindeki çalışmalarda taşeron firmanın hiçbir iş güvenliği hükmüne uymadığının tespit edildiği belirtildi. Onarım çalışması sırasında Büyükşehir Belediyesi'nin de taşeron firmayı iş güvenliği hükümlerine göre denetlemediğinin ifade edildiği açıklamada, "Bundan önce metro inşaat sahasında meydana gelen kaza sonucunda söylemiş olduğumuz Büyükşehir Belediyesi bünyesinde işçi sağlığı ve iş güvenliği birimi kurulmalı. Bu birim, Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı ya da ihale yoluyla yaptırdığı tüm işlerdeki çalışmayı işçi sağlığı ve iş güvenliğini denetlemeli" denildi. Açıklamada, iskeleyi taşıyan iki halatın da çatıda taşıyıcı güvenliği olmayan parapetlere bağlanmış olduğu, bu halatlarla birlikte diğer cephelerdeki halat bağlantılarının taşıyıcı güvenliği olmayan parapetlere bağlı olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Mehmet Toprak 15 yıl çocuk özlemi çekmiş
İşçilerden Mehmet Toprak'ın hayatının da çocuk özlemiyle geçtiği ortaya çıktı. İlk evliliğini Münevver Toprak'la yapan Mehmet Toprak'ın 15 yıl çocuk sahibi olamadığı öğrenildi. 15 yıl süren tedavinin ardından kızları Özlem'in dünyaya geldiği, ancak bu kez de aralarında çıkan anlaşmazlık sonrasında Mehmet Toprak'ın, 4 yıl önce eşinden boşandığı öğrenildi. Eşinin Bursa'ya taşınıp yeniden evlenmesiyle kızından bir kez daha ayrılan Toprak'ın bu kez hayatını 3 çocuk sahibi Hatice Toprak'la birleştirdiği belirtildi. Biricik kızının özlemini yaşayan Mehmet Toprak'ın, olay günü de havanın yağışlı olmasından dolayı işe gitmemeye karar verdiği ancak son anda hem haftalığını almak hem de işten geri kalmamak için gittiği öğrenildi. Cenazenin tesliminde Özlem Toprak'ın babasına vedası hüzünlü anların yaşanmasına neden oldu. Eşini kaybeden Hatice Toprak ise, "İlk eşimi hastalıktan kaybettim, ikinci eşimi de kazada, keşke işe gitmesiydi. Yeni evliydik daha" dedi.

Erdündar: Nesih Taşkın sigortasız çalışıyordu
Yaşamını yitiren işçilerin cenazeleri toprağa verilmek üzere memleketleri Diyarbakır ve Amasya'ya gönderildi. Diyarbakırlı Taşkın ailesinin avukatı Serdar Erdündar, vefat eden Nesih Taşkın'ın "sigortasız çalıştırıldığını" tespit ettiklerini ileri sürdü. 13 yıl önce eşi Vezir Taşkın'ı Diyarbakır Lice'deki kazada kaybettiğini söyleyen Nesih Taşkın'ın annesi Hatice Taşkın, "Eşim öldükten sonra İzmir'e taşındık. Nesih, üniversiteyi kazandıktan sonra maddi güçlükler nedeniyle kaydını yenileyemedi. Okul harcı için inşaatlarda çalışmaya başladı. Bu acıya ben nasıl dayanırım" diyerek gözyaşına boğuldu. Ağabey Vedat Taşkın ise, "Şikayetçi olacağız" dedi. Olayda ihmalin söz konusu olduğunu belirten ağabey Taşkın, "Ben de inşaat işçisiyim. Olay yerine gittim. İskele halatları çok inceydi. O halatlar bırakın insanı, en küçük inşaat malzemesini bile zor taşır. İşçilerde ne kask var ne de emniyet kemeri. İskelede emniyet halatı olmalıydı. Firma denetlenseydi, eksiklikler giderilirdi. Kardeşim ihmal sonucu hayatını kaybetti. Kardeşim Büyükşehir Belediyesi'nde iş güvenliği olmadığı için öldü" dedi.