Vekiller de mobbing mağduru çıktı

ZAFER ŞAHİN (ANKARA)
Çalışanların korkulu rüyası haline gelen işyerindeki psikolojik taciz (Mobbing) mağdurlarına milletvekilleri de eklendi. Mobbingle Mücadele Derneği tarafından gerçekleştirilen "Mobbing'in önlenmesinde siyasete düşen rol" konulu sempozyuma katılan AK Parti, CHP ve MHP'li vekiller arasında mobbing tartışması yaşandı.
MECLİS'TE BİLE VAR
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Meclis Genel Kurulu ve Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşanan kavgaları hatırlatarak, "İktidar partisi Meclis'te bize mobbing uyguluyor" iddiasında bulundu. Meclis kürsüsünden konuşan muhalefet milletvekillerine iktidar partisi sıralarından sürekli laf atıldığını, kürsüden itmeye kadar varan fiziksel şiddet uygulandığını savunan Nazlıaka, "Bu da bir psikolojik tacizdir. İktidar sayısal çoğunluğu üzerinden Meclis'te bize mobbing uyguluyor" diye konuştu.
"HEPİMİZ AYNIYIZ"
Nazlıaka'nın suçlamalarına cevap veren AK Partili Selçuk Özdağ ise, Meclis'te muhalefet partilerine psikolojik taciz uyguladıkları iddiasını yalanladı. Özdağ'ın, "Mecliste kimse kimseye mobbing uygulamıyor. Genel kurulda ve komisyonda kavga varsa hepimiz yapıyoruz. Önyargılarımız gerçeklerin önüne geçmesin, yok aslında birbirimizden farkımız" sözlerine sempozyuma katılan CHP ve MHP'li vekiller tepki gösterdi.
"BİZ FARKLIYIZ"
CHP'li İzzet Çetin, "Genel Kurul ve komisyonda yaşananlar ortada. Biz sizinle aynı değiliz, farklıyız" diyerek Özdağ'a itiraz etti.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı'nın müdahalesi ile yatışan tartışmanın ardından konuşmasına devam eden AK Partili Özdağ, üniversitede öğretim üyeliği yaptığı dönemde üç kez mobbing nedeniyle işten atıldığını açıkladı.
"EŞİM GELEMEDİ"
Özdağ, Muğla Üniversitesi'nde görev yaptığı dönemde siyasi görüşü nedeniyle sık sık yönetimle karşı karşıya geldiğini anlattı.
AK Partili Özdağ, "Benim eşim Kuran kursu hocası, dolayısıyla başı kapalı. Beni ziyaret için çalıştığım fakülteye gelmiş, içeri almamışlar. Rektör haber yollamış, 'Başını açsın öyle girsin' demiş. Eşimi başörtülü olarak içeri aldım ve işsiz kaldım. 2 yıl 2 ay evime ekmek götüremedim. Mahkeme kararıyla okula döndüm bu sefer Danıştay yürüyüşüne katılmadım diye 2006'da bir kez daha atıldım. O dönemde çocuklarım üniversite sınavına girecekti. Moralleri bozulmasın diye her sabah evden işe gidiyormuş gibi çıktım, sokaklarda gezdim. Atıldığım dönemlerde kimse yanımda yer almadı. Milletvekili seçildim, herkes beni aramaya başladı. Meğer ne çok akrabam varmış!" diye konuştu.
"Daniskası üniversitede"
Üniversite hocalığından siyasete geçen MHP Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Alim Işık ise mobbingin en fazla yaşandığı kurumların başında üniversitelerin geldiğini söyledi. Rektörlük hariç tüm akademik kadrolarda görev yaptığını anlatan Işık, "Maalesef mobbingin daniskası üniversitelerde. Ben şahsen kimseye mobbing uygulamadım, kimse de bana bunu yapmaya cesaret edemedi. Ancak kariyerin sınavlarla belirlendiği kurumlarda mobbing olmaması imkansız. Kendi çocuklarımı mobbinge maruz kalmasınlar diye üniversitede çalışmaktan ben alıkoydum. Mobbing toplumun ekonomik ve ahlaki olarak gerilemesinden kaynaklanıyor" tespitinde bulundu.
"Yeni anayasaya girsin"
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay ise mobbingin bir insan hakları ihlali olduğunu hatırlattı. Mevcut yasaların çalışanları mobbinge karşı korumada yetersiz kaldığını vurgulayan Akçay şöyle devam etti: "Mobbingin önlenmesinde TBMM'ye çok iş düşüyor. Türkiye'de çalışanların çoğu sürekli mobbinge maruz kalıyor ama bunun farkında değil. Uzun yıllar Maliye Bakanlığı'nda defterdar olarak görev yaptım. Yüzlerce soruşturma açtım, sayısız mobbing olayını inceledim. Kamuda durum özel sektöre göre biraz daha iyi. Ancak özel sektörde çalışanların geleceği patronun iki dudağı arasında. Hal böyle olunca mobbing kaçınılmaz oluyor. Yeni anayasa yapılırken mobbing konusunda mutlaka bir düzenleme yapılmalı."