"Muhalefetin tek umudu terörün devam etmesi"

AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, "Barış isteyenleri toplasaydık Gündoğdu Meydanı'na sığmazdık" diye konuştu

ZAFER ŞAHİN
Çözüm sürecine mesafeli yaklaşan İzmir'de, MHP'nin düzenlediği miting tartışma yarattı. Kimilerine göre 70 bin, kimilerine göre ise 1 milyon kişinin toplandığı miting, İzmir'in sürece duyduğu tepkinin bir ifadesi mi? AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül'e göre, barışı isteyen İzmirlilerin sayısı MHP mitinginde toplananlardan çok daha fazla. MHP ve CHP'nin silahların susmasından son derece rahatsız olduğunu, siyasi gelecekleri için terörün devamından medet umduklarını söyleyen Şengül, "Milletimizin duygularını istismar ederek süreci baltalamaya çalışıyorlar. Umarım çok tehlikeli bir oyun oynadıklarının farkına daha fazla geç kalmadan varırlar" diyor.
MHP'nin mitingi
MHP'nin Gündoğdu Meydanı'nda topladığı kalabalığı, bu kentte il başkanlığı yapmış bir siyasetçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bu miting için günlerce süren hazırlıklar yaptılar. Kalabalığın sayısını artırmak için tüm Ege'den ve yakındaki çevre illerden insan taşıdılar. O meydanda toplanan kişi sayısından çok MHP'nin ne yapmak istediğidir önemli olan. MHP çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP de doğrudan olmasa da dolaylı olarak bu oyuna destek oluyor. Türkiye'de muhalefetin tek umudu terörün devam etmesi. PKK silahları bırakınca bu iki parti büyük hayal kırıklığına uğradı. Çünkü siyaset yaparak sahada AK Parti'yi deviremeyeceklerini gördüler. Askerden, derin güçlerden aldıkları destekler de kesilince tek umutları PKK kalmıştı. Her ikisinin de gizleden gizliye PKK'ya bir hayranlıkları vardı. Şimdi o da silahları bırakınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Haksız da değiller. En önemli dayanakları ortadan kalkıyor. Onlar da çareyi halkı kışkırtmakta ve süreci bu yolla baltalamakta buluyorlar.
MHP'nin oylarında gözle görülür bir yükseliş var. Özellikle Ege'de yerel seçimde sürece karşı çıkanların oyunun MHP'de toplanacağı söylenebilir mi size göre?
- MHP şu anda vatandaşlarımızın duygularını istismar ederek siyaset yapıyor. Bu mitingler açık bir provakasyon. Çözüm süreci başarısız olsun, varlık sebepleri olan terör devem etsin diye dolaylı yollardan halkı kışkırtıyorlar. MHP oylarındaki artışı anlık değişimler olarak görüyorum. İnsan hasta olunca nasıl ateşi birden yükselir ve sonra düşerse; MHP oyları da öyle düşecek. Hele ki bu süreç başarılı olsun; 2015'te değil ama 2019'da MHP barajı bile aşamayacak. Barış sürecinin uzun vadede kaybedeninin MHP olacağını hep birlikte göreceğiz.
Bakana şikayet etti
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çevre İl Müdürü'nü, Bakan Bayraktar'a şikayet etti ve görevden alınmasını istedi. İktidar partisi olarak bu talebe nasıl bir cevap vereceksiniz?
- Kocaoğlu'nun bilindik halleri bu çıkışlar. Önce hükümete ve bakanlara çatarak'Beni çalıştırmıyorlar' edebiyatı yaptı. Baktı tutmuyor, hedef tahtasına Çevre İl Müdürü'nü oturttu. Bir belediye başkanının bürokratlar üzarinden böylesine ucuz siyaset yapmasına ilk defa şahit oluyoruz. Çevre İl Müdürü ne yapmış? Aziz Kocaoğlu başkan oldu diye ona yasalar önünde ayrıcılık yapmak zorunda mı? Kocaoğlu dokunulmazlık mı istiyor? Eğer yanlış yapmışsan yasaların öngördüğü cezalara katlanırsan. Yok sana haksızlık yapıldığını düşünüyorsan yargı yolu zaten açık. Git mahkemeye hakkını ara. Bunu yapmayacaksın, sonra çıkıp'Beni çalıştırmıyorlar' demek için bürokratlara saldırıcaksın. Burada asıl amacı kamuoyu oluşturmak. Seçim yaklaştıkça verdiği sözleri tutamadığı için daha çok bahaneler üretecek göreceksiniz. Bıraksın bu ucuz siyaseti de yıllardır ne yapmış onun hesabını versin.

Diyarbakır kararı
Kocaoğlu'nun olumlu bulduğunuz, bunu doğru yaptı' dediğiniz hiçbir icraatı yok mu?

- En son barış adına Diyarbakır'a gitme kararı almasını doğru buldum. Kendisini bu kararından dolayı destekliyor ve tebrik ediyorum. Ama belediyedeki icraatlarıyla ilgili olumlu gördüğüm hiçbir şey yok. İzmir'in hali ortada. Ulaşım, altyapı hizmetleri, otopark, imar, trafik, çöp vs. konularında yıllardır ne yapmış? Her yağmur yağdığında kent Venedik'e dönüyor. Daha önce de söyledim, tek bir projesi var: 'Hükümet bizim projelerimizi geciktiriyor.' Bu bahanenin arkasına saklanarak saltanat sürdürüyor. İzmir'in, İzmirlinin ne halde olduğunu hiç umursamıyor. Sadece belediyenin yapması gereken en basit, standart hizmetleri yerine getirerek kenti ileri taşıyamazsınız. Kaldı ki, onları da doğru düzgün yapamıyor. Aslında beceriksiz olduğu için üstüne fazla gitmek de doğru değil. Kapasitesi bu kadar, vizyonu dar. Elinden ancak bu kadarı geliyor. Vicdan sahibi herkesten bir ricam var. Lütfen görev süresi içinde elindeki onca imkana rağmen Aziz Kocaoğlu'nun İzmir'e ne hizmet yaptığını, ne kadar yatırımda bulunduğunu araştırsınlar. Bir de Binali Yıldırım'ın 2011 genel seçimlerinden sonra İzmir'e getirdiği yatırımlara baksınlar. İkisini karşılaştırdıklarında zaten CHP'nin belediyecilik anlayışı ile AK Parti'nin hizmet siyaseti anlayışı arasındaki farkı görecekler.
"Oyumuz artıyor"
Başbakan Erdoğan'ın Egeli milletvekilleri ile buluşmasında açıkladığı İzmir anketinden çıkan sonuçlar sizi memnun etti mi?

- Ben bu sonuçları partimiz adına olumlu buluyorum. Adayımız belli olduktan sonra ve seçim tarihi yaklaştıkça bu oranların lehimize daha da değişeceği kanaatindeyim. AK Parti'nin ülkemizde barış ve kardeşlik ortamını sağlamak amacıyla başlattığı çözüm sürecinin vatandaşlarımız tarafından doğru değerlendirildiği oylarımızı korumamızdan ve bir miktar artırmamızdan belli. Ben İzmir'de çok dolaşan bir siyasetçi olarak, sokakta da bu havayı zaten alıyorum. İzmirli artık AK Parti'ye eskiden olduğu gibi kuşkuyla bakmıyor. 2002 yılından bu yana İzmir'de oyunu oransal olarak en çok artıran parti biziz. 10 yılda yüzde 17'den 38' e geldik. Üstelik bunu partimiz aleyhinde yürütülen olumsuz ve asılsız kampanyalara rağmen başardık. CHP yıllarca İzmir'de AK Parti'nin insanların yaşam tarzına, yemesine, içmesine karışacağı yalanıyla siyaset yaptı. Ama artık İzmirli gerçekleri gördü. Eskiden sokakta ne yapmak istediğimizi değil, ne olmadığımızı anlatarak siyaset yapıyorduk. Bizimle tanışan insanların ilk tepkisi, 'Benim de annem başörtülüydü' gibi başlayan cümleler olurdu. Ne yazık ki aynı yaşam tarzını paylaşmadığımız insanlara biz de aynı psikolojiyle yaklaştık. Kendimizi olduğumuzdan farklı lanse etme gayretine girdik. Şimdi çok şükür bunları aştık. Biz kimliğimizden, yaşam tarzımızdan, duruşumuzdan ve değerlerimizden oy uğruna asla taviz vermeyiz. Kimseden de böyle bir taviz de beklemeyiz.

'Büyükşehir'de Binali Bey'in ismi ön planda'

AK Parti'nin adayı kim olacak çok merak ediliyor. Sizin gönlünüzden geçen bir aday var mı?
- Eskiden İzmir'de CHP'nin adayı merak edilirdi, şimdiyse sizin de belirttiğiniz gibi insanlar AK Parti'nin adayını daha çok merak ediyor. Bu bizim için olumlu bir gelişme. Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay bakanlarımızın adı adaylık için geçiyor ama şu anda belli olan bir şey yok. AK Parti'nin adayı kamuoyunda ismi geçen isimlerden biri de olabilir, daha önce adı hiç gündeme gelmemiş biri de. Şu an Binali Bey'e ciddi bir sempati var. Halkımız kendisinin çatışmadan uzak, yumuşak üslubunu ve icracı, hizmet odaklı özelliğini benimsedi. Binali Bey'in duruşu İzmirlilerde kabul gördü ve sempati uyandırdı. Bu yüzden Binali Bey'in ismi çok ön planda. Ancak şunu da düşünmek gerekiyor; 'Bakan Binali Bey mi, Başkan Binali Bey mi halka daha faydalı olur?' Benim kanaatim Bakan Binali Bey'in daha faydalı olduğu yönünde. Zira 35 projeye bakın ve o yatırımların toplam değerini ortaya koyun, bir de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 8 yılda yaptığı yatırımların toplam değerine bakın. En az 10 kat fark var. Bu haliyle Binali Bey zaten belediyeden çok daha fazla hizmet veriyor. Her kim olursa olsun, biz AK Parti olarak o adayın etrafında kenetlenir, seçimi almak için ne gerekiyorsa yaparız. İzmir'in tüm ilçelerinde en doğru ve vatandaşa en yakın isimlerle yarışa gireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
"Denizli ve Sait aday gösterilmez"
Milletvekili arkadaşlarınız İlknur Denizli ve Rıfat Sait'in adı da adaylık için geçiyor. Onların şansını nasıl görüyorsunuz?

- İlknur Hanım'ın ağzından adaylık niyeti olduğuna dair bir şey duymadım. Ama Rıfat Bey sanıyorum aday olmak istediğini basın aracığıyla birçok kez dile getirdi. Her iki arkadaşımız da elbette değerli insanlardır. Aday olmaları halinde partimizi başarıyla temsil edeceklerdir. Ancak ben teşkilattan gelen ve AK Parti disiplinini iyi bilen bir siyasetçi olarak bu dönem aday gösterileceklerine inanmıyorum. Her ikisinin de ilk dönemi. Partimizin geleneğinde milletvekilliğinde birinci dönemini yaşayan kişilerin büyükşehir adayı yapılması gibi bir uygulama yok. 2004'te aday gösterildiğinde Taha Aksoy da ilk dönemini yaşayan bir milletvekiliydi ama o bir istisnaydı. Malum istisnalar kaideyi bozmaz...
"Niyetim yok"
Sizin böyle bir niyetiniz var mı?

- Bu soru bana zaman zaman soruluyor. Her defasında da aynı cevabı veriyorum. Böyle bir niyetim yok. Ben de tıpkı İlknur Hanım ve Rıfat Bey gibi bir dönemdir milletvekilliği yapıyorum.
"Rıfat Bey ile tartışmadım"
Basında yer alan haberlere göre milletvekili arkadaşınız Rıfat Sait ile Başbakan Erdoğan'ın önünde tartışmışsınız. Nedir bu işin aslı?

- Böyle bir şey söz konusu değil. Ben toplantıda söz aldım ve bazı konularda düşüncelerimi dile getirdim. Rıfat arkadaşım da üzerine konuştuğumuz konuda farklı düşündüğünü belirtti. Sonuçta biz aynı partide siyaset yapan insanlarız. Birbirimizin hatalarını, eksiklerini yeri geldiğinde dile getireceğiz ki doğruyu bulalım. Ama iddia edildiği gibi tartıştığımız falan yok.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.