"Seyirciye kendimi yonttura yonttura bu noktaya geldim"

Son bir iki yılda seyirci bizim gösterdiğimiz performansı göstermiyor. Biz hatalarımızla, sevaplarımızla elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bu seyircinin çok da umurunda değil

ÖZKAN BİNOL
Türkiye Rasim Öztekin'i çok seviyor. Ben de. Babacan tavrı, aydın düşünceleri ve sanatçı kişiliği ile bunu da fazlasıyla hak ediyor. Ortaoyucunlar onun her şeyi. Taptığı isim "Ferhan Şensoy. Genç Türk Sineması'ndan "Mahsun" a takdirlerini gönderiyor. Son filmi "Gelecekten Bir Gün"de sevenlerine "melek" olarak gözüküyor. E, Türkiye onu sevmesin de ne yapsın.
Hayata bir sıfır önde başlayanlardan mısınız?
Aslında hayata bir sıfır önde başlamadım fakat böyle bir şansım oldu. Geçen sene hastalananınca, orda edindiğim tecrübeler benim hayata bir sıfır önde başlamamı sağladı. Geçen sene hayata bir sıfır önde başladım diyebilirim.
Kaderinizi kendiniz yaratabildiniz mi?
Ciddi bir hastalıkla yani kalbimle ilgili olarak mücadele ettim. Doktorlarımızın katkıları ve benim de hayata tutunmam sayesinde hayata geri döndüm. Bu yüzden de son oynadığım film "Gelecekten birgün" filmiyle çok paralellik kuruyorum. Bunları geçirdikten 3- 4 ay sonra bu filmin teklifi geldi ve teksti okuduğum zaman çok heyecanlandım.
Filmde canlandırdığınız nasıl bir melekti?
Melek çok soyut bir kavram. Herkesin kendi meleği vardır. Benim canlandırdığım da biraz vurdumduymaz, biraz meraklı bir melek. Herkesin tasarladığı, kafasında düşündüğü bambaşka bir melek olabilir fakat bu benimksi.
"Kabadayı"da marjinal bir tip burada da bir melek...Kılıktan kılığa giriyorsunuz. Bunun bir şans olduğunu düşünüyor musunuz?
Filmde de gördüğünüz gibi şansı insanlar yaratır. Tabi ki şu ana kadar güzel rollerde oynadım. Özellikle de 2000'den sonra kendimden bir şey katacağım rollerde oynadım ama bunu şansla bir ilgisi yok. Gelen projeler arasında bunları seçtim ayrıca o rolleri iyi oynayabileceğimi düşündüler ki o rolleri bana teklif ettiler diye düşünüyorum. Dolayısıyla kendi şansımı kendim yaratmış oldum.
Sanat dünyasına ilk "Orta Oyuncular"da oynayarak girmenin avantajları/ dezavantajları neler?
Ben ilk 1979- 80 sezonunda "Orta Oyuncular"da profesyonel oldum. O günden beri de Orta Oyuncular' dayım. ilk defa bu seneyi dinlenerek geçirmeyi planlamıştım. Fakat geçende Ferhan Şensoy aradı ve "Rasim 30. yıl sen olmadan olmaz" dedi. Ben zaten 30 yıldır Orta Oyuncular'dayım. Bu nedenle gelen teklifini kabul ettim. Şubat sonundan itibaren haftada bir gün olmak üzere bir oyunda Ferhan Şensoy'la beraber oynayacağız. Tiyatro ilk göz ağrım, oyunculuğun er meydanı. Biz oradan yetişe, yetişe geldik, daha doğrusu tiyatro seyircisi bizi eğite eğite oyuncu yaptı. Her gün kendinizi onarma şansınız var tiyatroda, eğer uyanık antenleri açık bir oyuncuysanız. Mutlaka seyircinin verdiği reaksiyonlar doğrultusunda kendinizi onarıp yontarsınız. Ben kendimi 30 yıl yonttura yonttura buraya geldim ve o rolleri yorumlarken iyi hale getiriyorsam bu şanstan kaynaklanmıyor. Bu tiyatronun beni yontmasından kaynaklanıyor.
Eskiden kapalı gişe oynayan Ortaoyuncuları eski parlak günlerini arar gibi.
Seyirci başka yerlere dağıldı tabi ki, zaten eskisi kadar tiyatro seyircisi yok İstanbul'da. Çok acı olarak şu gerçeği söyleyeyim; ben 79-80 sezonunda tiyatroya başladığım zaman İstanbul aşağı yukarı 10- 11 milyon nüfusa sahipti ve 250 bin tiyatro seyircisi vardı. Ortaoyuncuları'nın da 150- 200 bin arasındaydı tiyatro seyircisi. Bugün geldik 2010'a ve İstanbul'un nüfusu 25 milyona dayandı. Fakat ne yazık ki şu anda İstanbul'da 25- 30 bin tiyatro seyircisi var. Yani bu orana baktığınız zaman aradaki farkı zaten görürsünüz. Biz eskiden pazartesi günü zor repo verirdik, pazartesi günleri de zaten turneye giderdik, haftanın beş günü oynardık ve matine suare oynardık haftanın üç günü , haftada dokuz oyun oynardık. Şimdi nerede, çok iş yapan bir tiyatro bir matine oynayabiliyor.
O yıllarda sahneyi kimlerle paylaştınız?
Türk tiyatrosunun en önemli ustalarından biri olan "Münir Özkul"la , yine Türk sinema ve tiyatrosunun diğer ustası "Erol Günaydın"la, rahmetli Mehmet Keskinoğlu'yla, Türk tiyatrosunda çok önemli bir kadın oyuncu olan Zeliha Berksoy'la ve Ortaoyunculardan gelmiş geçmiş diğer ustalarla sahneyi paylaştım. Bunlar benim için büyük avantajlardı tabii ki.
Sizin için efsane oyuncu kim?
Ferhan Şensoy. Kendisi ustamdır ve iyi bir oyuncudur. Sinema ya da tiyatroda oynaması fark etmez. Benim için onun oyuncu olması yeterli.
En sevdiğiniz oyun hangisi?
En sevdiğim oyun herhalde "Şahları da Vururlar" dır. Çünkü hem hala bir efsane hem de benim profesyonel hayata adım attığım ilk oyundu.
Türkiye için çok erken bir oyun değil miydi? Çünkü "Şahları da Vururlar"ı bugünlerde de görüyoruz. Gündem gene aynı gündem.
Baktığınızda Türkiye'de birçok şeyin değiştiğini görüyorsunuz. Ama maalesef geriye doğru değiştiğini. "Şahları da Vururlar" o döneme cuk oturan bir oyundu ve neredeyse anlattığı dönemi biz şu anda arar durumdayız.
Tiyatrodaki seyirciyi sinemada da bulabildiniz mi?
Bunlar çok değişken şeyler. Zaman zaman tiyatrodaki oynadığınız bir oyun ön plana çıkıyor, zaman zaman da sinemadaki. Ama şuna inanıyorum ki, son zamanlarda özellikle son bir iki yılda seyirci bizim gösterdiğimiz performansı, gösterdiğimiz emeği göstermiyor. Biz hatalarımızla, sevaplarımızla elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.Bu seyircinin hala çok umurunda değil. .

İzleyiciler ilgisiz
Bu yıl 70 tane Türk filmi olunca seyirci hangi filme gideceğini şaşırdı.

Evet 70 tane film var ama seyirci bunlardan sadece 3- 4 tanesini seçiyor. Bu demek değil ki kafası karıştı da 70 taneden dördünü ya da üçünü seçti. Böyle değil bence seyirci biraz ilgisiz.
Popcorn filmler bizde yeni yeni çekilmeye başlandı. Hollywod'da ise çiğnene çiğnene sakız olmuştu.
Kapitalizmin başında Amerika var. Sırf sinema değil, Amerika'nın uyguladığı her sistemde, her sektörde bu söylem var. Amerika'da artık bayatlamış, güncelliği kalmamış şeyler kullanıma açılıyor, biz de yeni bir şey bulmuşuz gibi yapıyoruz. Hep öyle değil midir? Amerika yıllarca kendi kullandığı silahları bize satmamış mıdır? Amerika kendinde tüketecek bir şeyi kalmayınca dış dünyaya açılıp oradakileri kullanmaya başlamamış mıdır? Bunlar kültür emperyalizminin yavaş yavaş geri kalmış ülkelere dağılımıdır.
Kırmızıgül'e aferin!
Genç Türk Sineması'na baktığınızda kimler geliyor aklınıza?

İsim vermeyi çok sevmiyorum. Çünkü seyretmediğim filmler var ama bunların içinden hemen sıyrılan fakat Türkiye'de maalesef seyircinin ilgisine mazhar olamamış sanatçıları sayabilirim. Türk seyircisi bir "Reha Erdem"in filmine neden ilgi göstermez? Bir "Zeki Demirkubuz"un, "Nuri Bilge Ceylan"ın filmlerine neden ilgi gösterilmez? Neden 70 filmin içinde gidilen üç dört filmin arasında onların filmleri yok? Fatih Akın'ın filmi de geldiği zaman öyle bir izdiham yaratmıyor hepimiz bunu biliyoruz. Burada kadir kıymetleri bilinmese de onlar çok önemli yönetmenler ve Türk Sineması'nı yurtdışında başarıyla temsil ediyorlar. Türkiye'nin tanıtımına çok ciddi katkıda bulunuyorlar. İsim vermeyeceğim dedim ama Mahsun Kırmızıgül kayda değer çok güzel şeyler yapıyor.
Gerçi Mahsun'un filmleri seyircisiyle buluşan filmlerdi.
Evet, güzel bir şey ama bunların daha çoğalması gerekir.
20 yıl geçikmiş bir soru
İzmir deyince aklınıza ne geliyor?

Aklıma çok güzel şeyler geliyor. Şu yaptığımız iş, diziler, filmler tiyatrolar orada yapılabilse de ben oraya taşınsam diye çok düşünmüşümdür. Hatta ben zamanında Ferhan Şensoy'a "Gidelim İzmir'e de bir şube açalım ve ben o şubenin başına geçeyim" diye teklifte bile bulundum. Bu hayalim olmadı ama artık boş zamanlarımın çoğunu Ayvalık'ta Cunda'da geçiriyorum. İzmir'e yakınım yani.
İzmirli deyince aklınıza ne geliyor?
İzmirli deyince aklıma çağdaşlık geliyor.
Güzel kızlar değil yani?
Bunu keşke 20 sene önce sorsaydın.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.