"Çözüm süreci kararlılığımızda bir aksama yok"

Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Akil İnsanlar Heyeti'yle bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci konusundaki siyasi kararlılığımızda en ufak bir aksama yok. Her kesim 'Çözüm süreci devam etsin' diyor. Marjinal bazı gruplar hariç" dedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci konusundaki siyasi kararlılığımızda en ufak bir aksama yoktur" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyeti'yle Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde bir araya geldi. Toplantının açılışında akil insanlara hitap eden Davutoğlu, "Çok yoğun çabalar gösterdiniz, size minnettarız. 12 bin kilometre mesafe kat edildi. Sayısız yolculuklar yapıldı. Çok farklı siyasi görüşlere, farklı ideolojilere sahip ama ortak bir vicdanı harekete geçirme konusunda aynı zemine sahip heyet olarak size Türkiye adına ve insanlık adına teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Çözüm süreci bu toprakların en önemli projesi. Sadece bu ülkenin projesi değil. Çevre ülkeler için de ilham teşkil edecek bir mesele" dedi.

"Devreye soktuk"

Davutoğlu, 5 sene önce imkansız görülen süreçleri bütün siyasi riskleri alarak devreye soktuklarının altını çizerek, "İmralı'yla görüşmelerden tutun da HDP heyetlerini yaptığı görüşmelere kadar şimdi herkes bir vicdani olarak sorsun. Hep dönüp, hükümetten ve devletten bir şeyler bekleyenler hangi tabuları nasıl yıktığımızı ve nasıl her türlü şeyi tartışarak demokratik ortamda bir netice elde etmeye çalıştığımızı görsünler" diye konuştu.
'Geleceğe yürüme çağrısı'
Güllük güneşlik havada geleceğe yürüme çağrısı yapan Davutoğlu, "Demokratikleşme ve çözüm süreci her halükarda devam edecek. Çözüm sürecini birilerini tatmin veya memnun etmek için yapmadık. Memnun etme gibi bir zorunluluğumuz yok. Memnun edeceğimiz tek şey kitlelerdir, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bütün Türkiye'dir. Çözüm süreci konusundaki siyasi kararlılığımızda en ufak bir aksama yoktur. Aslında toplumun geniş kesimlerinde bu olaylar sürerken Malatya'ya gittim. Dün de Amasya'daydım, Samsun'a gittim. Her kesim 'Çözüm süreci devam etsin' diyor. Marjinal bazı gruplar hariç" diye konuştu.

"Tweetler atıldı"

Konuşmasında Türkiye'de yaşanan Kobani eylemlerine de değinen Davutoğlu, son olaylarda, küreselleşme ile ortaya çıkan iletişim araçlarının kötüye kullanıldığını aktardı. "Silahlanıyoruz", "Herkes silahlansın, şurayı bassın" şeklinde tweet'ler atıldığını, "Türkiye IŞİD'e yardım ediyor" gibi gerçek dışı bilgilerin aktarıldığını belirten Davutoğlu, "Ortak kadim geçmiş ne olursa olsun, küreselleşmenin getirdiği o basit görünen ama çok etkileyici araçlar, bir anda bizim barışçıl projelerimizi demokrasi çabalarımızı, dumura uğratacak sonuçlar doğurabiliyor" dedi.
"Yasin Börü'yü kimin öldürdüğünü" soran Davutoğlu, bu soruyu sormanın herkesin görevi olduğunu dile getirdi. "Ambulans yakmanın hangi barışçı yönü olabilir? diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: "Kütüphaneleri, müzeleri, 214 okulu yakmanın hangi barışçı yönü olabilir? Burada hepimizin hedefi görmesi lazım. Hedef sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti değil, özellikle de sizlerle paylaşmak istiyorum, hedef çözüm sürecinin bizzat kendisi. Biz 2005'teki ilk çağrılarda neler olduğunu, Oslo Süreci'nden sonra 7 Şubat komplosuyla neler yapılmak istendiğini biliyoruz. Çözüm sürecinde ne zaman mesafe alsak, şu veya bu unsur devreye giriyor, bir anda ortalık toz duman içinde kalıyor, tekrar çatışma ortamı doğuyor. Birileri puslu havayı seviyor. Bizim çözüm sürecindeki her bir aktöre çağrımız şudur: 'Gelin, günlük güneşlik bir havada konuşalım. Kimse puslu havalarda taktik mücadele içine girmesin. Geçen yıl siz Anadolu topraklarını gezerken Mayıs ayında İstanbul sokaklarının ne hale geldiğini gördük."
Davutoğlu, şunları kaydetti: "Yapmamız gereken bu sosyokültürel zemini tahkim etmek, güçlendirmek. Sosyopolitik bir zemin var. Geçen bir soru üzerine uluslararası bir kanalda da zikrettiğim bir husus var. 'Kürtlerin devleti yok, Kürtlerin bir devlet arayışı var.' O zaman söyleyeyim; Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Neden? Değişik vesilelerle zikrettiğim şey, sadece bir devlete devleti ululama sakın görülmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nevzuhur bir devlet değildir. Bizim şehirlerimiz nevzuhur kimlikler üzerine doğmadı. Yani Sykes Picot'nun ya da 2. Dünya Savaşı sonrası sömürgeci yapıların dağılması sonrasında ortaya çıkan ulus devletler arasında değildir.

'Çalışmalarınız rafa kalkmadı'

Akil İnsanlar Heyeti'nin yaptığı çalışmaların karşılıksız kalmadığını söyleyen Davutoğlu, "Yaptığınız ziyaretler sonrası hazırladığınız raporlar raflara kaldırılmadı. 30 Eylül'de Sayın başbakanımızın açıkladığı demokratikleşme paketinde teklif ettiğiniz bir çok unsur yer aldı" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.