"Gezi'nin cevabını millet sandıkta verecek"

ZAFER ŞAHİN
AK Parti İzmir Milletvekili Nesrin Ulema, Gezi Parkı eylemlerini Türkiye'ye kurulan büyük bir tuzak olarak değerlendiriyor ve asıl hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bertaraf etmek olduğunu söylüyor. "Millet bu eylemlere cevabını 2014 yılında sandıkta verecek" yorumunu yapan Ulema, AK Parti olarak yerel seçimde İzmir'de iddialı olduklarının altını çiziyor. CHP'nin ideolojik siyaset tarzının İzmir'in en büyük talihsizliğini olduğunu savunan Ulema, "CHP, İzmir'de kimi koysam seçtiririm havasında. Ama yanıldıklarını yerel seçimde görecekler. İzmirli hemşerilerimiz kendilerine hak ettikleri hizmetleri bir türlü sunmayan CHP'li belediyelere oylarıyla güzel bir ders verecek" diyor.
"Amaçları anlaşıldı"
Siz teşkilattan gelen ve sahada çok dolaşan bir siyasetçisiniz. Gezi Parkı olayları sokakta, köylerde, nasıl algılanmış? 2014 yerel seçimlerinde bu olayların sandığa bir yansıması olur mu?
- Türkiye genelindeki eylemlerin elbette İzmir'e de yansımaları oldu. Ama ilk 3-4 günden sonra İzmirli hemşerilerimiz bu olayların perde arkasını iyi gözlemledi ve asıl amacın ne olduğunu anladı. Ben sokakta, kahvehanelerde görüştüğüm vatandaşlarımızdan bu havayı aldım. İzmir seçmeni demokrat ve çağdaş bir yapıdadır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu çok çabuk kavrar. İlk günlerde eylemciler arasında gerçekten de çevre duyarlılığı ile alanlara çıkan vatandaşlarımız vardı. Ama eylemler illegal örgütlerin bankaları, ilçe binalarımızı yakmaları ve yağmalamalarına dönüşünce işin rengi anlaşıldı. Çevre için eylemlere katılan vatandaşlarımız alanlardan çekildi. Tam bu noktada CHP örgütleri devreye girdi. Alandan çekilenlerin yerini onlar aldı. Ben bu olayların İzmir'deki yerel seçim sonucunu etkileyeceğine inanmıyorum. Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu olayların Türkiye üzerinde emelleri olan bazı siyaset mühendisleri tarafından planlandığı görüşünde.
"Sahaya çıktım"
Sokaktan size yansıyan bir tepki oldu mu?
- Kesinlikle en ufak bir tepki almadım. Hatırlayacaksınız olaylar 31 Mayıs günü başladı. O hafta boyunca Meclis Genel Kurulu'nda gündemde hep Gezi eylemleri vardı. CHP'li milletvekili arkadaşlarımız bize, 'Bundan sonra sahada rahat dolaşamazsınız' bile dediler. Perşembe günü Meclis kapanır kapanmaz hemen İzmir'e geldim. Arkadaşlarıma, '4 gün boyunca sahada olmak istiyorum. Sokak sokak, kahvehane kahvehane dolaşıp vatandaşı dinleyelim' dedim. Bırakın tepkiyi, vatandaşlarımız bu ziyaretlerimizden son derece memnun oldu. 'İyi ki geldiniz, bize moral verdiniz' diyenler çoğunluktaydı. Bir grup eylemci tarafından yakılan Karşıyaka ilçe binamızın önünde insanlar kendiliğinden toplandı. Hatta böylesine bir vandalizme tepki göstererek partiye üye yazılmak isteyenler bile çıktı.
Demokratik haklar
İzmir, Gezi eylemlerinin en uzun süre devam ettiği illerden biri. Size destek olanlar kadar protesto edenler de vardı. Bu protestolardan sizin çıkardığınız bir ders var mı?
- Bakın bu ülkede eylem yapmak ya da protesto gösterisinde bulunmak herkesin demokratik hakkı. İzmir'de de yaklaşık 1 ay boyunca tencere -tava çalanlar, seslerini yükseltenler oldu. Bu da bir demokratik eylemdir. Ancak keşke başka bir yöntem bulsalardı. Bütün bu olayları dehşetle izleyen sessiz bir çoğunluk da var. Nedense kimse onların da demokratik hakları olduğunu düşünmedi. Bu ülkede 76 milyon insan yaşıyor. Hepimizin demokrasiye inanması ve demokratik kurallar içinde yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. 2013 yılında Türkiye'de artık kimse darbelerden, e- muhtıralardan medet ummamalı.

Darbe umutları
Türkiye'de hala darbelerden medet umanlar mı var size göre?
- Sizce yok mu? Bir siyasi parti vatandaşa gidip kendini anlatmak yerine iktidar olmak için farklı yerlerden medet umar duruma gelirse; bu millet onu affetmez. Ben bütün bu olayların sağduyulu vatandaşlarımız tarafından çok iyi değerlendirildiğini sahada bizzat gördüm. Herkes planlanan oyunun farkında. 2014 yerel seçimlerinde bu millet kendi iradesine sahip çıkacak ve orada en net cevabı verecek. Bunu hep birlikte göreceğiz.
Yaşam tarzları
Olayların çıkış sebeplerinden biri olarak da hükümetin farklı yaşam tarzlarına müsamaha göstermemesi olduğu söyleniyor. Buna ne diyorsunuz?
- Bu bizim İzmir'den alışık olduğumuz son derece yanlış ve abartılı bir iddia. Türkiye'de insanların bireysel hak ve özgürlüklerini artırmak için en çok çabalayan parti biziz. Sivil anayasa yapmak için harekete geçen bir partiye böyle bir isnatta bulunmak haksızlıktır. Sayın Başbakanımızın her fırsatta altını çizdiği bir şey var: Etnik, bölgesel ve mezhepsel milliyetçilik yapmadık, yapmayacağız. Biz 81 ilin tamamına eşit hizmet götüren bir partiyiz. Bütün bunları yaparken tek millet, tek vatan ve tek bayrak diyoruz. Birilerinin ideolojik reflekslerle ortaya atmaya çalıştığı, bilgi kirliliğine dayanan siyaset anlayışı Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmaz. 'Atatürk'ün askerleriyiz' diye bağıranlara ve CHP'lilere samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Atatürk hepimizin ortak değeri. Artık onun mirasını yemekten vazgeçin. 2013 Türkiyesi'nin ihtiyaçları çok farklı. Gerçekten Atatürk'ü anlıyorsanız ve değerlerine sahip çıkmak amacındaysanız önce bu ülkeye hizmet edin. Biz bunu yapıyoruz.

"Çevre bahane edilerek olaylar çıkarılıyor"
Gezi eylemlerinin arkasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan dış güçlerin de olduğu belirtiliyor. Sizce Başbakan Erdoğan'ı kim, neden istemiyor?
- Bu soruya Türkiye'nin son 10 yılda nereden nereye geldiğine bakarak cevap vermek lazım. 30 yıldır bize yük olan terör kamburunu sırtımızdan atmaya ramak kaldı. Ülkede bir barış ve bahar havası hakim. IMF'ye borcumuzu kapatmışız, dünyanın gıpta ederek baktığı 3'üncü köprü, yeni havalimanı, nükleer santral ihalelerini birbirini ardına gerçekleştiriyoruz. Tam bu sırada çevre bahane edilerek olaylar çıkarılıyor. Recep Tayyip Erdoğan'ı sandıkta yenemeyeceklerini anlayanlar geçmişte Menderes'e ve Özal'a yaptıkları gibi dış güçlerle el ele verdi. Amaçları Başbakanımızı yemekti ama başaramadılar. Dikkat edin sokaklarda kimse 'AK Parti gitsin, erken seçim yapılsın' demedi. Hedefe hep Başbakan'ı koydular. Onu yıpratmak istediler. Belli ki bazı çevreler terörün bitmesinden, Türkiye'nin ekonomik olarak düze çıkmasından rahatsız olmuş. Bütün bunlar olurken CHP de havalimanı ihalesini iptal ettirmek için yargıya başvuruyor. Her şey yeterince açık değil mi?
"Anketlerin sonuçları bazen çok yanıltır"
Biraz da İzmir konuşalım. 2014 yerel seçimlerine artık 9 aydan az bir zaman kaldı. Çok sayıda anket yayınlıyor ve sonuçlar hemen hemen aynı. CHP ile aranızda küçümsenmeyecek bir fark var. Yerel seçime kadar bu farkı kapatabilecek misiniz?
- Ben teşkilattan gelen bir milletvekili olarak sahada şunu öğrendim: Anketler yönlendiricidir; size fikir verir ama hiçbir zaman kesin sonucu göstermez. Kesin sonuç sandıktan çıkandır. 2009 seçimlerinde yaptığımız hataları iyi analiz ettik. Eksiklerimizi tamamlayarak, seçmenin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak adaylarla yarışa gireceğiz. AK Parti'de 'elini sıkmadığımız kişinin oyunu alamayız' felsefesiyle çalışılır. 2011 seçimlerinden bu yana durmaksızın sahada çalışıyoruz. Ben iki yılda binin üzerinde program yaptım. İzmir'de partimiz hakkındaki önyargıları büyük ölçüde kırdık.
Yerel seçimden beklentileriniz neler?
- CHP'nin elinde büyükşehir ve 28 ilçe belediyesi var. Böyle büyük bir güç kimde olsa İzmir'i hizmet açısından uçururdu. Ama CHP'li belediyeler hizmet yerine korku siyasetiyle İzmir'i yönetmeye çalışıyor. 1999'dan beri kentte iktidarlar. Hizmet adına ne yaptılar? Düşünün koca bir kentin çöp sorunu bile çözülemedi. Büyükşehir'in gösterdiği çöp alanına kendi partisinden ilçe belediyesi itiraz ediyor. Böyle plansız, koordinasyonsuz belediyecilik olmaz. İzmirli, CHP'li belediyelerin 2009'da kendisine ne vaat ettiğini ve bu vaatlerden hangilerini yerine getirdiğini iyi incelesin. Bir de AK Parti'nin yaptıklarını baksın. Farkı hemen görecek.