AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: 27 Nisan muhtırasını verenler aynısını yaptılar

Son dakika... Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sona erdi. Parti genel merkezindeki basına kapalı toplantı, yaklaşık 2 saat sürdü. Ömer Çelik, MYK sonrası yaptığı açıklamada Başkan Erdoğan'ın aşı olacağını belirtti. CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başkan Erdoğan için ‘sözde’ ifadelerini kullanmasına tepki gösteren Çelik, “Esas burada üzücü olan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına Kılıçdaroğlu'nun 'Sözde Cumhurbaşkanı' demesidir. Gayrımeşru yapılar için bu ifadeyi kullanırsınız. Yakın tarihte 27 Nisan 2007'de bazılarının 'post-modern darbe' dediği, muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti” şeklinde konuştu.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Çelik, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, toplantı sonrasında Ankara Şehir Hastanesi'nde Kovid-19 aşısı yaptıracağı açıklandı.

İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Diyarbakır annelerine bazı siyasi partilerin hiç destek vermemesi, dillerine hiç almamaları ortadadır. Hepsine selamlarımızı iletiyoruz.
BAŞKAN ERDOĞAN AŞI OLACAK

Aşı konusunda toplumumuza önderlik etmek için toplantımızdan sonra sayın Cumhurbaşkanımız aşı olacaklardır. Bunun kamuoyu ile paylaşılmasını istemiştir. Kendileri aşı olarak toplumdaki tereddütleri ortadan kaldırmak, örnek teşkil etmek için toplantımızdan sonra aşı olmak üzere ilgili yere geçeceklerdir.

"ESKİ CHP'Lİ BAKAN 28 ŞUBAT MANTIĞINI DİRİLTMEYE ÇALIŞAN AÇIKLAMALAR YAPTI"

Geçen hafta birden bire eski bir genelkurmay başkanı 60 ihtilalinin sebebinin erken seçime gidilmemesi açıklamalarını yaptı. Ardında ana muhalefet lideri erken seçim açıklamalarında bulundu. Bunları kasıtlı buluyoruz. Sinsi bir siyasi değerlendirmedir.

Türkiye'ye çok acı çektirmiş olan başörtüsü yasağı ilkellikler günün dünyasında savunulmaz dediğimiz bir günde maalesef bir eski CHP'li Bakan 28 Şubat mantığını diriltmeye çalışan açıklamalar yaptı. 60 ihtilaliyle ilgili analizlere baktığınızda birileri sürekli 'Demokrat parti şu kararları almasaydı, şu komisyonları kurmasaydı darbe olmazdı' diye.

Geçen hafta birden bire eski bir genelkurmay başkanı 60 ihtilalinin sebebinin erken seçime gidilmemesi açıklamalarını yaptı. Ardında ana muhalefet lideri erken seçim açıklamalarında bulundu. Bunları kasıtlı buluyoruz. Sinsi bir siyasi değerlendirmedir.


İLKER BAŞBUĞ'UN AÇIKLAMALARI
Bir kere siyasi olarak Demokrat Parti'nin yanlış yaptığını düşünüyorsanız o zaman siyasi mücadeleyi öne çıkarmanız gerekir. Bir takım siyasi kararların neticesinde darbe olmuştur, sanki darbe objektif, yapısal sonuçmuş gibi sunmaya çalışmak aslında en sinsi darbeci mantığıdır. Siyaseti subjektif kararlarla yargılamaya çalışan ama darbe mekaniğine objektif gerçeklik duygusu vermeye çalışan maalesef sinsi bir siyasi değerlendirme. Bu çok uzun yıllar boyunca yapıldı 'Ben darbeye karşıyım ama DP şunları yapmasaydı olmazdı' demek darbeciliktir. Bir Başbakan ve Bakanların asılarak şehit edilmesini savunamayacakları için siyasi hususları dile getirip bunun doğal mantıki sonucu olmaya söylemeye çalışıyorlar. Bu gayri ahlaki bir durumdur.
CAN ATAKLI'NIN SKANDAL SÖZLERİNE YANIT

Eğer karşınızdakilerin yapmış olduğunu siyaseten yanlış olduğunu düşünüyorsanız bunun yolu siyasi mücadeledir. Türkiye'de çok acı işler bu mantığın arkasına saklanarak yapılmıştır. Arkasından bu hastalıklı mantık bir başkasının Erdoğan ancak felaketle işbaşından gider, seçimle gitmez gibisinden acınacak haldeki değerlendirmelere devam etti.

KILIÇDAROĞLU'NUN "SÖZDE CUMHURBAŞKANI" SÖZLERİNE SERT TEPKİ

Burada esas üzücü olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na, sayın Kılıçdaroğlu'nun sözde Cumhurbaşkanı demesidir. Bir şeye gayrimeşru olduğu zaman varlığının temelinde meşruiyet olduğu zaman sözde dersiniz. Gayrimeşru yapılar için kullanırsınız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için bu ifadeyi kullanmak, 27 Nisan'da hükümetimize verilmeye başlayan muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti. O zamanki askeri vesayet biz sözde değil özde Cumhurbaşkanı istiyoruz denmişti. Bu yetkiyi size kim verdi? Millete ait yetkiyi herhangi bir kurum, makam kendisine ait kılma şeklinde bir pozisyonu hukuk devletinde nasıl üretebilir? Dersiniz ki şu eylemlerini, şu siyasi yaklaşımlarını beğenmiyorum, bu bir siyasi değerlendirme, mücadele konusudur.

"SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANINI GAYRİMEŞRU DURUMA GETİRMEYE ÇALIŞAN BÜYÜK BİR YANLIŞ YAPIYOR"
Bu kadar zaman geçtikten sonra bu post modern darbe, ya da muhtıra şeklindeki yaklaşımlar ortadan kalkmıştır diye düşünüyorsunuz, ama sivil siyaseti güçlendirmesi gereken sayın Kılıçdaroğlu, seçilmiş Cumhurbaşkanını gayrimeşru duruma getirmeye çalışan büyük bir yanlış yapıyor. Benim mensup olduğum siyasi parti, o partiye mensup olanların, oy verenlerin evidir. Türkiye Cumhuriyeti bütün Türk milletinin ortak evi, çatısıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin makamları da böyledir.

"BÖYLE BİR TARTIŞMA AÇMAK TAMAMEN YANLIŞ İŞ YAPMAKTIR"

Orduların başkomutanı olan Cumhurbaşkanı makamına karşı böyle bir şey söylerseniz, bu Cumhuriyet değerlerine karşı söylenmiş bir şey olur. Yine ABD'deki yemin tartışmaların benzeri olacak şekilde tutup yemin tartışması açıyorlar. Diyor ki, 'burada tarafsızlığa karşı bir durum var' diye argüman söylüyorlar. Burada sistem değişti. Tarafsızlığın da eski tanımından yeni tanıma geçilmiştir. Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin hiçbir yerini bir başkasından üstün görmemektedir. Böyle bir tartışma açmak tamamen yanlış iş yapmaktır.

"BİZ DİYORUZ Kİ, MEŞRUİYET SEÇİMLERDEDİR"
Siyasi eleştiri yapacaksanız tabii ki yapacaksınız, ama siyasi eleştiri yapmıyorsunuz, alışkanlığınız olan rejim krizi çıkarma, kendinizi millet iradesinin eleği ya da filtresi görme gibisinden bir pozisyona yerleştiriyorsunuz. Bunların sureti haktan gözüküp parlamenter sistemi savunması da göz boyamadır. Daha önce vesayet peşinde koşuyorlardı. Bu herhangi bir tartışma değildir. Biz diyoruz ki, 'meşruiyet seçimlerdedir, hukuk devletinde, milli iradededir' . Siz 'ben hukuk devletinin gereklerini özde ve sözde tartışması açarak tanımam' derseniz. Türkiye'de laikliği de istismar edecek şekilde çok kriz çıkardınız. Şimdi tutuyorsunuz demokrasi prensibini istismar edecek şekilde birtakım tartışmalar açıyorsunuz. Bu milletin kendi Cumhurbaşkanını seçecek yeteneğe ve kabiliyete sahip olmadığını düşünür bunlar. Bunlar ancak kendilerinden not almış kişilerin o makama oturabileceğini düşünür. Bu tamamen ideolojik bir değerlendirmedir. Herkesin sağduyulu olması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'nin makamları hepimizin ortak çatısı, ortak evi olan Cumhuriyetimizin makamlarıdır.

"FETÖ'NÜN DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI EN BÜYÜK KAZANIMIMIZ DEMOKRASİMİZİN KORUNMASIDIR"

Sağduyu, izan ve makul bir dille siyasi eleştiri yapabilmek en çok buralarda lazımdır. Kullanılacak dil içinde bir sürü imkanlar var. Bir sürü siyasi eleştiri için konu seçebilirsiniz. Burada bir bilek güreşi olmaması gerekir. Ama ısrar ettikleri için, her kesimden gelen sağduyulu uyarılara rağmen, hatta CHP'ye yakın gerçekten demokrat kişiler 'bunun böyle söylenmemesi gerekirdi' dediği halde maalesef devam edildi. Diyorsunuz ki 'AK Parti'ye oy veren öğretmen değildir, memur değildir, çiftçi' değildir'. Hakaret ya da meşruiyet tartışması ya da rejim krizi çıkarmak konusunda herhangi bir değerlendirmede bulunamıyor musunuz? FETÖ'nün darbe girişimine karşı en büyük kazanımımız demokrasimizin korunmasıdır. Milli iradeye böyle bir saldırı gelmesi asla kabul edilemez. Demokrasi milletin ortak değeridir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.