"Bıçağı mutfakta da ustalıkla kullanıyor"

BESİM KAZADO
Bugün size yaptığım bu söyleşi için çok mutlu ve gururluyum. Şimdiye kadar ne starlarla ne patronlarla görüştüm. Ama bir profesörle ilk söyleşim bu. Kendisiyle yıllar önce Kaya Belek Tatil Köyü'nde Sami Türkay tarafından tanıştırıldım. Şovlarımızın koyu hayranı olduğunu söyledi. Çok kibar ve yakışıklı oğluyla geldiği tatilinin çok iyi geçtiğini, İzmirli olduğunu vs. vs. konuşurken "Omuzunu İzmir'e geldiğinde bir kontrol edeyim. Bir şişlik gördüm" dedi. Ben de aynen dediği gibi uğradım. Sadece bir iğne sızısı hissettim. Konuşurken minik ameliyatın bittiğini müjdeledi. Çok büyük başarılara imza atmış bu değerli konuğum ve güzeller güzeli eşiyle konuşurken başta heyecanlandıysam da sohbet ilerledikçe sımsıcak bir ortam oluşuverdi. Aslen sokak komşularım olan Yücesoy çiftiyle nefis bir gün geçirdik. Sizi de ilgilendireceğini tahmin ederek iletiyorum...
Kaç ameliyat yaptınız takriben?
K.Y: 10 binin üstünde. Türkiye'nin en çok ameliyat yapan omurga cerrahlarından biri olarak anıyorlar, sanırım doğru.
Hastalarınızla psikolojik bağlantı kurar mısınız?
K.Y: Kurmadan olmaz. İnsanlar kendilerini teslim ediyorlar. Bu güvenmeden olmaz. Bana gelen 100 hastadan 99'u ameliyatı kabul ediyor. Hastalarıma, hastalığı hakkında çok ayrıntılı bilgiler veriyorum. Çocuğuma, eşime, anne ve babama yapar gibi ihtimamla yaparım her ameliyatımı.
Cerrahlığı bu kadar seviyorsun. Peki oğlun neden mühendis oluyor?
K.Y: Bu mevzuda çok görüştük. Kendinden, zamanından, çevrenden çok fedakarlık etmen lazım. Tatil günleri dahil her gün, her saat, her dakika telefonun açık, zihnin açık hazır bekler durumda olman lazım. Mesleğini çok sevmen lazım. Ufak bir ihmal hayatın boyunca ödeyemeyeceğin bir sonuç verebilir. Bu uzun konuşmalardan sonra mühendisliği seçti. Bu yıl da mezun oluyor.
Kaç saat çalışıyorsun günde genellikle?
K.Y: 10 saat hastanede, tabii ki evde de devam ediyor. Hafta sonu dahil. Çok sorumluluk gerektiren hassas bir iş yaptığımız.
Doktor olmasaydın hangi mesleği seçerdin?
K.Y: Matermetiğim iyidir. Mühendis filan belki... Yok yok ben yine ne olursa olsun doktor olmak isterdim.
Neden İzmir, istanbul gibi 1 numara olamıyor hekimlikte?
K.Y: Sağlık açısından çok ileri çok iyi bir merkez ancak ne bileyim, biz İzmirliler biraz rahatız herhalde...
Biraz da güzeller güzeli eşinle sohbet edebilir miyim? Tanışalı ne kadar oldu?
M.A.Y: 3.5 sene geçti tanışmamızdan bu yana.
Şimdi hafta sonları mesleğine dönmen zor oluyor mu?
M.A.Y: Hayır. Kemal ile beraber gidiyoruz. İzmir'de Kemal çok yoğun bir hafta geçiriyor, sağolsun kimi hafta sonları da bana destek olup İstanbul'a geliyor. İkimiz de birbirimize anlayış gösteriyoruz. İkimizin de çok stresli ve yoğun tempolu bir işi var. Birbirimizi rahat anlıyoruz bu yüzden.
Kemalden mesleki olarak öğrendiklerin var mı?
M.A.Y: Tıbba dair çok şey öğrendim tabii. Hastalarla ilgili küçük yorumlar yapmaya bile başladım. Kemal öyle yoğun ki, randevuları çabuklaştırmak için eş dost beni arıyor bazen. Ben de zaman kaybetmesinler diye filmleri çektirip gidin falan diyorum. Komik değil mi? Ama öğreniyorum. Onda da haberci gözü oluşmaya başladı.
Birbirinizin işi için ne düşünüyorsunuz?
Kemal: Meltem kendi işinde çok iyi, daha da iyi yerlere gelecek göreceksiniz. İşini yaptığı sürece mutlu olduğuna inanıyorum. İleride gerekirse onun başarısı ve mutluluğu için İstanbul'a bile yerleşirim.
Meltem: Kemal'in her zaman yanındayım. Onun işinden çok zevk aldığını biliyorum ve onunla gurur duyuyorum. Yaşamak için İzmir'i seçtik ama şartlar değişirse benimle her yere geleceğini biliyorum.
Özel hayatınızda birlikte ne yapmak istersiniz?
Kemal: Meltem ile seyahate çıkmayı çok seviyorum. Gittiğimiz yerler kısa süreli bile olsa eşimle oranın yerlisi gibi yaşamaktan büyük zevk alıyorum.
Meltem: Kemal şahane bir yol arkadaşıdır. Çok eğleniriz, bir anda şehirlere karışıveririz onunla.
Evde birbirinize yardım ettiğiniz konular var mı?
Kemal: Meltem harika yemekler yapıyor ağız tadı tam bir gurme gibi bayılıyorum yaptığı yemeklere ama ne yalan söyleyeyim çok fazla yardım edemiyorum ona.
Meltem: Yardım etmeme konusunda haksızlık yapıyor bence kendine. Çünkü çok pratik ve organize. Yemekleri hazırlarken bir cerrah olarak bıçakla yaptığı yardımları göz ardı edemem.
Evde mi sinemada mı film izliyorsunuz?
Meltem: İkisi de. Sinemaya vakit olmazsa evde kaçırdığımız filmleri izliyoruz.
Kemal: Aynen. Ama son günlerde "Soul Kitchen" filmine gittik Fatih Akın'ın filmi. Uğur Yücel de oynuyor. Film baştan sonra bir belfıtığı hikayesi üzerine geçiyor. Ne tesadüf ki Uğur yücel filmde kırıkçı-çıkıkçı olarak "Kemikkıran Kemal" rolünü oynuyor. Büyük bir zevkle izlededik filmi. Meltem çok eğlendi bu "Kemikkıran Kemal" adıyla..
"Ben Meltemsiz dinlenemiyorum"
Yoğun çalıştıktan sonra nasıl dinleniyorsunuz?
Meltem: Bülten okuduysam eğer, haberden çıkınca kendi sesim çok geliyor, bir süre konuşmak istemiyorum. Bir de canlı yayın adrenalini malum, toparlanmak için biraz zaman istiyor. Eskiden evliliğin el ele, göz göze yaşanan bir bir hayat biçimi olduğunu düşünürdüm ancak, biri kitap okurken diğeri de seyredebiliyorsa ve insanlar bunu anlayışla karşılayabiliyorsa, bununla da mutlu oluyorlarsa evlilik bu oluyormuş anladım. Karşınızdakinin sevdiği şeyi yapmaktan mutlu olursanız, ilişkide saygı oluyor.
Kemal: Genelde erkekler işten çıkınca 1 saatliğine bir bara gidiyorlar, kafa dağıtmaya. Onlar eve geldiklerinde dinlenmiş ve arınmış olurlar bence dışarıdaki hayatlarından. Ben pek böyle dinlenmiyorum. Dışarıda herhangi bir yerde Meltem olmadan bulunmak bana fazla haz vermiyor. Onunla dinleniyorum ben.
"Burs hakkımı yeni doktorlara veriyorum"
Yurt dışından hiç hastan oldu mu?
K.Y: Çok... Yunanistan, İran, Irak, Romanya, Arnavutluk, Kanada, Amerika hemen aklıma gelenler..
Nasıl buldular seni?
K.Y: İnternetten ya da tavsiye üzerine. Tarlov kisti olarak bilinen bir omurilik kisti var, internette benim bununla ilgili bilimsel çalışmalarım çıkıyor. Böyle derdi olan hastalar araştırıp buluyorlar. Bununla ilgili bilinen biri Fransa'da olmak üzere 2 kişiyiz.
Hiç yurt dışından çalışma teklifi aldın mı?
K.Y: Aldım. En ilginci Amerika'dandı. Gitmemi istediler ama yeniden 1 yıllık onların öğretim şartlarıyla. Bir daha burs önerdiler. Ama ben zaten orada o bursu kullanmıştım, o teklifi yeni doktorlara kullandım. Her sene 1 kişi yolluyorum. Bu yıl 5. olacak. 25.000 dolarlık bir burs, eğitim ve araştırma giderleri için veriyorlar. Harika bir deneyim.
Meltem Acar Yücesoy Kimdir?
İzmirliyim. Özel Tevfik Fikret Lisesi mezunuyum. İzmir Radyo TV Sinema bölümünü bitirdim. Üniversitede okurken, İzmir'de TRT'de program sunuculuğuyla başladım mesleğe. Yüksek öğrenimim bitince Norveç'te medya çalışmaları okumak için burs kazandım. Döndüğümde Mehmet Ali Birand'la muhabir olarak 5 yıl çalıştım İstanbul'da. Orhan Pamuk'un Stockholm'deki Nobel ödülü gecesini de izlemiştim. Kemal de bilimsel bir toplantı için oradaydı. Tanıştıktan sonra 1 yıl görüşmedik. İstanbul'da tesadüfen karşılaştıktan sonra ilişkimiz başladı. Evlenip İzmir'de yaşamaya karar verdik. Şimdi sık sık İstanbul'a haberler için gidip geliyorum.
Kemal Yücesoy Kimdir?
Ben aslen Ankaralıyım. Babam memur olduğu için ben de eğitimlerime farklı şehirlerde devam ettim. 1990'da İzmir 9 Eylül'e başladım. 1996'da uzman oldum. 1997'de yardımcı doçent, 2009'da da profesör oldum. 20 yıldır İzmir'deyim. İki defa Amerika, bir kere de İngiltere'de uzman olarak bulundum. Omurga Cerrahisi için İsviçre, Fransa, İspanya, Almanya gibi Avrupa ülkelerine eğitim için gittim. Ürdün (Amman), Umman (Muskat) gibi ülkelerde de ameliyat ve tedaviler gerçekleştirdik.