Çok güleç bir adam değilim dışarda somurtkan gezerim

Bir TV kanalında yayınlanan ÖTV programının senaristi ve oyuncusu Önder Açıkbaş ile yaz dönemlerinde tatil yapmaktan büyük keyif aldığı Alaçatı'da kendisi gibi eğlenceli bir sohbet gerçekleştirdik. İnsanları güldürme macerasına ortaokul yıllarında başlayan ve sonrasında bunu yaşamının bir parçası haline getiren Açıkbaş, "Okuldayken sürekli şakalar yapıp salondan reaksiyonlar alırdım. Bunun bende yarattığı tatmin çıldırtıyordu beni. Gerçekten bağımlı hale gelmiştim. Espri yapmadan duramıyordum" diyor.

MİZAH BAĞIMLISI

Önder komediye ilgin ne zaman kendini göstermeye başladı?

Ortaokulda, lisede sınıfın en arkasında oturup, sürekli şakalar yapıp salondan reaksiyonlar alırdım. Bunun bende yarattığı tatmin çıldırtıyordu beni. Gerçekten bağımlı hale gelmiştim. Espri yapmadan duramıyordum. Sınıftan kahkaha ve uğultu gelsin diye şaka yapardım hep. Bu bir süre sonra önünü alamaz hale geldi.

Disiplin cezası aldın mı?

Disipline gitmedim ama çok uyarı aldım.

Güldürmeyi seviyorsun ve başarıyorsun da...

Mizahla ilgilenmeyi çok seviyorum. Bir vücut refleksi benim için. Şimdi mesela film yapıp sinema salonunda seyirciyle beraber gizli gizli izlerken, salonun kahkahasını duyduğumda yine aynı o okul zamanımdaki gibi tatmini yaşıyorum. Bence gülmek Türkiye'nin ihtiyacı olan bir şey. Biz de elimizden geleni yapıyoruz.

NEŞELİ OLMAYI SEVERİM

Her zaman her ortamda güldürür müsün?

Ben sevdiğim arkadaşlarımla neşeli olmayı seviyorum.
Yoksa çok güleç bir adam değilim. Dışarıda görenler çok somurtkan olduğumu söyler.
Etrafta öyle gevşek gezen biri değilim. Arkadaşlarımla mutlu olan bir adamım. Yolda gezerken belki şaka yaparım diye yanıma gelenler oluyor. Ben de "Öyle değil ki onun denklemi" diyorum. Diş hekimi sokakta milletin ağzına bakıyor mu? Biz televizyonda veya sahnede işimizi yapıyoruz, bitiyor. Sokakta da devam ettirmiyoruz ki mesaiyi.

Dışarıda başka nelerle karşılaşıyorsun

Aralarda tacizler oluyor tabii. Bir de insanlarda kendine doğru çekme hastalığı var. Orta parmağıyla avuç içimi kaşıma, yanağımdan türlü türlü makas almalar, fiziksel temaslar. Alıştık biraz. İnsanların sokakta yürürken iyi şeyler söylemesini seviyorum. Hayranlarımın ilgisinden bunalma gibi bir durum asla yok ama bu taciz olaylarını bazen abartanlar oluyor.

BİR KALEM BİR KAĞIT

Bana bir masa bir sandalye, bir de küçük not kağıdı ve kalem ver yeter. Evde öyle kendi ritüellerim yok yani. Sadece şöyle bir kuralım var, gece 12'yi geçmesi gerekiyor yazabilmem için. Beni akşam 8'de masaya oturtursan, 12'ye kadar tavanı seyrederim. Çünkü dışarıdaki yaşam beni çok etkiler. Ama 12'den sonra vücut ritmim tamamen kağıt kaleme yöneliyor. Yazarken de asla ve asla bilgisayar kullanmadım

Meslekte kaçıncı yılın?

Onu çok saymadım ama okuldan mezun olduğumdan beri bu işteyim. Ortalama 19 yıl olmuş.

ENDAMI YETER!

Hiç aşık oldun mu?

Uzun zamandır olmadım, aşktan uzağım. Ama Çeşme'de de çok güzel kızlar var abi ya. Galiba anamın babamın duası var, hep bir yerde basiretleri bağlanıyor ve bana maksimum zararı veremeden çıkıyorlar hayatımdan. Ama bu demek değildir ki kadınlar kötü erkekler iyi. Benim de türlü türlü zaaflarım var. Ama ben mesela kendime iyi bir yoldaş bulamadım.

En son ne zaman aşık olduğunu hatırlıyor musun?
Çalıştığım iş yerimde bir arkadaşlığım oldu. O kişiyi çok sevdim. Onun üzerine de birini koymadım. Bence bir ilişkiyi aşktan ziyade sevgi daha çok besleyen bir unsur. Çok güzel ve hanım bir kızdı. Benim akılsızlığımdan dolayı yürümedi.

Bir kızda seni neler etkiler?

Benim, İnan Şevkatli adında iyi bir iş adamı ağabeyim vardı. Ben 18 yaşımdayken şöyle demişti: "Kadını kadın yapan güzelliği değil endamıdır." Kadın saçını öyle güzel toplar ki, ucuza öyle zevkli giyinir ki, öyle güzel dudak yiyip öyle naif gülümser ki, hatta öyle tatlı utanıverir ki aklınızı kaybedersiniz. Yoksa bir kadın saf bir şekilde çok güzel olduğu için bizi aşık edemez kendisine. Olsa olsa beğenmemizi sağlar. Beni de endamı etkiler.

Alaçatı sende neyi ifade ediyor?

Kendimi burada hiç yalnız hissetmiyorum. Sıcak dostlarım var. Hiçbir şeyim olmasa burada yiyecek bir yemek bile bulurum. Alaçatı kadar İzmir'i de çok seviyorum, bana çok iyi geliyor. Sakin ve dingin bir şehir.

BENİM İDMAN ALANIM ÖTV

ÖTV'de işler nasıl gidiyor?

ÖTV benim mesleki idman alanım. Türlü türlü tiplemeyi denediğim, ilginç skeçler yazıp oynadığım, seyircinin beğenisini kazandığım, iyi sonuçlar elde ettiğim, arkadaşlarımla bir arada başarabildiğim bir program. Gülten'inden Göksel'ine, Kurtuluş'undan Yıldırım'ına kadar değerli arkadaşlarımın katkısıyla başarıyı yakalamış, takım kaptanı olduğum komedi programı.

"Mazlum Kuzey" filmin çok beğenildi. Devamı gelecek mi?

İkincisini çekmeyi düşünüyoruz tabii ki. Hala televizyonda yüksek reyting alıyor. O yüzden onun devamını yapmak zorundayım ÖTV'deki Kuddusi karakteri de çok seviliyor. 2019'da ikisinden birinin filmini çekeceğiz.

ANNEM ACAYİP İYİ GELİYOR

Önder Açıkbaş mesai bittiğinde eve gidince ne yapar?

Soyunur dökünürüm, sonrasında hemen duş alırım. Giydiğimi bir daha giymem, hemen makineye atarım. Otururum televizyon seyretmeye başlarım veya yazacaklarım varsa onları hallederim. Eğer arkadaşlarım bir yere çağırırsa çıkarım onlarla buluşurum. Şimdi bütün ilgimi anneme verdiğimde çok çok memnun oluyorum. Bana acayip iyi geliyor.

Annen seni televizyonda izlerken en çok hangi tiplemene gülüyor?

Annem genel olarak programın ruhunu seviyor. "Bu hafta çok komikti valla" diyor. Mesela bir bölüm içime sinmediğinde de "Bu sefer biraz düşük müydü" diyor ve dediği de çıkıyor. Ben annemin önsezilerine çok güvenirim.
O iyi bir rehber bana.

Sen Türkiye'yi güldürüyorsun, peki seni kim güldürüyor?

Rahmetli babama çok gülerdim. Annemin hala birçok şakasına gülüyorum. Bence çok komik bir kadın. Sevdiğim arkadaşlarıma da çok gülerim.

RÖPORTAJ : ERCAN AKGÜN