İçimde bir rock canavarı var!

BESİM KAZADO
Yasemin Kağa benim eski tanıdığım ve çok değer verdiğim güzel bir arkadaşımdır. Bugüne kadar çok güzel işlere imzasını atmıştır. Çok iyi sanatçıların tanıtımını ve menajerliğini (hakiki anlamda) yapmıştır. Beni arayıp İzmir'e geleceğini söylediğinde çok mutlu oldum, hele hele grubuyla Lavanta'ya yemeğe geleceğini ve grubun başını Sıla'nın çektiğini söylediğinde çok mutlu oldum. Çünkü Sıla sesini ve güzelliğini çok beğendiğim fakat hiç tanıma fırsatımın olmadığı bir sanatçı idi. Bu hafta size başka bir dostumun röportajını sunmayı düşünürken Sıla ile yaptığımız söyleşimizi öne alıp bu söyleşimi paylaşmayı uygun gördüm. Umarım beğenirsiniz. Güzel olduğunu duyduğum halde Sıla'yı görünce "kal geldi". Bunu da söylemeden geçemeyeceğim.
-İzmir'lisin değil mi?
Aslında Denizli'de doğdum ama daha eskimizde Selanik var. Ama ben İzmir'de büyüdüm, eski bir Alsancaklıyım.
-Okul?
Tevfik Fikret.
-Tevfik Fikret olduğuna göre hangi yabancı dilleri konuşuyorsun?
Fransızca ve İngilizce.
-Yurtdışında bulundun mu ya da oralarda bulundun mu?
-Almanya, İsviçre, Avusturya.
-İlk sahneye çıkışını hatırlıyor musun?
Tabii ki. Küçükken oynadığımız tiyatro oyunları dışında ilk kez profesyonel olarak 2000 yılında Kenan Doğulu'nın vokalisti olarak sahneye çıktım. Kenan ile çok büyük sahne tecrübem oldu.
-Şarkılarını kim yazıyor?
Kendim yazıyorum. Bugüne kadar da tümünü ben yazdım. Müziklerini de Efe Bahadır yapıyor.
-Giyimin çok tarz, hazırlayan biri var mı?
Özlem Süer ile beraber hazırlıyoruz. Kendimi iyi tanıdığım için rahat edeceğim kıyafetler hazırlıyoruz. Eskiden sahnede Edith Piaf gibi şık ve rahat kıyafetler istiyordum ama sahnede biraz "Zıp-Zıp" olduğum için zamanla tarzım değişti.
-İzmir'de özel olarak sahne almak istediğin bir yer var mı?
Var tabii ki. Çocukluğumdan beri hayalim açıkhava tiyatrosunda söylemekti. Küçükken Sezen Aksu'yu izlerdim. Yüreğim akardı açık havada. Ama bu gecede çok mutluyum 2000 kişinin üstünde bir kitle geliyormuş.
-Kulüp çalışmaları yapıyor musun?
Kulüplere pek girmemeye çalışıyorum, çıktığımda ise konser şeklinde tek galaları tercih ediyorum.
-Kendin dışında başka sanatçılara da şarkı yazıyormusun?
Çok yazdım. Kenan Doğulu'ya Boğaziçi, Ferhat Göçer'e Vur Kadehi,Emel Müftüoğlu'na,Levent Yüksel'e vs.
-Şarkılarını neye göre yazıyorsun?
Hem kendi yaşadılarımdan hem de arkadaşlarımın hayatlarından ve yaşantılarından esinlenerek hissettiklerimi yazmaya çalışıyorum. Hayat kendi penceremizin dağarcığı kadardır.
-İstediğimizde pencereyi açar,istediğimizde pencereyi aralar, hatta kapatırız. Harika bir benzetme!
Evet o kadar çok tetik var ki hayatımızda.
-Ailen ile ilişkin nasıldır?
Ben ailenin tek çocuğuyum, birbirimize çok bağlıyızdır. Babamları sana yemeğe getireceğim tanışmanı çok isterim.
-Son zamanlarda seni heyecanlandıran bir eserin oldu mu?
Sanat müziği ustalarından Sükrü Pınar'ın eserlerinin toplandığı bir albümde iki tane gün ışığına çıkmamış güftesini buldum. Birine söz yazdım ve okudum. "Senı Görmeseydim" adını verdiğim bu eser beni çok mutlu etti.
-En sevdiğin sanatçılar kimlerdir?
Eskilerden Sezen Aksu, günümüzden Tarkan, en yenilerden ise Manga grubu.
-Sahneye beraber çıkmak istediğin sanatçı ya da sanatçılar var mı?
Olmaz mı? Lara Fabian ve Harris Alexseu
-Evlenmeyi düşünüyor musun?
Şu an hiç öyle bir niyetim yok. Ayrıca evliliği yerel ve ilkel buluyorum.
-Çaldığın ya da çalmak istediğin bir enstruman var mı?
Var. Piyano çalmayı çok isterdim.
-Ailende müzikle ilgilenen birileri var mı?
Hiç olmadı. Bizim aile politika ile ilgilidir. İki dedem de eski milletvekilidir. Babam ise kimya mühendisidir. fabrikası vardı, şimdi sadece benim şarkılarımı dinleyerek dinleniyor.
-Giyimini beğendiğin biri var mı?
Kate Moss. Tarzını çok beğeniyorum. Biliyorsun yeni tasarımları var ve ben de epey bir bölümünü aldım bile.
-Tiyatro ve sinema ile aran nasıl?
Çok ilgilendiğim iki konu bunlar. Seyretmeyi seviyorum. Oyuncu olmam için epey teklifler geliyor. Çok iyi bir proje olursa değerlendiririm. Neden olmasın?
-Sahnede sadece kendi şarkılarını mı söylüyorsun?
Yok canım kendi şarkılarım dışında ölmeyen Ajda ve Sezen şarkıları okurum. Bir de yenilerden Sertap Erener'den sadece.
-Sahnede kendinden geçtiğin zamanlar olur mu?
Mikrofonu seyircilere tuttuğumda şarkılarımı hep bir ağızdan okumaları bütün duvarlarımı yıkıyor. Kendimi dinleyilerimle paylaşıyorum. Bence pop müzik diye birşey yok. Bizim yaptığımız "popüler müzik"tir. Hatta popülarite ne tarafa doğru değişirse biz de o tarafa doğru gitmek zorunda kalacağız. Bu arada sana bir sır vereyim; içimde bir rock canavarı var. Belki bir iki tane şarkı yazar söylerim en yakında.
-Klasik bir soru sana; şarkıcı olmasaydın ne olmak isterdin?
Yazar. İyi bir yazar olmak isterdim.
-Şu anda kendine bir yer açmak istesen nasıl bir yer açardın ve nerede açardın?
Meyhane açmak isterdim. Yeri hiç farketmez.
-Enerjiye inanıyor musun?
Çok inanırım. Eksi enerjisi olanları hissettiğim anda uzaklaşırım. Gözlerden acayip ışık alırım. Aklıma gelen başıma gelir.
-Biraz evvel yazar olmak istediğini söyledin zaten şarkı sözü yazmıyor musun?
Web sitemde köşe yastığı adı altında bir köşe açtım. Bu aynı zamanda ilk kasetimdeki bir şarkının adı. Köşe yastığına içimdeki herşeyi yazıyorum. Uğraştığım o kadar çok şey var ki vakit bulamıyorum. O yüzden son 6 aydır içime döndüm. Orada on güne kadar yayınlayacağım İzmir'le ilgili benim için çok özel bir yazım var. Ne olur İzmirliler okusunlar.
-En sevdiğin şarkın hangisi?
Daha henüz yazmadıklarım...!!!
-Toplam olarak kaç şarkı yazdın şimdiye kadar?
200 taneyi geçmişim.
Beyaz'ın şakaları bir başka oluyor
-Sahne dışında TV programları ile aran nasıl?
Çok rahatım televizyonlarda ama Beyaz'ın programları bir başka. Her seferinde bana muziplik yapar ben de yerim. Daha bir kez rest diyemedim bu muzipliklere. Son programında son hit parçamı 4 büyük gazetenin manşetinde "Çalıntı eser" olarak bana gösterdi. şok geçirdim. Meğerse Cengiz Semercioğlu ile Beyaz bu şakayı hazırlamışlar. Yüreğime indi. Arkamı döndüğümde bana kahkalarla güldüklerini gördüğümde anlayabildim ancak şaka olduğunu.