DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisine yönelik suikast iddialarıyla ilgili olarak askerlerin yaptığı açıklamanın hukuki tabirle 'tevil yoluyla ikrar' olduğunu söyledi.
Bu terim hukukta ilgililerin suçlarını değiştirerek kabul ettiği anlamına geliyor. NTV Televizyonu'na konuşan Arınç şunları söyledi: "Bir defa tespitler kabul edilmiş, iki asker kişi oradadır. Bir kağıt varsa bu kağıt hakkında muhtelif iddialar vardır diyorlar. Şüphesiz bu iddialar da değerlendirilecektir. Ama o iki kişinin orada istihbarat amaçlı bulunduğunu kabul ediyorlar, bunun bana yönelik olmadığını, bir asker kişiye yönelik olduğunu söylüyorlar. Bilemem, onların söylediği bu. Ben ceza avukatıyım, ceza avukatı bunun ne anlama geldiğini bilir. Bizim ceza hukukumuzdaki tabirle bu tevil yollu ikrardır."
Arınç, dün Ihlamur Kasrı'nda Televizyon Yayıncıları Derneği üyeleriyle görüşmesi sonrasında da, son günlerdeki iddialarla ilgili soruları yanıtladı.
* OLAYIN MAĞDURU BEN GÖRÜLÜYORUM: Olayın bir mağduru varsa o da ben görülüyorum. Bu kağıt parçasıyla ilgili 'böyle bir iddia araştırılıyor' deniyor. Herkesin en çok merak ettiği şey 'neden burada, neden bizim evimizin yanında, neden gözetleme yapılıyor?' Onu da açıklamış kendilerine göre. Bu bir istihbarat çalışması, ama 'Bülent Arınç'a yönelik değil, Silahlı Kuvvetler'den dışarıya bilgi sızdıran bir kişinin takibi sırasında bu olmuştur' diye. Bu açıklamaya karşı basında bugün pek çok sorular var. Sonuçlanacak tahkikata göre hepimiz Türkiye'de huzurlu bir hayat sürdüğümüze, hukuk devletinin bütün gücüyle egemen olduğuna ve Türkiye'de iddia edildiği gibi bir yanlış iş yapacak herhangi bir örgütün veya grubun bulunmadığına bir kez daha inanalım.
* SUİKAST HAZIRLIĞI ÇOK İLERİ BİR İDDİA: Bu, insanları üzen, sıkan, hatta tedirgin eden bir şey. O gün yapılan tespitler, elde edilen bilgi ve bulgular, olayın güpegündüz cereyan etmesi, Allah korusun bir suikast, eylem, kötü fiil yapılacağı anlamına gelmiyor. Bu çok ileri bir iddia. Ama yapılan iş bir bilgi toplama mıdır, bir gözetleme midir, hazırlık mıdır? Bunun takdirini adli makamlar yapacaktır. Benim şahsen bir endişem yok. Ben Türkiye'de bir siyasi şahsiyete karşı, bir başbakan yardımcısına karşı, hele hele Türkiye'nin en güzide kurumu, en onurlu kurumu, en disiplinli kurumu Silahlı Kuvvetler içerisinde böyle bir yanlışlık yapacak kimsenin olmadığına bütün gönlümle inanmak istiyorum. Ama bunu bir adli tahkikat sonucunda göreceğime de inanıyorum ve o günü de de bir an evvel hasretle bekliyorum.
* TEVİL YOLUYLA İKRAR ÇOK ÖNEMLİ: ("Tevil yoluyla ikrar açıklamasıyla ne demek istediniz?" sorusuna) Yıllarca cezada hukukçu olarak bulundum. Bir insana bir suç isnat edildiği zaman, 'ben bunu yaptım' derse ikrardır, 'yapmadım' derse inkardır. 'Ben bu işi yaptım ama başka türlü yaptım, başka kişiye göre, başka amaçla yaptım' derse, bu tevil yollu ikrardır. Tevil taşıyan başka atasözleri de biliyorum ama sadece bugün bunu söyleyeyim.
Muhalefetin tavrı utanç vericiBir 'geçmiş olsun' dileğinde bile bulunmadan meseleyi sulandırarak, meseleyi mizah konusu yapmaya çalışarak bu siyasetçiler ne yapmak istiyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Bu mizah konusu bir olay değil. Siyasette hiç düz çizgisi olmamış, omurgasız hareket etmeyi meslek edinmiş insanların bu tür olay karşısında söyleyeceği budur. 'Bu iş safsatadır' diyen bir milletvekili var. Bu milletvekilinin tek bir görevi var. Genel Başkanı'nın talimatıyla Silivri'deki Ergenekon duruşmalarını takip etmek. Ergenekon duruşmalarını takip etmekten vakit bulduğunda Meclis'e gelen bir insan, böylesine ciddi olay karşısında safsata kelimesini hiç yüzü kızarmadan kullanabiliyor. Bu çok garip bir şey. Bir başkası Türkiye'de dürüstlüğün timsali haline getirilmeye çalışılırken, son olaylar sebebiyle üzerindeki makyajların tamamını kaybetmişti. O da 'mizahtır' diyor. Hele hele bir Genel Başkanı açıkça söylemedi ama içerden yansıyanlar doğruysa, meseleye 'Berlusconi sendromuyla' bakıyor. Bu tür olayları bir senaryo haline getirmenin ne kadar rezil ve ahlaksız bir iş olduğuna da inanlardan birisiyim. Maalesef kendi boyları kadar meseleye bakıp bunun ötesinde insanları küçültmeye çalışmak, belki bu olaydan çok daha vahim.
