"Maşa kadar kocan olsun, paşa kadar hükmün olsun"

Güzin Özyağcılar, Hale Akınlı, Süeda Çil ve Neslihan Ayşe Öztürk "Dullar" isimli oyunla izleyenleri kahkahaya boğuyor

RÖPORTAJ: ÖZKAN BİNOL
"Dullar"! Daha adını duyduğumda içime bir fenalık bastı. Söylemesi bile tuhaf. Üstelik, yazarı da Alman. Hülya Karakaş'ı kıramadığım için galasına gittim. Ben dram beklerken olağanüstü bir komedi ile karşılaştım. Son yıllarda hiçbir oyunda bu kadar gülüp, kahkaha krizine girmemiştim. Düşünsenize sahnede iki usta isim "Güzin Özyağcılar" ve "Hale Akınlı" döktürüyor da döktürüyor. Onlara pırıl pırıl iki isim "Süeda Çil" ve "Neslihan Ayşe Öztürk" eşlik ediyor. Ve bir de çağdaş oyunculuk anlayışına yönetmenliğini ekleyen "Hülya Karaş".
"Dullar" kadınlık halleri üzerine muhteşem bir oyundu. Kadın denince aklınıza ilk ne geliyor?
GÖ: İlk önce annelik geliyor benim aklıma. Kadın önce anne sonra eştir evini çekip çeviren. Ayrıca zarafet ve anlayış. İkisi de kadınla bütünleşen şeyler.
HK: Kadın deyince aklıma vicdan, zeka ve analatik düşünce geliyor. Aynı zamanda bir kimlik geliyor aklıma. Yani kadını bence tanımlayan en önemli sözcükler bunlar. Türkiye'de kadının profili bölgelere hatta İstanbulda semtlere göre bile değişiyor. Erkek aklı temsil ediyorsa kadın da zekayı. Tabii ki akıl dünyayı yönetiyormuş gibi ama aslında zeka yönetiyor.
KADIN ETKİSİ
Kendileri olmasa da oyun boyunca erkekler de vardı. Meğer kadınların hayatını ne kadar çok etkilemiş bu erkekler.

HA: Tabii ki iki cins birbirini tamamlıyor. Kadın erkeksiz erkek kadınsız olamıyor.
GÖ: Ben kendi görüşüme göre erkeğin başarısında kadının etkisinin çok fazla olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda hem mesleğini yapan hem de kocasını yöneten gizli birer kahraman.
HA : Baktığımızda erkekler hep önde dururlar ama kadın idare eder her şeyi.
GÖ: Erkek sanır ki kendim idare ediyorum. Her şeye ben karar veriyorum ben zekiyim ben akıllıyım. Ama onu kadınlar çok zeki kadınlar arkadan işleri yürütüyor aslında.
NAÖ: Günümüzde daha erkekleşen kadınlar var. Neden? Çünkü ekonomik bağımsızlığını ele almış durumdalar.
Oyundan yola çıkıp sorayım: Dul olmak nasıl bir şey?
GÖ: Dulluk yaşamda zor hem de Türkiye gibi bir ülkede. Dul olunca sanki her şeye müsaitmişsin bir algı oluyor. Oyunda bile var, mesela kimse telefonunu açmaz sana. Ne yazık ki dulluk böyle bir şey yüklüyor. Sanki dul kadın onun kocasını ayartacak.
NAÖ: On yıl öncesine kadar Türkiye'de dul kadınlara ev kiralanmıyordu. Dul kadınlar tek başına eve çıkamıyorlardı. Son yıllarda tek başına eve çıkabiliyor kadınlar. Arkadaş grubuna girince kadın kendini geri çekiyordu. Ama şimdi değişen süreçle beraber kadın o grubun içine giriyor ama yinede ne kadar modern olsa bile evli arkadaşlarıyla birlikte olunca yalnız olduğunu düşünüyor ve bir çekinme oluyor.
HA: Canlandırdığımız kadınlar değişik tipler olduğu için bu saydığınız özellikleri ayrı ayrı taşıyan kadınlar. Çok aşık olanı da var nefret edeni de. Canlandırdığım karakterlerden biri diyor ki "Kocamın yanımda olması için neler vermezdim, yapayalnız olmuyor. Bir tanesi altı kocayı haklamış ve "Ama ben onlara iyilik yaptım, ne yapayım yani ölüverdiler" diyor.
Kadın kadının kurdu mu?
HK: Benim hakkımda erkeklerin ne düşündüğünü hayatım boyunca hiç önemsemedim. Kadınlar ne düşünür benim hakkımda onu daha önemsedim.
GÖ: Kadınları süslenmesi makyaj yapması pahalı şeyler alması erkeklere gösteriş için değil. Kadın arkadaşlarına göstermek için yaparlar.
Ben çok eğlendim siz sahnede ne yapıyorsunuz?
GÖ: Çok eğleniyoruz.
HA: Zaten biz eğlenmezsek seyirci de eğlenemez.
HK: Çok keyif alıyoruz bu keyfimiz seyirciye de geçtiği için çok mutluyuz.

EFSANEYİ BİTİRDİ
En en en çok hangi karakteri seviyorsunuz ?

HA: Ben en çok erotik bulmaca yapan yaşlı kadını seviyorum. Bayılıyorum ona.
NAÖ: Spor salonundaki oynadığım kadını acıyorum. Kocası ölmüş ama bir taraftan da ayakta durmaya çalışıyor. Beceriksiz. Spor yapmayı da beceremiyor. Benim en zor oynadığım karakter ise Yoko Ono. Oyuncu olarak oynamayı seviyorum ama kadını incelediğinde hiç sevmiyorum. Hinliği beni derece rahatsız ediyor. Kadın, Beatles'ın beyni John Lennon'ı eline geçirip bir efsaneyi bitiriyor.
GÖ: Ben metni okuyunca bayıldım. Bir oyuncu için çok nadir gelecek bir olanak. Çünkü onu aşkın tipleme yapıyorum ve bir buçuk saatin içinde ayrı ses beden dili kullanıyorum. Oyuncu için muhteşem bir şey. Bu nedenle ben hepsinde bir tarafı seviyorum. Hepsi kadının duygularından çıktığı için. Mesela Jackie Onassis' in paraya tutkunluğunu. Mezarlıktaki kadın da en keyif aldığım karakterlerden bir tanesi. Kocası , kadını öyle bir ezmiş ki anca mezarda dillendirebiliyor bu durumunu. Erotik bulmacadaki ayrı bir alem. Kadıncağızın gençliğinde hiç seks hayatı olmamış. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir garip kadın.
HK : Ben oyundaki anları seviyorum. Diğer oyunculara ait anlar. Onlarda bilmiyorlar. Oyun sırasında keyif alıp gülüyorum çünkü oyunu öyle kurdum kafamda. Oyunu bozmamak koşulu ile oyuncular sırasını beklerken her türlü özgürlüğe sahip. Hatta şöyle düşünüyorum. Oynarken bile gülecekseniz gülün ama sonra oynamaya tekrar devam edin. Mesela provalarda yapmadığımız bir şey oldu. Benim spor sahnesinde oynadığım bir şey. Negatifleri de yaktım diyor. O sırada negatifler o an çıktı. Bende ona cevap verdim ama benim için son derece komik bir şeydi. Ve sonra onu hep bekledim Güzin Hanım'dan. Oyuna çok katkı sağlayan bir şey. Süeda'nın sarı saçları ile geldiği an kopmamak imkansız. Natasha'yı bir oynayışı var. Hale'nin benim yanıma geldiği tramvay sahnesinde öyle bir bakışı var. "Kalkın oradan" diyor bir öncesindeki kibar kadın. Kendi kurduğum şeye inanın dayanmayıp kendim gülüyorum. Sahnede beklerken bazen birilerini seyretmekten kendi lafımı geç giriyorum. Seyrediyorum çok güzel oluyor, bir aksilik olursa öfkeleniyorum ama daha çok eğleniyorum. Bir de oyunun güzel tarafı rolümüzü geliştirmeye çok müsait her gün bir şey bulabiliriz. Bu oyuncu için çok avantajlı .Özgür olmak sahnede çok güzel.
Oyunculara nasıl karar verdiniz?
HN: Oyuncu seçme konusunda tiyatrodaki olanakların çok kısıtlı. Önüne bir liste koyuyorlar ve seçmeni istiyorlar.. Ben ona bağlı olmak istemedim. En boş isimleri istiyorum dedim. Oyuna bağlı olmayan 15- 20 tane isim verildi. Sonra o listede Güzin'i (Özyağcılar ) gördüm ve aradım. Hale (Akınlı) zaten hep çalışmak istediğim bir isimdir. Süeda'yı da(Çil) tehditle oynattım.(Gülüyor) Neslihan (Ayşe Öztürk) konusunda biraz bekledim. Oyunculuğunu kafamda oturtmam gerekiyordu.
Tiyatronun geleceğinden umutluyuz
Bugünkü tiyatroyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

GÖ: Tiyatronun geleceğinden her zaman umutluyum. Bazı kesimlere tiyatro çok itici gelebilir ama ben onların tiyatro izlemediğini düşünüyorum. Kulaktan dolma bilgiye sahipler. Bazen bir oyuna davet ediyorum "Aaa ne güzelmiş başka hangi oyuna gidelim" diye soruyorlar. Gide gide tiyatro bir alışkanlık haline geliyor.
HA: Güzin'e katıldığım noktalar var. Son yıllarda gençlerin arasında özel çabalarla tiyatroyu çağdaştırma çabaları umutlandırıcı. Ama ben gene de o tiyatronun altın çağı denilen yılları özlüyorum. Bir defa Şehir Tiyatrosu'nun repertuarı çok daha güzeldi. Dünya tiyatrolarından en güzel örnekler veriliyordu. O yıllarla kıyaslarsak o zamanki repertuar çok daha çağdaştı. Birde tabii ki seyircinin ilgisi daha fazlaydı. Haftada bir gün tatil gecemiz vardı ve oyunlar dolardı. Yılbaşında, bayramlarda oyun konurdu ve seyirci gelirdi. Şimdi bayramlarda yılbaşında oynayamıyoruz. Neden? Seyirci bulamayız diye. Şu gerçeği de göz önünde tutmak lazım ne ekonomik koşullar, ne trafik o yıllardaki gibi değil. Bir de TV diye bir olay yoktu. Evet TV tiyatro değil ama gene de bir drama. Tiyatroya gidemeyecek insan evinde çay kahve içerek TV seyrediyor. Eskiden özel tiyatrolar İzmir Fuarı'na bir aylığına turneye giderlerdi. Şimdi gidilecek Fuar kalmadı. Tiyatro ölmez . Tiyatro en doğal sanattır insanın var oluşu ile birlikte var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.