'Tiyatrocular beni babamdan istedi'

Mehmet Necati Şentürk, ortaokulda yaptığı gösterilerin kumpanyaların ilgisini çektiğini belirtti. Beni babamdan istediler diyen Şentürk, “Bu çocuğun tiyatroya meyili var. Bize katılsın” diye teklifte bulundular ama gitmedim” dedi

Yılların deneyimli sunucusu, organizasyon danışmanı ve aynı zamanda KİTVAK Kurumsal İletişim Direktörü Mehmet Necati Şentürk, mesleğindeki başarısının ayrıntılarını ve bugünlere gelme sürecini Yeni Asır'a anlattı. Çocuk yaşlarda taklit ve sunuculuğa merak salan Şentürk, okul hayatı ile birlikte bu merakını geliştirip devam ettirdi. Şentürk, işinin sadece sunuculuk olmadığını belirterek, "Yeri geliyor bir organizasyona danışmanlık yapıyorum.
Yeri geliyor bir fabrikanın açılışında görev alıyorum. Orada sahne alacak olan müzik ekibine, kurulacak ses ve ışık sistemine, dans ve oryantal grubuna, catering hizmetine, hatta Kur'an-ı Kerim okuyacak olan hocasına kadar danışmanlık hizmeti veriyorum.
Bir organizasyonda konuşma yapacak olan kişileri bile çalıştırıp sunuma hazırlıyorum" diyor.

Aslen İzmirli misiniz?

Hayır. Babamın memuriyeti sebebiyle 1974'te Manisa'dan İzmir'e gelmiştik. Aynı zamanda annemin çok ciddi bir romatizma rahatsızlığı vardı.
Annemi İzmir iyileştirdi aslında.
Agamemnon Kaplıcaları'nda tedavi gördü. Onun için İzmir'in bendeki yeri çok başkadır.
Bizim bu kente olan sevgimiz, annemizi iyileştirmesinden kaynaklıdır. Kendimi hep İzmirli görürüm. Bu nedenle hep de İzmir'e faydalı olan kurumlarda çalıştım.

Sunuculuk merakı zamandır var?

Ben çok hareketli bir çocuktum.
Tiyatroya ilgim vardı hep.
Tabi o zamanlar çok fazla tiyatro ve kumpanyalar yoktu. 70'li yılların ortası, televizyonun daha yeni yeni yayılmaya başladığı dönem. O yaşlarda gördüğümüz her şeyi taklit edip kendimize keyifli alanlar yaratırdık.
Yalçın Menteş'lerin popüler olduğu yıllardı. Sürekli onları izleyip ben de bir şeyler yapardım. İlkokul öğretmenim beni yakından takip ederdi.
Hatta mezuniyetimizde o dönemin ünlü isimlerinin taklidini yapmıştım. Şu anki sunuculuğumun ilk temelleri o yıllarda atıldı diyebilirim.
İlkokuldan sonra bu merak devam etti mi?

Ortaokuldayken de devam ettim tabi. Okula kumpanyalar gelirdi, biz de arkadaşlarımızla birtakım gösteriler yapardık.
O yaptığımız minik gösteriler bizi gören bazı kumpanyaların ilgisini çekince, beni babamdan istediler. "Bu adamın tiyatroya meyili var. Bize katılsın" diye teklifte bulundular ama anne ve babadan ayrı kalmak pek içime sinmediği için gidememiştim.
Sonra lise çağlarında "Koridor Trajedi" isimli İngilizce bir oyun sergiledik. Üniversitede okuduğum yıllarda ise biraz daha özgür bir ortamda tiyatro sahnelemeye başladım.
Okulun tiyatro grubundaydım ve bu yüzden dersleri biraz boşladım. Okul uzayınca benim harçlık kesildi. Çalışmam gerekiyordu.
Birkaç özel tiyatroda oynadım. Maddi anlamda gerçekten zor günlerdi. Eskiden gazinolarda gençler için çay partileri yapılırdı, ben de oralarda sahneye çıkardım.

O yıllarda unutamadığınız anınız oldu mu?

Bir gün Yüksel Çakmur'un ve İstanbul'dan gelen bürokratlarının önünde Yüksel Çakmur'un taklidini yaptım.
Herkesin çok korktuğu başkanın karşısında böyle bir şey yapmaya kimsenin cesareti yetmezdi. Tansaş yöneticileri ve beni işe alan kişi, yaptığım gösterinin şokuyla bir anda ortadan kayboldu.
Neyse ki korkulacak bir durum yaşamadık ve Başkan Çakmur, o taklidin ardından ayağa kalkıp beni alkışladı. Güzel bir anıydı.

KİTVAK ile yollarınız nasıl kesişti?

Dönemin Belediye Başkanı Ahmet Piriştina vefat edince, İZFAŞ ile yollarımızı ayırdık.
İzfaş sürecini bitirdikten sonra farklı sektörlerdeki sunuculuk ve seslendirme işlerine devam ettim. Biryandan kısa adı KİTVAK olan Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı İcra Komitesi'nde gönüllü çalışmaya başladım. KİTVAK'ın kurumsal iletişim bölümünde bir ihtiyaç olduğunu söylediler. Sosyal anlamda böyle önemli bir vakfın çağrısına benim "hayır" deme gibi bir şansım olamazdı.
Böyle önemli hayır kurumlarında çalışıyor olmak bana çevre açısından çok şey kazandırdı.

DANIŞMANLIK HİZMETİ

Şu an KİTVAK dışında neler yapıyorsunuz?

Benim işim zaten ku rumsal iletişim. Sadece sunuculuk olarak bakmamak lazım; yeri geliyor bir organizasyona danışmanlık da yapıyorum. İçeriği hiç farketmez. Yeri geliyor bir fabrikanın açılışında görev alıyorum.
Orada sahne alacak olan müzik ekibine, kurulacak ses ve ışık sistemine, dans ve oryantal grubuna, catering hizmetine, hatta Kur'an-ı Kerim okuyacak olan hocasına kadar danışmanlık hizmeti veriyorum.
Bir organizasyonda konuşma yapacak olan kişileri bile çalıştırıp sunuma hazırlıyorum.
Konuşma metinleri hazırlıyorum, o kişiyle diksiyon çalışıyoruz, kıyafet seçiyoruz.

İŞİMİZ İMAJ ÜZERİNE

Mesleki anlamda yaşadığınız sorunlar var mı?

Marka olmayı başarmış, işini riske atmak istemeyen insanlar ve daha kurumsal şirketler tarafından tercih ediliyor olmak benim için onur verici tabi ki. Şu dakikadan itibaren pazarlıklar benim için önemli değil. Piyasadaki insanlar bilir, benim parayla pulla pek işim olmaz. Paradan ziyade tavırla ilgili sıkıntım oluyor. Sözünde durmayan bazı organizatörler veya şahıslar, yaptığımız işin keyfini kaçırıyor. Bir de işimiz imaj üzerine olduğu için sürekli kostüm değiştiriyoruz. Bir kere aldığın bir kıyafeti üst üste yakın tarihlerdeki etkinliklerde kullanamazsın.

Sunuculukta kaç seneyi geride bıraktınız?

Profesyonel anlamda sunuculuğa 1992'de başladım diyebiliriz.
26 sene oldu.

Mesleğinizi hep İzmir'de mi sürdürdünüz?

Birkaç günlük işler için şehir dışına çıktığım oldu ama benim yerim İzmir. İzmir'i çok sevdiğim için İstanbul'dan gelen iş tekliflerini kabul etmedim.
Çocuk yarışması sunmayı isterim

En çok hoşunuza giden bölüm genelde hangisi?

Yarışma programı sunmayı çok isterim. İzlerken çok keyif alıyorum. Bir de çocuklarla olan etkinlikleri seviyorum. Çocuklarla birlikte o kadar çok eğleniyorum ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Zaten onlarla birlikte eğlenmezsen işini yapamazsın.
Ben eğleniyorum.
Benim için yaş sınırı yok.
70-80 de olsa 3-4 yaşında da olsa farketmiyor.

Hayatı iyi planlamalı

Bu yoğunluk arasında evinize vakit ayırabiliyor musunuz?

5 yaşında Mehmet Kutay adında oğlum var. Fırsat buldukça onunla vakit geçirmeyi seviyorum. Satranç oynuyoruz, tiyatroya ve sinemaya gidiyoruz. 14 yaşındaki kızım Cemresu da liseye hazırlanıyor.
Sınava hazırlık aşamasında olduğu için dersler, testler derken onunla birlikte pek zaman geçiremiyoruz. Eşim Ceyda rehberlik uzmanı, benim yoğun günlerimde çocuklarla o ilgileniyor. Keşke aileme daha fazla zaman ayırabilsem. Hep kendime sorduğum bir soru var; "Yaşamak için mi çalışıyorsun, çalışmak için mi yaşıyorsun?" diye. Bu bir kısırdöngü.
Hayatı iyi organize etmeye çalışmak önemli.

Temiz olmak, güzel kokmak zorundayım

Bir etkinliğe katılmadan önce nelere dikkat edersiniz?

Her organizasyonda yeni bir şeyler öğrenip onu mutlaka not ederim.
Hiçbir zaman hazırlıksız gitmemeye çalışırım.
Gideceğim firma veya kişi hakkında araştırma yaparım, bilgi alırım mutlaka.
Soru sorarım, yıpratırım karşı tarafı. Çünkü sonra ben yıpranmak zorunda kalırım. İşimin bir diğer önemli kısmı da dış görünüşe dikkat etmektir.
Önümü sürekli iliklemek zorundayım, insanlara saygılı olmak zorundayım, temiz giyinmek ve güzel kokmak zorundayım.

ERCAN AKGÜN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.