"Yetki gaspı yapanlar bedelini ödeyecekler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 75 tutukluyu tahliye etmek isteyen hakimlere sert tepki gösterdi. "Talimatı Pensilvanya'dan alıyorlar" diyen Erdoğan, paralel örgütün içinde yer alan hakimlerin, bu kararın bedelini ödemesi gerektiğini söyledi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 75 tutuklunun tahliyesini isteyen paralel hakimlerle ilgili son noktayı koydu. Hakimlerin kendilerine ait olmayan bir yetkiyi kullanarak 'yetki gaspı' yaptığına vurgu yapan Erdoğan, Pensilvanya'dan yapılan yönlendirmelerle hareket paralel örgüt için de "Şimdi bu örgütün içinde yer alanların A'dan Z'ye bedelini ödemesi lazım" dedi. Kuveyt ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, şunları söyledi:
ÇOK TEHLİKELİ SÜREÇ : Burada yetki kullanımı açısından, kendilerine ait olmayan bir yetkiyi kullanmak suretiyle yetki gaspı yapan bir yargı mercii var. HSYK'nın başlattığı toplantı bana göre geç kalmış bir toplantı. Bunlar biliyorsunuz, 23 Nisan tatil gününde bu işi başlattılar. Ardından Cumartesi, Pazar tatil... Aynı şekilde bu tatilde de bunu sürdürdüler. Ve daha da ilginci, gece sabaha kadar odasında çalışma yürüten bir hakim ve odası kilitli, kimseye odasını açmayarak, anlaşılmayacak şekilde bu işi sürdüren iki hakim... Türkiye'de bu ilişkilerin nerelere geldiğini göstermesi bakımından tehlikeli, çok çok sıkıntılı bir süreç. Şuanda başmüfettişlerin hazırladıkları raporu biliyoruz, öyle zannediyorum ki HSYK'da bu raporlar istikametinde bu kararı verecektir. Bu karar verilmeden benim burada bir açıklama yapmam doğru olmaz.
VEKİLLERİN ADLİYEYE SOKULMASI YANLIŞ: Bazı milletvekilleri İstanbul'da adalet sarayına gidiyorlar. Anayasamızın 138'inci maddesine baktığımız zaman, yargı esnasında ister milletvekili olun, ne olursanız olun yargıyı baskı altına alamazsınız. Bunlar oraya geliyorlar ve adalet sarayına giriyorlar. Bunların adalet sarayına sokulması yanlış bir olay. Onlar yanlış olduğu gibi avukatların belli saatlerden sonra oraya girmek suretiyle onların da baskı oluşturma gayretleri ayrı bir sorun.
PENSİLVANYA'DAN YÖNLENDİRME VAR: Bunların hukukla falan alakası yok, hukuk dışı ve Pensilvanya'dan alınan talimatlarla, dualarla bir yönlendirme söz konusu. Tahliye kararıyla beraber sosyal medyada algı operasyonu yürütülmesi, arşiv resimleriyle adeta cezaevinden çıkmışlar, dışarıdalar gibi onları yayınlamak, göstermek gerçekten çok çok çirkin. Nasıl bir örgüt çalışması olduklarını göstermesi bakımından çok çok önemli.
HEPSİNİN BEDELİNİ ÖDEMESİ LAZIM : Şimdi bu örgütün içinde yer alanların A'dan Z'ye bedelini ödemesi lazım. Bu ülke rastgele bir ülke değil, bu ülkede artık demokrasi, adalet, hukuk yerini bulacak. Kimsenin istediği gibi artık adaleti şekillendirme yetkisi yoktur. Daha da ileri gitmek, daha farklı şeyler de anlatmak istemiyorum.

"AĞZINDAN ÇIKANI
KULAĞI DUYMALI"
Erdoğan bir soru üzerine, KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Akıncı'nın 'anavatan-yavru vatan değil, kardeşlik ilişkisine' vurgu yapan sözlerini değerlendirdi: Burada iki kardeş ülkeyiz dediğiniz zaman çok farklı tablolar çıkar. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkanı kulağının duyması lazım. Bakın burada Türkiye, Kuzey Kıbrıs'ı bugüne kadar niye sahipleniyor, bunun bir esabı mucibesi var. Ve bu esbabı mucibeyi bizim burada dillendirmemizin gereği yok. Ve kardeş olarak çalışmamızın bile şüphesiz ki bazı şartları vardır, yavru vatan olarak çalışmanın da bir bedeli vardır. Bu ülke Kuzey Kıbrıs'ta bir bedel ödemiştir, hala bu bedeli ödemeye devam etmektedir. Biz şehitler vermişiz. Bizim yıllık oraya yaptığımız ödeme 1 milyar dolar civarındadır. Oraya karşı olan bizim dayanışmamız, farklılığımız ve şu anda uluslararası camiada Kuzey Kıbrıs'ın kavgasını veren kim? Acaba sayın Akıncı tek başına bu kavgayı verebileceğini mi zannediyor, böyle bir şey mi var? Bizim bakışımız yavru vatandır. Bir ananın yavruya bakışı gibi bakmaya devam edeceğiz. Ben onun sözlerini hoşgörü ile karşılarım ama burada hassas olmak gerektiğini düşünürüm.

Çanakkale'ye gelmediler
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Çanakkale'deki anma törenleriyle ilgili yaptığı 'çağrılmadık, orada olmak isterdim' açıklamasına cevap verdi: 11 yıldır bu ülkede Başbakanlık yaptım, başbakanlığım süresince bir gün ne sayın Kılıçdaroğlu'nu, ne Baykal'ı, ne de Bahçeli'yi Çanakkale'de görmedim. Ben her yıl 18 Mart'ta orada olmuşumdur ama onlar hiç törene katılmamışlardır. Şimdi ne oldu da 'bize davet gelmedi' diyorlar. Bunu da siyasi spekülasyon yapmak istiyorlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.