CHP'de kontenjan skandalı!

YAĞMUR UYGUR (HABER MERKEZİ)
CHP İzmir'de "kontenjan yalanı" skandalı yaşandı. Parti yöneticilerinin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir 2. bölgeden ön seçime girme kararı alması sonrası örgütten yükselen "2. bölgede kontenjan sayısı 3'ten 2'ye düşürülsün" seslerini susturmak için adeta bir oyun oynadığı ortaya çıktı. Parti yöneticileri, önce yasal sürenin geçtiği bilmelerine rağmen örgüte "2. bölgede kontenjan sayısının 3'ten 2'ye düşmesi için Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurduk. Cevap bekliyoruz" açıklaması yaptı. Önceki gün de, YSK'nın buna izin vermediği duyuruldu. Böylece, örgütte "Parti yönetimi kontenjanı düşürmek için elinden geleni yaptı ama mevzuat buna izin vermedi" algısı oluşturuldu.

Ancak, Yeni Asır'ın yaptığı araştırma, CHP'nin YSK'ya kontenjanı düşürmek için resmi bir başvuru bile yapmadığını ortaya koydu. Hem YSK yetkilileri, hem de CHP'nin YSK'daki temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, Yeni Asır'a CHP'nin resmi olarak böyle bir başvuruda bulunmadığını açıkladı.

Son tarih 19 Mart'tı

CHP Parti Meclisi, İzmir'de her iki seçim bölgesinde de 1'inci, 3'üncü ve 5'inci sırada gösterilecek milletvekili adaylarının genel merkez kontenjanıyla, diğer adayların da 29 Mart'ta yapılacak ön seçimle belirlenmesi kararı aldı. Bu karar 14 Mart'ta YSK'ya da bildirildi. Kemal Kılıçdaroğlu da, 19 Mart'ta İzmir 2. bölgeden önseçime girme kararı aldığını açıkladı. Mevzuata göre CHP'nin kontenjan sayısında değişiklik yapma talebinde bulunabileceği son tarih 19 Mart'tı.

Kılıçdaroğlu'nun sürpriz İzmir kararı, örgütte bir rahatsızlığı da gündeme getirdi. Örgütte "Genel Başkan önseçimden birinci çıkacak. Bu durumda kontenjan sayısı da 4 olacak. Seçilebilecek milletvekili sayısı da göz önüne alındığında 2. bölgeden çıkacak milletvekillerinin büyük kısmını genel merkez belirlemiş olacak. Bu durumda ön seçimin de çok anlamı kalmayacak" düşüncesi oluştu ve kontenjan sayısının 3'ten 2'ye düşürülmesi talebi dillendirilmeye başlandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 20 Mart'ta kontenjanın düşürülmesi için Kılıçdaroğlu görüştüğünü söyledi. Aynı gün Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl de, "Kontenjan düşürülebilir" dedi. 25 Mart'ta Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Veli Özdemir, kontenjanın 2'ye düşürülmesi için YSK'ya başvuru yapıldığını ve yanıtın beklendiğini açıkladı.

26 Mart akşamında ise, haber sitelerine YSK'nın CHP'nin yaptığı başvuruyu reddettiği ve kontenjanda düşüş olmayacağı haberleri düştü. İl Başkanı Bedri Serter de yazılı açıklama yaparak "Genel Merkezimizin başvurusunun ardından YSK İzmir'de her iki bölgede de kontenjan sayısının, 'Seçim takviminden kaynaklı hukuki sürecin sona ermesi gerekçesiyle' düşürülemeyeceği yönünde olumsuz görüş bildirmiştir" dedi. Böylece, örgütte, "Genel Merkez elinden geleni yaptı ama mevzuat gereği kontenjan sayısı düşürülemedi" algısı oluşturuldu.

Yeni Asır gerçeği ortaya çıkardı

Ancak, Yeni Asır'ın yaptığı araştırma, gerçeğin böyle olmadığını ortaya koydu. Örgütten yükselen talepleri dindirmek isteyen CHP'li yöneticiler, 2. bölgedeki kontenjanı düşürmek için YSK'ya resmi başvuruda bile bulunmamıştı. Yeni Asır'ın görüştüğü YSK Ankara Yazı İşleri Şube Müdür Vekili Murat Özeren, "CHP Genel Merkezi'nden bize bu yönde bir başvuru gelmedi" dedi. CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu da partinin kontenjan ile ilgili YSK'ya resmi bir başvurusu olmadığını açıkladı. Partide YSK'ya başvuruda bulunabilecek iki isim olduğunu, birinin kendisi diğerinin ise Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan olduğunu söyleyen Yakupoğlu, "Biz de böyle bir başvuru yapmadık" dedi. Yakupoğlu, "YSK'ya tüm başvurular bizim üzerimizden yapıldığı için bana 'Böyle bir talepte bulunursak YSK nasıl davranır?' diye sordular. Ben de '14 Mart'ta listemizi verdik. Bu listeyi geri alıyoruz dersek YSK kabul etmeyebilir. Böyle bir riski almamalıyız' dedim. O yorum sözlü olarak bana aittir, YSK'ya değil" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun vaadine 'din sömürüsü' tepkisi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜ- MÖD) İzmir Temsilcisi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun noterde hazırlatıp onaylattığı 4 maddelik taahhütnamede emekliye her yıl Ramazan ayı ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiyesi sözünü din sömürüsü olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu'na hakaret ettiği gerekçesiyle daha önce hakkında partiden ihraç kararı verilen Kantarlı, "Vaat edilen ikramiyenin maaş artışlarının yapıldığı Ocak ve Temmuz ayları yerine, Ramazan ve Kurban Bayramı'nda ödenmesini öngörmek, laiklik ilkesine vurulmuş bir darbedir" diye konuştu. CHP'nin emekliler üzerinden din sömürüsü yapmak yerine Emekli Sandığı Yasası'ndaki değişikliklere se s çıkarması gerektiğini ifade eden Kantarlı, "Anayasa Mahkemesi Emekli Sandığı Yasası'nda yer alan 'Emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler dikkate alınmaz' ibaresini iptal etti. Bu duruma göre 7 Ocak 2015'ten sonra emekliye ayrılanlar hizmet sürelerinin tamamına karşı gelen miktarda emekli ikramiyesi almaya hak kazandılar. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nın 153. maddesini gerekçe göstererek 'Bu karar geriye doğru işlemez' hükmü, bu tarihten önce emekli olan 9.9 milyon emekliye uygulanamıyor. CHP o zaman niye kılını dahi kıpırdatmadı?" dedi.

METİN BURMALI