Bugünün hayalini bile kuramazdım

İzmir’e bir kooperatif evine sahip olduğu için gelen Eflatun Saygılı, “Emekliliğin hayalini kurarken burada birçok ilki gerçekleştirmek bana nasip oldu. Ben, oğlum Bilal’e 50 metrelik dükkan teslim ettim. O, fabrikaya dönüştürdü” dedi

Eflatun Saygılı, bugün Türkiye'nin rulman ihtiyacını karşılayan 5 firmadan biri olan Saygılı Rulman'ın kurucusu. Aynı zamanda bugün Türkiye'de büyük öneme sahip MAZLUMDER, MUSİAD ve AK Parti İzmir il teşkilatının kurucu üyelerinden. İş ve siyaset alanlarında İzmir'in en önemli isimlerinden. Fakat hikayesi Adana'nın Saimbeyli ilçesinde başladı. Kendisine Eflatun ismini veren dedesi İngilizlere esir düşen bir savaşçı... Yusuf Hoca ve diğer hoca arkadaşları sırf bilgeliğine ve saygınlığına hürmeten Yunan filozof Eflatun'un (Platon) ismini verdiler ona... Hikaye, astsubaylık görevi ve evliliğiyle Ankara'da devam etti. Memuriyetin getirdiği tayinlerle birçok şehirde izini bıraktı Eflatun Saygılı ve ailesi... Kendilerine yetecek kadar kazanan memur çiftin en büyük eğlencesi motorla gittikleri av gezileriydi. İnançları doğrultusunda yaşayıp bunun için savaş verdiler.
EFLATUN YILLAR KİTABI
Eflatun Saygılı, okumayı kendine ilke edinmiş. İnancı ve siyasi tarih konularında yaptığı okumalar onu bugünlere getirdi. Rulman işine de teknik değil tarih bilgisi sayesinde girdi. Tüm bu ilginç hayat hikayesinin detayları Rıfat Yörük'ün kaleme aldığı Eflatun Yıllar adlı kitapta var. Ancak ben, İslam ve siyasi tarih konusunda gerçekten bu röportaja sığmayacak kadar engin bilgiye sahip olan Eflatun Saygılı'nın birebir kendisinden dinledim hikayesini. Burada yazdıklarımdan çok daha fazla şey anlattı. Merak edenler birikimlerinin bir kısmını içeren bu kitabı okuyabilir...
ÜNLÜ HELİKOPTER İNİŞİ
Helikopterden havalı iniş hikayenizle başlıyor kitabınız. Sizden dinlemek isterim.
Evet, ben bildiğiniz gibi emekli hava astsubayıyım. Merzifon Hava Üssü'nde görev yapıyordum. O zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya Merzifon radarına geldi helikopterle. Onu koruyan arkadaş da benim devre arkadaşım. Önümüzde helikopterle durdu. Ben de ona takıldım. Kolumdan tuttu helikoptere çekti. "Hadi gidelim dedi" pilot da arkadaşı, "Nereye istiyorsun?" dediler. O ana kadar düşünmemiştim. O an hanımın okuluna inme fikri geldi aklıma. O gün de 23 Nisan herkes bahçede törende... Helikopter alçaldı ve ben ip merdivenle inip doğrudan müdürün odasına gittim. Oldukça büyük sükse yaptım. Hala konuşulur.
O günün eşinize bir faydası oldu mu?
Eşim başörtülü. Her dönemde olduğu gibi o zaman da baş örtüsüne tepkili olanlar vardı. Psikolojik bir baskı vardı. O günden sonra o baskılardan kurtuldu. Zaten eşim de, "Senin buraya helikopterle inmen benim için iyi oldu. Artık benimle uğraşmıyorlar" dedi.
ÇOK BEDEL ÖDEDİK
Eşiniz ilk başörtülü öğretmenlerden biri... Birçok zorluk yaşamış olmalı...

Tabii bir inancı taşımanın ona sahip çıkmanın bedeli oluyor. Maaş kesiminden tut mobbing ve psikolojik baskıya kadar bir çok sıkıntı yaşadı eşim tabii. Biz de onunla birlikte bu sıkıntıları hissettik. O dönem başörtüsü takmak isteyen kadınların hepsi sıkıntı çekti. Ama artık böyle bir sıkıntı yok. Eşim bazen, "Keşke biz de bu dönemde yaşasaydık" diyor. Müslüman bir ülkede inancına göre giyinmenin nasıl yasaklandığını anlayamıyorum. İnancına göre yaşıyorsan cahil ve yobaz oluyorsun. Karga kekliğin yürüyüşünü taklit etmeye çalışırken kendi yürüyüşünü unutmuş bizimki de o hesap. Batı medeniyetini uygulamaya çalışırken kendi değerlerimizi de unuttuk. Ama yavaş yavaş özümüze dönmeye başladık.


ÖNCE OKUYUN
Sizin bakışınız nasıl?

Toplumda kime sorsan "Elhamdülillah Müslümanım" der. Fakat "Kabul ettiğiniz dinin kitabını okudunuz mu? diye sorsan öylece kalırlar. Peki başkalarına benim dinim diye anlatıyorsun. Peki hiç bilmediğin bir dini nasıl anlatırsın? Siz hiç okumadığınız bir romanı bir arkadaşınıza tavsiye edebilir misiniz? Ayıptır bu. Kuran'ı hiç okumamış insanların İslam'ı başkalarına anlatmaya çalıştığını görüyorsunuz. Herkes dinini öğrenmeli sonra ister kabul eder ister reddeder bu bir tercih. Ben hem Kuran'ı Kerim'i, hem de diğer dinlerin kitaplarını okudum. Asrı Saadet okumalarım ise devam ediyor.
İzmir'e tayininizi kendiniz istemişsiniz. Neden İzmir'i tercih ettiniz?
Merzifon'da bulunduğum yıllarda İzmir'de kooperatife girmiştim. Her emeklinin hayalini kurduğu bir şehirdi İzmir. Yani evimiz var diye geldik buraya. Nasip oldu burada ilk rulman işini kuran kişi oldum.
50 METREKAREYDİ
Rulman üretmeyi bilir miydiniz?

Rulmanın ne olduğunu bilirim ama ticari olarak hiç bilmezdim.
O gün bugünleri tahmin edebilir miydiniz?
Edemezdim. Çünkü ben kurdum ama oğlum ilerletti. Ben oğluma 50 metrekarelik bir dükkan teslim ettim. Çünkü mühendis mantığı çok farklı. O konu beni aşıyor. Kademe kademe ilerledik. Burayı 6 sene önce açtık. Benim tek amacım emekli maaşına ek bir gelir elde etmekti. Oğlum işin başına gelince ben de Mazlumları Koruma Derneğini kurdum. İzmir'de üç ilki gerçekleştirdim. MAZLUMDER, MUSİAD İzmir Şubeleri ve Ak Parti İzmir il teşkilatının kurucu üyelerindenim.
Tarikatlardan kendinizi nasıl korudunuz?
Ben 50 yıl önce tarikatlara karşı tavrımı belirledim. Çünkü Kuran'ı okuyan ve onun izinden giden biri tarikattan sakınır. Çünkü onlar efendi dedikleri insanın söylediklerini sorgusuz şartsız doğru olarak kabul eder ve bu da Allah'a şirk koşmaktır ve tarikatlara katılan kişiler bilmeden ya da bilerek müşriktir.
"ONLARA KATILMADIM DİYE TELEKULAK LİSTESİNE ALINDIM"
Onlar bu toplumda 40 senedir çok etkin bir topluluktu. Camilerde veya başka yerlerde mutlaka karşılaştık. Beni kendi yanlarında görmeyi çok istediler. Ancak ben dediğim gibi tarikat konusuna kesinlikle kapalı olduğum için onlara uymam mümkün değildi. Fakat bir gün sadece meraktan bir kahvaltılarına gittim. O gün ilahiyat fakültesi mezunu olduğunu söyleyen bir hoca şunu anlatıyor "Efendim, peygamberimiz bir gün fakir bir sahabenin evine yemeğe gideceğini söyler. Sahabe hemen eve gidip iki keçisinden birini keser. Evin büyük oğlu babasının bu yaptığı işlemi görüp o da küçük kardeşini keser. Evin hanımı, Peygamberimiz üzülür diye evlat acısını belli etmez." Hayatın gerçeği ile uyuşmayan bir hadise... Olacak şey değil.
Ne yaptınız?
Sohbeti bitti. Söz istedim, "Hocam, öyle bir olay anlattınız ki sohbetin içinde ben Asrı Saadet'i okuyan biriyim. Evim kütüphane gibidir çok okudum ancak böyle bir olaya hiç rastlamadım" kaynağını söylerseniz ben oradan bakayım" dedim. "Kaynağı Hoca Efendi Hazretleri" dedi. Hoca Efendi dedikleri de Fetullah Gülen alçağı. "Vallahi, Hoca Efendi değil bunu peygamber dahi söylese bu bilgi yanlıştır. Bir de ilahiyat fakültesi mezunusunuz. Teessüflerimi bildiriyorum" dedim. Ondan sonra beni bu alçaklar telekulak listesine almışlar.


TARİH BİLGİMLE ETKİLEDİM
Hikaye nasıl başladı?
Askeriyede teknik personel olduğum için rulmanı tanıyordum. Rulman, dönen mekanizmalarda sürtünmeyi minimalize eden bir parçadır. İzmir'e geldiğim yıllarda senelik izindeydim. Türkiye'nin ilk rulman fabrikasının yetkilileri buraya gelmişlerdi. Ekipteki mühendislerden biri de benim arkadaşımdı. İşim yok ya ekibe takıldım onlarla birlikte geziyorum. Onlar büyük firmalara ürünlerini tanıtıyorlar. "Bu kez de ben anlatayım" dedim şakayla. "Olur" dediler. Hatırladığım kadarıyla iplik fabrikasıydı. Bir sürü mühendis. Beni de mühendis zannettiler.
HİTLER ÖRNEĞİ İLE
Kağnı arabasından başlayıp günümüze kadar gelişen teknolojik gelişimi anlattım. Siyasi tarihi okuduğumdan söyle bir hikaye anlattım: Arkadaşlar hepimiz milli değerleri olan insanlarız. İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler İsveç Kralı'na teslim olsun diye emir gönderiyor. O da karşılık olarak bana dokunmazsan rulman ihtiyacını karşılarım. Eğer bana saldırırsan topları SKF'e (rulmanın en önemli markalarından) çeviririm. Hitler şok oluyor. Özgüven patlaması yaşayan bu adamı uzmanlarına inceltiyor. Bu rulman neyin nesi öğrenmelerini istiyor. Uzmanlar, kendi üretimlerinin yetmeyeceğini çok ciddi sıkıntıya düşeceklerini belirtiyor. Bunun üzerine İsveç'i işgalden vazgeçiyor. Bu yüzdendir ki Alman orduları 2. Dünya Savaşı'nda İsveç'e girmedi. Hikayenin ardından "Türkiye'de ilk kez bir Rulman fabrikası kuruldu önyargı ile bu Türk malıdır kötüdür diye bakmayın bir kere kullanın kötü ise kullanmayın ama lütfen bir kere deneyin" dedim. Konferansın bitiminde arkadaşımdan O güne kadar böyle büyük bir sipariş almadıklarını öğrendim. Bana, "Emekli ol sana bayilik verelim" dediler. İşte böyle başladı her şey. Yani rulman değil tarih bilgim sayesinde kazandım.

Burcu ILGIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.