Unutulmaz seçim vaatleri

Can kulağıyla dinledi vatandaş... Ama canı gönülden inandı mı, o tartışılır...

Bir meydanda, televizyonda, ya da bir radyoda...

Veya da bir broşürde...

Çıktı liderler, başladılar anlatmaya...

Sıraladılar vaatlerini.

Mantıklı gelen de vardı, vakit kaybı yaşatan da.

Propaganda süreci bittiğinde ise vicdan girdi devreye.

Küçük bir muhasebe sonrası, mühür en doğru adrese gitti defalarca.

Nasıl gitmesin ki?

Uçuk kaçık vaatlere, nasıl inanacaktı ki vatandaş.

Yaşananlar, tecrübeyle sabitti.

Hep bir önce ki seçim geldi akıllara.

Vaat, sözden bahsetmişken…

Türkiye'nin hatıra defterine bakmakta fayda var.

Liderlerin o günlerdeki sözlerine kulak verelim.

Vatandaşın gözünün içine baka baka sıralandı vaatler.

90'lar, Türkiye için buhran demekti.

İstikrar yoktu, haliyle huzur da...

Koalisyonlar Türkiye'si ilginç seçim vaatlerine de sahne oluyordu.

Enflasyon, pahalılık almış başını gidiyordu.

1991'de, Türkiye seçime gitti.

Liderler vatandaşlara TRT ekranlarından seslendi.

Ve bir açık oturumda, iktidara talip olan siyasilerin hedefleri arasında enflasyonu düşürmek vardı.

Vaatler sıralanıp gitti gitmesine de, verilen sözler yerine getirilebildi mi?

O da tartışmaya açık...

90'lı yıllarda, Süleyman Demirel'in, "kim ne veriyorsa 5 lira fazlasını vereceğim" çıkışı hem düşündürdü, hem de güldürdü.

Tansu Çiller de çok konuşulan vaatlere imza attı.

Çiller, herkese biri ev biri araba olmak üzere 2 anahtar sözü vermişti.

Tansu Çiller, "Her mahallede 100 trilyoner ve 'Her çiftçiye traktör' vaatlerini de ekledi.

Ve Mesut Yılmaz'ın vaat performansı...

ANAP Genel Başkanı, 1999 seçimleri öncesi 'Susurluk olayını çözeceğiz' vaadiyle meydanlardaydı.

Cem Uzan da bir dönem siyasette boy göstermişti. Vaatleri çok konuşuldu ama konuşulduğuyla kaldı.

Bağımsız Türkiye Partisi, Haydar Baş'ın seçim vaadiyse, dudak uçuklattı.

İnanması da oldukça güçtü.

Haydar Baş, "Milli Ekonomi Modeli" adı altında her ev hanımına 500 lira maaş, 15 bin lira doğum ikramiyesi vereceğini ilan etmişti.

Ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...

O da birçok vaat sıraladı.

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk'un seçim vaadi çıkışı ise en ilginç olanlardandı: Her şeyi satacağız. TRT'yi de satacağız.

Devletin televizyonunu satmayı vadeden Tibuk, yeşil sahalara dair sözlerde de bulundu: Nedir bu ofsayt. Ofsaytı kaldıracağız!

Ve en çok konuşulanlardan biri daha.

Sosyal Demokrat Halkçı Partiden Nurettin Sözen, 1989 yerel seçimlerinde bakın ne sözü vermiş: Her mahalleye otomatik çamaşır makineli bir çamaşırhane!

Meydanlar, yazılı ve görsel medya, birçok vaade sahne oldu.

Türkiye'nin seçim tarihinde vaatlerin ardı arkası kesilmedi, vatandaşa bir anlamda "umut" aşıladı siyasi liderler.

Vaatlerin havada çarpıştığı dönemler, elbette de siyasetin bir cilvesi ama en başta da dediğimiz gibi, ne kadarı gerçekleşti, ne kadarı hayat buldu tartışılır.

Hani deyim yerindeyse "bol keseden atmak"...