ONUR ÇAKIR (HABER MERKEZİ)
AK Parti İzmir Milletvekili Nesrin Ulema, İzmir-Ankara hattında geçen siyasi yoğunluk içinde en çok iki çocuğunu özlüyor. Kadın sorunlarının çözümü için mücadele eden kadın milletvekili, kadınların iş hayatında etkin olmasını istiyor. Kıyafetlerini eşiyle birlikte alıyor. En güzel yemek olarak karnıyarık yapıyor. Seçim varmış gibi çalışıyor. Haftanın üç günün geçirdiği kentte esnafın arasına girip sorunlarını dinliyor.
- 1971 Çankırı doğumlusunuz. Biraz çocukluğunuz ve gençliğinizden söz eder misiniz?
Çankırı'nın yerlisiyiz. 1984 yılında ailemle birlikte İzmir'e geldik. Ortaokul-lise ve üniversite yıllarım Bornova'da geçti. İlkokulu Çankırı'da okudum. Orta halli bir ailenin en küçük çocuğuyum. Bunun nimetlerinden hep yararlandım.
- İzmir'e göç nasıl oldu peki?
Ablam lisede çok çalışkan bir öğrenciydi. Üniversite sınavında Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ni kazandı. İç Anadolu'da kız çocuğun büyük şehire okumaya gelmesi aileler için biraz daha zordur. Babam önemli bir karar verdi. İş hayatını, her şeyi bırakıp İzmir'e göç etmeyi uygun buldu. Daha önce İzmir'le bir bağlantımız yoktu. Ama her kız çocuğu o dönemde bizim kadar şanslı değildi. Birçok kız çocuğu bu yüzden üniversiteye gidemedi. Şimdi artık 81 ilde üniversite var diyoruz.
- İzmir'e nasıl alıştınız?En çok zorlandığım konu Çankırı'da sınıfta 23 kişiydik. Eylül ayında İzmir'e geldik, benim okuduğum sınıf 62 kişiydi. Sırada 4 kişi oturuyorduk. O dönemle ilgili önemli bir hatıra. Bunu unutamıyorum. Çalışkan bir öğrenciydim. Öğretmen sınıf başkanlığını bana verirdi. Üniversiteyi altıncılıkla bitirdim. Sosyal hayat anlamında kendimi asla kapatmadım.
- Eczacılık fakültesi mezunusunuz. İstediğiniz bir bölüm müydü?
Aslında istememiştim. Ben mühendislik alanlarını tercih ettim. Babam çok arzu ediyordu. 4 tercih yaptım. Son tercihime eczacılığı yazmıştım, o tuttu. Babam 'dışarıya gitmeyelim. İzmir'deki üniversiteleri yaz' dedi. 1993 yılında mezun oldum. 1994 yılında kendi eczanemi açtım
- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Aynı fakülte mezunuyuz ama eşim Şevki 4 dönem üsteymiş. Ben de o da eczanemizi açmışım. Sonra bir arkadaşımızın vasıtasıyla tanıştık. Arkadaş ortamında bir araya geldik. Bunun bir hazırlık olduğunu sonradan öğrendik. Bizi birbirimize yakıştırmışlar
- Aktif siyasete nasıl başladınız?
2002 seçimleri öncesiydi. AK Parti yeni kurulmuştu. Siyasetin içinde aktif olma düşüncesi hiç olmamıştı. Ancak siyaset gündemini takip eden ve konuşan bir ailenin içinden geliyordum. Abim ile birlikte AK Parti'ye üye olmak istedik ve partinin kapısını çaldık. 'Üye olmak, çalışmak istiyoruz' dedik. Çok şaşırmışlardı. Memnuniyetle karşıladılar. Siyaseti bilmediğimiz için bizi çağırırlar sandık. Sonra biz kendimiz gittik. İlk önce seçim işlerinden sorumlu oldum. Mart 2004 yerel seçimlerinde Bornova'da çalıştım. 17. sıra meclis üyesi adayı idim. Sonra bizi il teşkilatına yönlendirdiler. İl Kadın Kolları Başkan Vekilliği yaptım. Sonrasında ana kademeye geçiş yaptım. 2007'de milletvekili aday adayı oldum. Sonra da İl Kadın Kolları Başkanı olarak atandım. 4 yıl bu görevi yürüttüm.
- Kadın olarak siyasette olmanın zorlukları neler?
Kadın kolu başkanıyken sorumluluk alanınız farklı. Milletvekili iken tüm Türkiye'den sorumlusunuz. Milletvekili olmak çok daha sormuş. Öncellikle siyasette bazı zorluklar var. Geleneksel aile yapısı içinde kadının sorumluluğu daha fazladır. Çocukların, eşin sorumluluğu, kendi anne baba, kayınvalide, kayınpederin sorumluluğu aslında kadının üzerindedir. Bir erkek için o gün evden çıktıktan sonra sorumluluk kadına yüklenir. Burada kadınların var olma gerçeği ile karşı karşıyasınız. Biz bu güçlükleri bilip onları yenme konusunda kararlı olmalısınız.
- Eşinizden destek alıyor musunuz?
Bu çok önemli. Mutlaka ailenin, eşin siyaset konusunda sonsuz destek vermesi gerekir. O yüzden ben şanslıyım. Eşim her zaman destekledi. Teşvik etti. Siyaset, bazen aile facialarına neden olabiliyor. İyi bir programlama yaparsanız, siyasetle özel hayat arasına duvar çekebiliyorsanız, her şeyiniz siyaset olmuyorsa bu aslına çözülebilir. Bunu kısmen başardık.
- Anne olarak Nesrin Ulema nasıldır?
Her anne gibi aile birlikteliğine yürekten inanan bir insanım. Görkem (12) ve Melih (10) isminde iki oğlum var. Yapı olarak aile değerlerine bağlıyız. Her akşam yemekte bir araya geliyoruz. Gerçi artık hafta içinde ben katılamıyorum. Bir anne olarak suçluluk hissediyorum. Bu kalbimizin bir köşesinde var. Ankara'daydım. Görkem ateşlendi. Sürekli telefonda konuştuk. Benden sürekli bir şeyler istiyor. Bunun yürekteki sızısı her zaman var olacak. Onları çok özlüyorum. Evde çok katı olmamak şartıyla disiplinliyiz. İki oğlum sabah kalktıklarında yataklarını düzeltir, eşyalarını yerleştirir. Dışarı çıkarken bize sorarlar. Bir pazar günü kahvaltı yaptık. 'Şevki kızım olsaydı bize kahve yapıp getirirdi' dedim. Görkem duymuş. Aradan biraz zaman geçti, 'Anne bana kahve yapmayı öğretir misin' dedi. Pazar günleri evde olursam kahvelerimiz o yapıyor.
- Sağlık Komisyonu'nda yer alıyorsunuz. Projeleriniz neler?
Hükümet programında şehirlerimize de yer verildi. Bu anlamda İzmir şanslı illerimizden bir tanesi. Bayraklı ve Tepecik Sağlık kampuslerinin oluşturulması projemiz var. Kampus projesinin hızlandırılması ve hayata geçirilmesi ile takip ediyoruz. Kadın seçmenlerin bizlerden beklediği birçok konu var. Eğitim, sağlık, maddi destekler sosyal devlet anlayışı gereği bunlar vatandaşa yapılıyordu. Ama bizim alanda gördüğümüz buna ulaşmakta sıkıntılar vardı. Hizmeti vatandaşın ayağına getirmemiz lazımdı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız açıkladı, Aile Sosyal Destek Uzmanları projesi hayata geçiriliyor. İhtiyaç sahibi ailelerin başvuracağı uzmanlar olacak. Bu uzmanlar bir takım yardımların bu ailelere ulaşmasını sağlamayacak aynı zamanda karı-koca arasında bir problem varsa bunun çözümü noktasında yol gösterecek. Anne çaresiz kaldığı zaman kendisini yönlendirecek kadrolara başvuracak. Kadınların biraz daha ayakta durmayı öğrenebileceğini düşünüyorum. Sayın Bakanımız İzmir'in pilot il olma konusunda ricam oldu.
- Modayı yakından takip edebiliyor musunuz?Modayı takip edemiyorum. Daha öncede etmiyordum Üzerimde şık görülen, yakıştığını hissettiğim ve içimde rahat ettiğim kıyafetler olmuştur.
- Alışverişi kiminle yaparsınız?
Eşimle gitmeyi özellikle tercih ediyorum. Fikirlerine güveniyorum.
- Evde yamak yapar mısınız?
Fırsat bulduğum zamanlar yapıyorum. Önceden yapıyordum zaten. En iyi yaptığım yemek karnıyarık. Arada bir mantı açarım.
- İzmir-Ankara arasında mekik dokuyorsunuz
Haftanın üç günü Ankara'da, dört günü İzmir'deyim. Seçim öncesi yaptığımız çalışmanın aynısını İzmir'de yapmaya çalışıyorum. Sürekli vatandaşların arasındayım. Esnafımızı yerinde ziyaret edip, sorunlarını dinliyorum.
- Ankara'ya alıştınız mı?
Alışmaya çalışıyorum. Orada misafirhanede kalıyorum. Yaşantımız meclis-misafirhane-havaalanı arasında geçiyor.
