‘Kaptanı içerde saklıyoruz sanıyorlar’

NİHAN YARKENT İNCE
Onlar 4 cesur kadın. Geçen yıl Adriyatik'e yelken açan 4 denizci kadın, şimdi Akdeniz'de 44 gün sürecek yolculuğa çıkacak. Neşe Hasipek, Tutkumm isimli yelkenlisiyle, yine kendisi gibi iki cesur kadınla birlikte 70 günde Adriyatik'i geçerek bir ilke imza attı. Şimdi Ceyda Güleçyüz, Şule Kükrer ve Ferda Volkan ile 44 gün sürecek Akdeniz yolculuğuna çıkacaklar. Bunu yaparken de tüm dünyada barış istiyorlar. Mavi sulardaki bu yolculuk için Kaptan Hasipek ve ekibiyle buluştuk.
8 YAŞINDA BAŞLADIM
Nasıl başladı bu harika serüven?
Neşe Hasipek: Uşak doğumluyum ama çocukluğumun bir kısmı Almanya'da deniz kıyısında ve yelken olimpiyatlarının yapıldığı yerde geçti. Başlangıç orası. Sekiz yaşındaydım ve hep tekne içerisinde oyun oynardım. Ama hayat şartları nedeniyle mavi sulardan uzaklaştım.
Evlendim, kızım dünyaya geldi, iş hayatı derken Ankara'ya gittik. Çocuğunuz olduğu zaman haliyle ona endeksli yaşıyorsunuz. Kızım üniversite sınavlarını kazandı ve evden ayrıldı. Hal böyle olunca ben de emekli olmaya karar verdim ve 2010 yılında tekne alıp Bodrum'a yerleştim.
ÖNCE EĞİTİM ALDIK
Kadınları toplayıp böyle bir hareket başlatmak nereden aklınıza geldi?
Neşe Hasipek: Bodrum'a yerleşince ve tekneniz de olunca çevrenizdeki eş dost ya da bu işe bulaşmış olanlar bir şekilde birbirini bulmaya başlıyor. Birlikteliğimiz böyle oldu. 8 yıl önce başladık ama bir eğitimimiz yoktu. Önce birbirinden önemli ve değerli kişilerden eğitim aldık ve belgelerimizi tamamladık. Geceli gündüzlü bütün yarışlara, tekne transferlerine katıldım.
BARIŞ SLOGANI İLE
Adriyatik'e yelken açma fikri nasıl oluştu?
Neşe Hasipek: Aslında doğruyu söylemek gerekirse önce araba ile gezecektik sonrasında "Neden evimizi de götürmüyoruz ki" dedik ve yelkenliyle çıkma fikri gelişti, büyük ilgi gördü. Kadının toplumdaki gücünü denize taşımak isteyenler olarak biraraya geldik.
Adriyatik'e yelken açacağımız gün Ankara'da patlama meydana gelmişti ve biz de tepki olarak Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözüyle sefere çıktık. Şimdi ise yine aynı sloganla Akdeniz seyrine çıkıyoruz.

Şu anda dört kişisiniz ve sergi açmak gibi farklı hedefleriniz var...
Ceyda Güleçyüz: Elbette, bunu kadınların güç gösterisi olarak kabul ediyoruz, tam bir kadın dayanışması diyebiliriz.
Yani biz tekneyi götürüyoruz, arkadaşlarımız sergiyi açıyorlar, onlar da yelken yapacak tabii ki ama sonuç olarak tüm becerilerimizi ortaya dökeceğiz.
Gideceğimiz yerlerde bizi müthiş bir coşku ile karşılayacaklarına eminiz, çünkü bu barış hareketimizin başlangıcı şenlik havasında olsun istiyoruz.
Gittiğimiz yerlerde Adriyatik sunumu ve daha önce yaptığımız her şeyi anlatacağız.
Örnek teşkil edeceğimizi düşünüyoruz, ancak herhangi bir siyasi parti organizasyonu veya karşılamasını kabul etmiyoruz.
Denizde Türk Bayrağı'nı dalgalandırmak nasıl bir duygu?
Şule Kükrer: İnanılmaz, gurur verici. Bazen açık denizde başka teknelerle karşılaşıyoruz, bizi gördüklerinde inanamıyorlar. Sanki içeride ekstradan bir erkek kaptan ya da yardımcı varmış gibi bakıyorlar. Acaba yalan mı söylüyoruz, içeride birisi mi var şeklinde gittiğimiz ülkelerin sahil güvenlik birimleri şüphe ile bakıyor.
SICAK KARŞILAMA
İnanmayanlar sadece onlar mıydı?
Şule Kükrer: Karada da benzer bir durum oluyor. Yok yelken açmadılar, yok motorla gittiler diyenler oluyor. Kaldı ki motorla bile gidilse aynı zorluklar, aynı yalnızlık, aynı yol, aynı rüzgar, sorunlar, dalgalar, hava şartları...
Ceyda Güleçyüz: Güzel olan ise şu; biz Türk bayrağı ile seyir halindeyiz ve yabancı yaşlı çiftler var, zamanında herhangi bir sebepten Türkiye'de bulunmuşlar, bizi gördükleri anda koşa koşa gelip sarılıp öpüyorlar.
Almanlar, Fransızlar...
Onların o sarılışları, o sıcak karşılamaları bizim çok hoşumuza gitti.
"GELECEĞE TEMİZ BİR DÜNYA BIRAKMAK İÇİN"
Peki Akdeniz seyrinin amacı nedir?
Ferda Volkan: Bu yolculuğun amacı; kadının toplumdaki ve denizdeki yerini güçlendirmek, gelecek nesillere temiz ve barış içinde bir dünya bırakmanın kadınların ellerinde olduğunu vurgulamak.
Dünyada yükselen şiddete karşı, barışa yelken açmak.
Tutkumm ekibi, denizden karaya bakmanın duyarlılığını taşıyor.
Bu yolculukta, dünyanın tüm çocuk ve kadınlarına tertemiz bir dünyada, şiddetten uzak yaşamak için ortam sağlanması gereğine dikkat çekmeyi hedefliyoruz.
"KADININ GÜCÜNE DİKKAT ÇEKİYORUZ"
Denizci kadınlar olarak kendinizi nasıl ifade ediyorsunuz?
Neşe Hasipek: Tutkumm ekibi, cinsiyet ayrımcılığına inanmayan, yüzünü aydınlığa dönen, kadının toplumdaki gücünü denize de taşımak isteyen bir ekip. Bu dünyayı yıkan da güzelleştiren de insanlardır.
Ama dünyayı kabusların değil, masalların yaşandığı mavi bir küre olarak koruyacak olan; kadınlardır. Dünyamızın yarınları, çocuklarımızın avuçlarında yeşerecek. O çocukları, biz kadınlar yetiştireceğiz. Barışın yolunu yaratıcılıkla, sanatla açabiliriz. Kadınlar olarak yelken açarak dünyada yükselen şiddete karşı barışa vurgu yapabilir, kadın dayanışmasında bir model olarak, "kadının gücüne" dikkat çekebiliriz.
Bütün bunlar için; mavi sularda beyaz yelkenlerin "Yurtta barış dünyada barış"a kadın elleriyle açılsın istiyoruz.

300 MİL YOLCULUKTA 21 NOKTADA DURACAKLAR
Bu yolculukta neler olacak?
Ceyda Güleçyüz: 21 farklı noktada duraklayıp bin 300 deniz mili yol alacağız. Bodrum'dan demir alıp Bütün Akdeniz'i İskenderun'a kadar geçeceğiz. Kıbrıs'a uğrayıp aynı rotayla geri döneceğiz.
44 gün boyunca 5 kadın olacağız ama aralarda değişimli olarak yine kadın konuklar alacağız.
Şule Kükrer ve Ferda Volkan da vizörlerinden mavi kareler ile unutmak istemedikleri anların yer alacağı bir sergiyi yine Kıbrıs ve Bodrum'da takipçileriyle buluşturacak. Tüm bunların hepsi de barış yolunda olacak.