Avrupalılardan Türklere Paskalya hediyesi ucuz tatil

DERLEYEN: BURCU ILGIN
Hz. İsa'nın dirilişini simgeleyen, Hristiyan aleminin Noel'den sonraki en önemli dini bayramı Paskalya'da özellikle İspanyol ve İtalyanların tatile çıkıyor. Bu yüzden bu dönemde Türk vatandaşlarına dünya turistlerinin gözdesi Barselona, Roma ve Paris gibi merkezlere "sudan ucuza" fiyatlarla gitme fırsatı da doğuyor.
Binlerce İtalyan ve İspanyolun sadece 4-5 günlük dönem için Türkiye gibi ülkeleri ziyaret etmesi ve bunları taşıyan uçakların da boş dönmek istememesi nedeniyle Türkiye'deki tur operatörleri bu uçaklarla uygun fiyatlara anlaşıyor. Böylelikle turun ana maliyeti olan uçak fiyatı ciddi derecede düşürülmüş oluyor, bu da fiyata yansıyor. Normalde Avrupa'ya 400-800 avro arası fiyatta olan turlar, 100-200 avro gibi çok uygun fiyatlara düşüyor.
Bu tür seyahatlerde bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekiyor... Normalin yarı fiyatından da ucuza alınan bir tur paketinden beklentiler çok yüksek olmamalı. Örneğin, her turist için ideal saatler sabah gidiş, akşam dönüşe imkan veren saatlerdir. Ama ne yazık ki Paskalya döneminde buna imkan yok. Çünkü uçaklar İspanyolların ideal saatlerine göre ayarlanıyor. İkinci konu ise oteller. Bu turlarda en ucuzundan başlayarak farklı kategori ve konum seçenekleri sunulur. Otelin konumunun iyi olmasını isteyen gezginler, fiyatı biraz daha fazla olan seçeneklere yönelmeli. Ama otel kategorisi, seçilen havayolu ne olursa olsun, değişmeyen bir gerçek var; Eğer doğru tur operatörünü seçtiyseniz, aldığınız hizmet, ödediğiniz ücretin gerçekten çok üzerinde olacaktır.
Yurt dışına hiç çıkmamış, ya da gittiği ülkeye tekrar gitmek isteyen gezginlere, bu fırsatları değerlendirip, bu hesaplı dönemde Avrupa'da baharı yaşamalarını öneriyoruz.
Paskalya turlarının en büyük artısı sadece fiyat değil, zira bu yıl Nisanın ilk haftasına gelen Paskalya dönemi, İtalya-İspanya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeleri gezmek için ideal bir mevsim.
Bu yıl iklimi nedeniyle en yoğun talep İtalya'nın Sicilya adasına olması bekleniyor. Sicilya'nın yanı sıra İtalya'nın diğer şehirleri Roma, Venedik, Floransa ile İspanya'da Madrid-Barselona ve Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a da Paskalya döneminde 4-6 gün arası turlar düzenleniyor.
İtalya'nın Sicilya adası, portakal ve badem ağaçları, Palermo, Taormina kenti, balıkçı kasabaları, Avrupa'nın faal ve en büyük yanardağı Etna ve güzel yeme-içme imkanıyla ünlü.
Panoramik şehir turları, transfer ve Türkçe rehberlik hizmetleri olan bu turların fiyatları 199 euro ile 299 euro arasında değişiyor.
Ortalama fiyatlar
Mallorca- 5-8 gün: 199 euro
Sicilya- 5 gün: 199 euro
Makedonya- 199 euro
Prag- 4 gün: 249 euro
Madrid- 5 gün: 259 euro
Roma- 5 gün: 259 euro
Barcelona- 4-5 gün: 299 euro
Budapeşte- 4 gün: 299 euro
Makedonya-Kosova: 299 euro
Milano- 4 gün: 299 euro
MALLORCA
Mallorca, Balear takım adalarının en büyüğü. Dünya jet sosyetesinin göz bebeği. Baskın bir Endülüs hakimiyetinin olduğu adalar cenneti mutlaka görülmesi gereken bir yer. ıÜüMallorka, sadece İspanya'nın değil, dünyanın en önemli turistik adalarından biri. İspanya Kraliyet ailesinin yanı sıra 20 bini aşkın Avrupa jet sosyetesine de ev sahipliği yapıyor.
Adada, İspanya kültürünün yanısıra, buraya mahsus keşfedilecek birçok şey bulabilirsiniz
Mimari yapı görülmeyecek gibi değil. hemen göze çarpıyor. Arap-Endülüs mimarisine ait çok sayıda eser büyülü bir görünüm sergilemiş.
İspanya ve adalarının geleneksel yemeği olan; pirinç, safran ve özellikle deniz mahsülleri ile hazırlanan "paella" bizim damak zevkimize de uygun. İspanyollar akşam yemeğinde genellikle çorba ve daha çok da hafif olduğu için balık yiyorlar.
SİCİLYA
Akdeniz'in en büyük adası olma özelliğine sahip Sicilya, İtalya anakarasından Messina Boğazı ile ayrılır. Doğu Sicilya'nın iç kısmında bulunan Etna Yanardağı, Avrupanın en yüksek (3323 m) aktif yanardağı olarak bilinir.
Agrigento Tapınakları Vadisi gezilip görülmeyi hakeder görkemlilikte, aynı biçimde Segeste ve Selinunte Dorik kompleksleri. Marsala yakınlarında birçok Fenike kalıntısının sergilendiği küçük bir ada, Mozia; sürpriz güzelliği ile dikkat çeken-büyük bir lagun- bölge. Adanın iç kesimi tablodan çıkmış görüntüsü veren bazıları çok ünlü Corleone, Prizzi and Partanna adlı köyleri ile kıraç ve yalnız bir görüntü sunar. Etna Dağı ise ilgililerine bir yandan Yanardağ bölgesine trekking olanakları sunarken, diğer yandan solukkesen güzelliği ile karlı krater gezisine davetiye çıkarmakta.
Bölgenin ünlü geleneksel festivali, Agrigento Badem Çiçeği Fuarı'dır.
PRAG
Prag turunuza "Eski Şehir Meydanındaki" Astronomik Saat Kulesi ile başlayın. Zamanın yanı sıra, dünya ve güneşin konumlarını gösteren 15yy. civarında yapılmış bir saat kulesi. Her saat başı çalan çanlar sonrasında açılan pencereden azizlerin kuklaları geçiyor.
Ara sokakları tercih ederek yapacağınız gezintiler size Prag'ın o "maket şehir" hissini daha fazla yaşatacaktır.
Kale'ye doğru giderken Vltava Nehri ile Eski Şehir Meydanı arasında kalan Yahudi Bölgesini(Jewish Quarter, Josefov) ziyaret edebilirsiniz. Eski hali ile Yahudi sinagoları(Avrupa'da korunan en eski sinagog), evleri, ibranice saat kuleleri ve bir yahudi mezarlığı bu bölgede mevcut, oldukça etkileci bir bölge. Ayrıca bölgede bir de Yahudi Müzesi bulunmaktadır.
Vlatava Nehiri üzerindeki birçok köprüden belki de en önemlisi Charles Bridge. Yine 15yy. sonlarına doğru bitirilmiş bu köprü birçok savaş, direniş, ve doğal afet görmüş olmasına rağmen halen kulesi ile dimdik ayakta. Bu köprüde sağlı sollu birçok heykel gerçekten görülmeye değer. Uğramak isterseniz, tam köprüyü geçtikten sonra Franz Kafka Müzesi bulunuyor.
Prag Kalesi ve St. Vitus Katedrali
Dar sokaklardan ve yokuş yukarı çıktığınızı düşündüğüm Prag Kalesi'nin girişinde yapmanız gereken bir şey var: Askerlerin nöbet teslim törenini izlemek. Kalenin içine girdikten sonra gotik katedral St.Vitus'u görmelisiniz. Katedral etrafında küçük kiliseler de var. Dönüşte vaktiniz olursa Charles Köprüsü'nün üzerinden de görebileceğiniz dev metronomun yakınına gidebilirsiniz. Burdan oldukça güzel Prag manzarası var.
MADRİD
Prado Museum: 18.yüzyılda yapılmış olan bina Neo-Klasik üsluptadır. VII. Ferdinant ve karısının girişimleriyle oluşan kolleksiyona ait yaklaşık 300 adet parça ile kurulan müze, bugün 7 bin civarında eserle dünyanın en önemli Avrupa sanatı koleksiyonlarından birine sahiptir. Romanesk Dönemden günümüze kadar tarihlenen eserler İspanyol sanatçılarına (Velazquez, El Greco, Goya...) ait oldığu gibi Avrupanın çeşitli dönemlerde faaliyet göstermiş diğer okullarının da (Bosch, Rubens, Mantegna, Raphael Tintoretto, Tiziano Caravaggio, Botticelli, Dürer, Poussin...) temsilcilerinin uygulamalarını içerir.
İspanya'da 3F 'nin (Flameco, Football, Fiesta) ülkenin popüler kültürü içinde önemli bir yeri olduğunu herkes bilir. Flamenco dansı bugün genellikle turistik bir gösteri niteliğinde olup daha çok akşam saatlerinde organize edilmektedir. Bu konuda bilgiyi en rahat şekilde otel resepsiyonlarından edinebilirsiniz. Madrid'in dünyaca ünlü 2 futbol takımı olan Real Madrid ve Atletico de Madrid takımlarını ise duymayanınız yoktur. Özellikle Barcelona ile olan ezeli rekabet hele de ünlü Bernabeu Stadyumun'daysa...
Boğa güreşleri Madrid'de özellikle Mayıs ayının ortalarından itibaren Calle de Alcala ve Vista alegra Metro istasyonu yakınındaki arenalarda, eğer zevk alıyorsanız, izlenebilir. Buralardan anı olarak alacağınız kılıç, bıçak türü eşyalar dönüşte havalimanında muhtemelen sorun çıkaracaktır.
BUDAPEŞTE
Buda, Peşte ve Obuda şehirlerinin bir araya gelmesiyle oluşan Budapeşte, Tuna Nehri'nin iki kenarı boyunca uzanıyor. Şehrin siluetini oluşturan devasa yapıları, şehri ikiye bölen Tuna ve üzerindeki değişik tarzlardaki köprüleriyle, Orta Avrupa'da Prag'ın veya Viyana'nın gölgesinde kalmış; ama en az onlar kadar mağrur duran, sevilesi, cana yakın bir şehir...
Kahramanlar Meydanı'nda yarım daire şeklinde dizili sütunların altında Türklere ve diğer ırklara karşı savaşmış Macar krallarının heykelleri ve heykellerin altında da kahramanlıklarını gösteren kabartmalar bulunuyor. Bu meydanın arka tarafı, Varosliget yani kent korusu. Bu korunun içinde, Vajdahunyad Şatosu ve kışın buz pistine dönüşen bir göl, hayvanat bahçesi, lunapark, birkaç müze ve bir hamam bulunuyor.
Budapeşte, kaplıcalar-hamamlar şehri. Roma döneminden kalan hamamlar bulunsa da, Budapeşte'de gerçek hamam kültürü 16-17.yy.lardaki Osmanlı hakimiyeti sırasında kurulmuş. Bugün şehirde 4 tane Türk Hamamı bulunuyor (Rudas, Rac, Kiraly, Csaszar) ki her birine Osmanlı mimarisinin sanat şaheserleri gözüyle bakılıyor. Bu bölgedeki ise muhteşem bahçesi ve barok tarzı mimarisiyle Szechenyi Gyogyfürdö (Szechenyi Hamamı), kentin en sıcak doğal su kaynağının üzerinde yer alıyor. Bu bölgeye şehir merkezinden sarı renkli metro hattıyla ulaşılabiliyor.