‘Sorumlu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz’

EMİRHAN ERGEN

AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Cumhurbaşkanlığı sistemini Yeni Asır'a anlattı. Dağ, sistemi yalnızca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden değerlendirmenin yanlış olacağını dile getirerek, muhalefet kanadından yapılan tek adam eleştirilerine de cevap verdi. Dağ, "Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı hem geniş yetkilere sahip hem de sorumsuzdur. Yani yetkili ancak sorumsuz Cumhurbaşkanlığı sisteminden, hem yetkili hem de meclise, yargıya ve her şeyden önemlisi halkına karşı sorumlu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz" dedi.
Bürokrasi azalacak - Cumhurbaşkanlığı sistemini ne getirecek?
- Bu sistemde her 5 yılda bir seçim olacak ve milletin önüne 2 ayrı sandık gidecek. Birinci sandıkta millet parlamentoda görmek istediği siyasi partiye, ikinci sandıkta ise kendisini yönetmesini istediği kişiye oy verecek. Seçim sonuçlarına göre yüzde 50'den fazla oy alan lider, Cumhurbaşkanı olarak yürütmenin başına yani direksiyona geçecek.
Eğer ilk turda yüzde 50'yi bulabilen bir aday olmazsa en fazla oy alan iki aday 2. tur seçimlerine kalacak ve en fazla oyu alan kişi Cumhurbaşkanı seçilecek. Bu sistemde Başbakan yok. Yine bu sistemde bakanlar dışarıdan atanacak ve parlamentodan bakan olamayacak. Doğrudan halkın oyları ile seçilen Cumhurbaşkanı kendi bakanlarını belirleyecek ve yürütmeden doğrudan sorumlu kişi olacak. Başarının ya da başarısızlığın doğrudan sorumlusu olacak.
- Sistem hangi kaygıları ortadan kaldıracak?
- Hükümet kurulamadı, güvenoyu alamadı, düşebilir gibi kaygılar da tarihe karışacak. Yürütmenin başı ve tek sorumlusu olan Cumhurbaşkanı daha hızlı karar alabilecek ve bürokrasi azalacak. Çok başlılık azalacak, hükümet icraat yapacak, Meclis ise kanun yapacak ve hükümeti denetleyecek.
Erken seçim, sistem krizi önleniyor ve uzlaşma arayışı güvence altına alınıyor. Seçilme yaşı 25'den 18'e düşürülecek.
Türkiye'nin gündeminden istikrarsızlığı, siyasi belirsizlikleri çıkartıyoruz.
- Mevcut sistem istikrar getirmez mi?
- Türkiye'nin çok partili sisteme geçmesinden bu yana hemen hemen her dönemde sistem tartışmaları yaşanmış ve başkanlık modeli gündeme gelmiştir.
94 yıllık Cumhuriyet tarihimizde toplam 65 hükümet kurulmuştur.
Burada da ortalamaya baktığımızda 17 aya bir hükümet düşüyor. Bu kadar istikrarsız bir sistemden istikrar beklenebilir mi?
BAŞKANLIK MODELİ
- Değişiklik ekonomik sorunlara, işsizlik problemine, terör sorununa, eğitimde yaşanan sıkıntılara nasıl bir fayda sağlayacak?
- Tek parti iktidarı demek bir nevi karar alabilen yönetim demektir, istikrar demektir. Yarını belli olmayan bir ülkeye hiçbir yatırımcı gelmez.
Son 15 yılda hükümetin kurulamaması gibi bir sıkıntı yaşanmadı ancak bir 7 Haziran deneyimimiz oldu. Bu bile ülkemize ne kadar zarar verdi tüm milletimiz gördü. Her an değişebilecek bir hükümet ile uluslararası arenada kimse sağlıklı ilişkiler kurmaz.
- Cumhurbaşkanlığı sistemi ile parlamento etkisizleşir mi?
- Mevcut sistemde çıkarılan kanunların yüzde 98'i Bakanlar Kurulu'ndan tasarı şeklinde gelmektedir.
Yani yasama görevini de yürütme kullanmaktadır. Bu durum mevcut sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam anlamıyla uygulanamadığının en net göstergesidir. Mevcut değişiklik metnine baktığımızda ise parlamentonun görevlerinin azaldığını değil artığını görürüz. Parlamento yeni sistemde daha aktif bir denetim gücüne sahip olacak ve yasama alanında tek sorumlu olacak. Yeni sistemde bakanlar, meclise kanun tasarısı veremeyecek.
Yasama görevi tamamen parlamentoda olacak.
- Tek adam ya da birilerinin dediği gibi diktatörlük gelir mi?
- Yine burada muhalefetin hiçbir dayanağı olmayan tek adamlık söylemi üzerinden de bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Gerek 2007 öncesi Cumhurbaşkanını meclisin seçtiği sistemde gerekse mevcutta olduğu gibi Cumhurbaşkanını halkın seçtiği sistemde Cumhurbaşkanı hem geniş yetkilere sahip hem de sorumsuzdur.
Yani yetkili ancak sorumsuz Cumhurbaşkanlığı sisteminden, hem yetkili hem de meclise, yargıya ve her şeyden önemlisi halkına karşı sorumlu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz.
Bu düşünceyi her fırsatta dile getirenlerin asıl korkuları milli iradeye karşıdır. Bu millete tarih boyunca kimse diktatörlük yapamamıştır, yapamayacaktır da. Bunu söyleyenler bu milleti tanımayanlardır.
"KORKU POMPALIYORLAR"
Sistem değişikliği ile Türkiye bölünür mü?
- Bu soru aslında milletin inanmadığı ancak birileri tarafından korku pompalamak suretiyle çıkar elde amacıyla dile getirilen bir düşüncenin ürünüdür.
Burada çok açık ve net biz şunu üstüne basa basa ifade ediyoruz. Üniter yapı korunacak, eyalet sistemi ya da federatif yapı diye bir şey kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Ne mevcut Anayasa değişiklik metninde böyle bir şey vardır ne de gelecekte böyle bir şey olacaktır. Milletimiz emin olsun ki bu noktada konuşanların tek niyetleri yalan söyleyerek insanları yanıltmaktır.
'ART NİYET VEYA CAHİLLİK'
- Sistem değişikliğinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için yapıldığı eleştirilerine ne diyorsunuz?
- Recep Tayyip Erdoğan üzerinden bu sistem değişikliğini yorumlamak eksik ve yanlış olur. Türk siyasi tarihinin en önemli siyasi figürlerinin hemen hemen hepsi bu konuyu gündeme getirmiş ve bunun doğru olacağını dile getirmişlerdir. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu ilk akla gelen isimlerden.
Hepsi farklı siyasi akımlardan geliyor ancak ortak noktada yani sistem değişikliği konusunda buluşmuşlar.
Bu tartışmayı sadece AK Parti dönemi ile sınırlandırıp konuyu sadece Erdoğan'ın talebiymiş gibi lanse etmek ya art niyet ya da cahilliktir.