Alsancak'ın en renkli ikizleri

"Bir kenti kent yapan en önemli özelliklerden biri insanlarıdır. Biz de o figürlerden biriyiz. Sokaktakiler ikimizi görmekten mutlu oluyorlar. Biraz da komik suratlarımız var. Eğlenceliyizdir, o nedenle hep güleriz"

GÜLENGÜL USLU
Onlar Alsancak semtinin en güzel renklerinden biri.. Giyim kuşamları ve değişik fizikleriyle tüm dikkatleri üzerine toplayan ikiz kardeşler, geçtikleri her yerde tüm bakışları üzerlerine topluyorlar. Yıllar önce dikkatimi çeken bu tatlı ikizlerin ünlü yazar Muzaffer İzgü'nün kızları olduğunu öğrenmiştim. Geçen gün dayanamadım arkalarından seslendim, kendimi tanıttıktan sonra onlarla röportaj yapmayı arzuladığımı söyleyiverdim! Nazik bir şekilde davetimi kabul eden Sevin ve Nevin İzgü kardeşlerle buluştuk. Ben onları kutu bebeğine benzetiyorum. Yine ilginç ve şık kıyafetleri içinde buluşacağımız yere gelen İzgü kardeşlerle gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajla sizi baş başa bırakıyorum..
- Son derece çarpıcı ve dikkat çekici bir tipiniz var..Üstelikte ikizsiniz. Ünlü yazar Muzaffer İzgü'nün kızlarısınız. Siz tanıyabilir miyiz?
Nevin İzgü- Doğum hikayemiz oldukça ilginç. Annemiz öğretmen, bize 6,5 aylık hamile ve 19 Mayıs günü okula gitmeye hazırlanıyor. Tam evden çıkacakken sancısı tutuyor. Ve hemen oracıkta Sevin doğuyor. Ebe geldiğinde ben de dünyaya gözlerimi açıyorum. Yani önce Sevin aceleyle doğmuş.. Annemi hiç uğraştırmamışız.
Sevin İzgü- Anneme ''İkinci bebekte geliyor'' dediklerinde annem bayılmış. Sevin'den 5 dakika sonra ben doğmuşum. Annemin babası tek yumurta ikiziymiş.. Hatta, onların da dört çift ikiz kardeşleri varmış. Fakat büyükbabamın annesinin doğurduğu 5 çift ikizden bir tek Hasan- Hüseyin sağ kalıyor.
N. İ - Biz o kadar küçük doğmuşuz ki; yaşarlar mı yaşamazlar mı? diye şüphe içindelermiş.
- Kaç kilo doğmuşsunuz?
N.İ - Sevin 1,5 kilo ben ise 1,200 kilo doğmuşuz. Doktorlar yaşayacağımıza pek ihtimal vermemişler. Hastanede kuvez bir taneymiş.
S.İ - Beni göstererek; ''Bu belki yaşar da öbürü yaşamaz, hemen ölür''demişler. Bir tek kuvez şansı vermişler annemle babama.. Tıpkı ''Sofi'nin seçimi'' filmindeki gibi.. Annem babam düşünmüşler. Konuşamamışlar bile, evladın tercihi yapılabilir mi? ''Biz kendimize güveniyoruz, bu çocukları büyütürüz''demişler. Alıp eve getirmişler. Çokta iştahlıymışız ve hayata sıkıca tutunmuşuz. Çok iyi bir bakımla yaşamışız.
- Başka bir sağlık sorunu yaşadınız mı?
S. İ - 24 yaşında bir beyin tümörü rahatsızlığı geçirdim. Doktor ''Bu sorun tek yumurta ikizleriyle ilgili bir rahatsızlık olabilir'' demişti. Kesin değil ama bölünme sırasında bir hücre bozulması veya nedenlerden biri olabilir dendi. Çok başarılı bir ameliyatla tümör alındı. İyi huylu ama dişi bir tümördü. Yani, tekrar büyüme riski var. Onun için de sürekli ilaç kullanıyorum. Bir gözüm maalesef artık görmüyor. İnsanlar belli dönemlerde birtakım rahatsızlıklar geçirebiliyorlar. Ve ''Niye benim başıma bu geldi'' diyorlar. Bunun yerine direnmek hayata tutunmak gerek. Kötü günler geçiyor.
Hayatı neredeyse yapışık kardeşler gibi yaşıyorsunuz. Arkadaşlarınız ve ayrı guruplarınız yok mu?
N. İ - Ayrı arkadaşlarımız oldu ama onlar da sonunda birleşti(kahkahalar) Bu sayede çok kalabalık bir arkadaş gurubumuz oldu.
- Herkesin hayatında birkaç özel arkadaşı olur. Sizin hiç özel dostlarınız yok mu?
S.İ - Genelde arkadaşlarımız da aynı oldu.
- Hiç tartışmaz mısınız?
N. İ - Tartışmaz olurmuyuz hiç.. Eskiden küçük bir tartışma yaşadığımızda babamız; ''Aaa normale döndüler''derdi.
Biriniz sosyolog biriniz psikologsunuz. Hiç çalıştınız mı?
S. İ - Evet çalıştık. Ben bir süre Cumhuriyet gazetesinde çalıştım. Rahatsızlandıktan sonra gazeteden ayrıldım ve bir süre Kuşadası'na yerleştik. Sağlığımı kazanmaya çalıştım ve iyice dinlendim. Orada anaokulu kurduk. Sonra radyo oyunları ve çocuk kitapları yazmaya başladım. İzmir'e döndükten sonra da yazmaya devam ettim. 12 tane kitap yazdım. Şimdi de 3 yeni kitabım çıktı. İsimleri; 'Çocuk bakıcısı Kaplumbağa', 'Zürafanın Rüyası', 'Dost Ayılar'. Hayvanları yazmayı seviyorum.
N.İ - Özel bir anaokulunda uzun yıllar müdür olarak çalıştım. Sonra Sevin'le anaokulu işlettik. Bir ara Yu-Pi Tavukçulukta çalıştım. Şimdi bir şey yapmıyorum. Hiç sıkılmam çok kitap okurum, yemek yapmayı ve sporu severim.
- Evlenmeyi düşünmüyormusunuz?
S.İ - Evlenmeyi düşünüyoruz ama uygun insana rastlamak çok önemli. Gerçi o da belli olmaz, birkaç saatte de bu karar verilebilir.
Biriniz hastalandığında onu hisseder misiniz?
N. İ - Sevin'in ameliyatında ben sıçrayıp ağlıyormuşum..Acı çeker gibi. Küçükken kolu kırılmış.. Bende ''kolum kolum'' diye inliyormuşum.
- İkiniz de kutu bebeği gibisiniz. Bazen kafaların tek bir yöne çevrildiğini görüyorum. Bakıyorum ki siz geçiyorsunuz..İnsanlar sizin kim olduğunuzu bilmiyor ama ilginç geliyorsunuz
N. İ - Alsancak'lılar artık bizi tanıyor ama. Zaten gittiğimiz her yerde bakışları hissediyoruz. Bu çocukluğumuzdan beri böyle..
Tanıyorlar da kim olduğunuzu bilen pek yok..
N.İ - Tanısınlar bakalım Bir arkadaş dedi ki; ''Size Kuşadası'nın en güzel kızları diyorlardı..Şimdi İzmir'in, Alsancak'ın en güzel kızları diyorlar aman siz nereye gitseniz böyle söylerler''dedi
Bizi çaya çağırıyorlar
- İzmirli kızların güzelliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
N.İ - Fazla güzeller. İzmirli kızlar dünyanın en güzel kızları.
- Siz kendinizle ilgili böyle iltifatlar alıyormusunuz?
S.İ - Evet hem de çok alıyoruz. Özellikle hanımlardan. ''Eşim sizi çok beğeniyor, gelin bir gün çay içelim''diyorlar. İzmir insanı böylesine medeni ve çok hoş.
- İzmir erkelerini nasıl buluyorsunuz? Canınızı sıkan davranışlar oldu mu?
S.İ - Son derece sevimli, sıcakkanlı ve arkadaş.
N.İ - Zaten karşımıza öyle biri çıksa o İzmirli değildir( kahkahalar).. Akdeniz kentleri içersinde İzmir gerçekten en güzeli..İnanın hayal edeceğim bir şey de yok bu kentte..İzmir zaten hayal ettiğim gibi. Türkiye'de en rahat yaşanacak kent İzmir. Bu kadar güzel ve rahat bir kent daha yok.

Gelecek sene 100 yaşındayız!
- Siz kaç doğumlusunuz?

S.İ - Biz 61 doğumluyuz. Yaşımızla gurur duyuyoruz. Seneye 100 yaşımızı kutlayacağız. Pastamıza 50 benim için, 50 Nevin için mum koyacağız.
İnanın saçımızda tek beyaz yok. Hastalandığımda saçlarımın bir tarafına ak düşmüştü. ''Bunlar düzelir''dedim ve düzeldi. Düşünce gücüyle mi oldu bu bilemiyorum.
N.İ - Çok neşeliyiz. Belki bu bizi genç ve dinç tutuyor. Hayatı çok seviyoruz. Ailece oturur şarkı söyleriz.
Sesiniz de güzel..
S.İ - Babam ses yarışmasında Adana ikincisi olmuş. Mustafa Sağyaşar birinci seçilmiş. Jüri, Sağyaşar'ın hikayesine üzülmüş ve onu birinci yapmış. Babam da küsmüş, yazar olmuş. Anneannemiz de güzel ut çalardı. Ağabeyimiz de müzisyen, ressam. Üçümüzde de resim yeteneği var. Birlikte bir sergi açmayı düşünüyoruz.
- Yaşınıza göre cildiniz de çok güzel. Yüzünüzde bir müdahale var mı?
N. İ - Hiçbir şey yok. Genetik herhalde. Annemiz de 74 yaşında cildi çok güzel.
S. İ - Yüzümüzü fazla ellemeyiz. Kuaföre de pek gitmeyiz. İnanın saçlar fazla çekiştirilmekten hoşlanmıyor. Krem olarak ta Nivea kullanıyoruz. Fondöten, pudra gibi ürünler kullanmıyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.