ŞİRVAN BEKTAŞ (HABER MERKEZİ)
İkiz kardeşler İdil ve Pınar Sivritepe, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda on yıldır arp çalıyor. Devlet Opera ve Balesi'nin de 5 yıllık sözleşmeli sanatçısı olan ikizler, artık profesyonel düşünmeye başladıklarını, çeşitli önerileri değerlendirdiklerini belirtti. İkizler, "Hedefimiz Amerika'da yüksek lisans yapıp, arp çalmada daha ileriye gitmek. İkiz kardeşler olarak fark yaratmak istiyoruz" diyor.
1990 İzmir doğumlu İdil ve Pınar Sivritepe, babalarının işi nedeniyle yerleştikleri Gölcük'e, 1999'da yaşanan deprem nedeniyle evlerinin yıkılmasının ardından İzmir'e yerleşti. 2000 yılında girdikleri sınavı kazanan ikizler, DEÜ Konservatuarı Arp Bölümü'nde okumaya başladılar. Çalışmalarına Öğretim Görevlisi Sibel Efendiev ile başlayan ikizler, Elisabeth Fontan-Binoche, Benoit Werry ve Isabelle Moretti'den eğitim aldılar.
DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIYORLAR
2007 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin açtığı sınavı kazanarak, sözleşmeli sanatçı olarak göreve başlayan ikizler, yeterli kadro olmadığı için dönüşümlü olarak çalışıyorlar. Bugüne kadar İzmir Devlet Opera ve Balesi başta olmak üzere Bilkent Senfoni Orkestrası, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Eskişehir Belediye Senfoni Orkestrası, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası, İzmir Gençlik Senfoni Orkestrası, Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası ve Jungenç Filarmoni Orkestralarında görev alan ikizler, arp konusunda Türkiye'nin ilk ikizleri olarak büyük beğeni topluyorlar
-Müzikle nasıl tanıştınız?Annem biyolog ancak çalışmıyordu. Bizi yetiştirirken, müzikle iç içe olmamızı sağladı. Akordiyon çalardı, biz de birlikte şarkı söylerdik. Küçük org almıştı, onunla kendi kendimize çalardık. Profesyonel olarak müzikle tanışmamız, konservatuarla birlikte oldu.
-Neden konservatuarı seçtiniz?
1999 depreminde Gölcük'teydik. Babam tütün ekspri olduğu için, Gölcük'te bir şirkette çalışıyordu. Depremin ardından annemle birlikte İzmir'e geldik. 1 yıl kadar burada okuduk. Gölcük'e döneceğimiz sırada Dokuz eylül Üniversitesi Konservatuar sınavı olduğunu öğrenip, başvurduk. Hatta başvuruyu kaçırmıştık. Depremzede olduğumuzu söyledik. Bizim çok istekli olduğumuzu öğrenince kabul ettiler. Hiç nota bilmeden sınava girdik. Herkes konservatuara yıllarca hazırlanır. Biz sadece sınavdan bir gün önce, annemin kuzeni tarafından çalıştırıldık. Piyanodan melodi çaldı, biz tekrarladık. Ertesi gün sınava girdik ve kazandık. Hayatımız değişti. Gölcük'e dönmedik, annem bizimle kaldı. Babam Gölcük'te çalışmaya devam etti. -Müzik aleti olarak arpı neden seçtiniz?
Pınar: Konservatuara girdikten sonra hocamız Sibel Efendiev beni gördü, parmaklarıma baktı. Arp çalmak için çok uygun dedi. Bende kabul ettim. Ben arpı seçince İdil'de benden ayrılmayıp, o da geldi. Birlikte başladık. Ayrıca Sibel Hanım'ında ikiz çocukları vardı. Bizim psikolojimizden çok iyi anlıyordu. Başarılı olmaya başladık.
-İnsanların arp aletine ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çoğu insan tanımıyor. Arp çalıyoruz, diyince anlamadan bakıyorlar. Bizde hani masallarda melekler çalar ya, telleri vardır, kocaman... Gökyüzünden melekler arp çalarak inerler, gibi çeşitli betimlemelerden sonra anlıyoryar.
-İkiz olmanın avantajları neler?
İdil: 2007 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesinin açtığı sınavı kazanarak, sözleşmeli sanatçı olarak göreve başladık. Ancak arp kadrosu bir tane olduğu için, anlaşma yaptık. Bir yıl ben, bir yıl Pınar İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde sözleşmeli sanatçı olarak çalışıyoruz. Ayrıca bazen konserlerde ben solist oluyorum, Pınar arp çalıyor. Kardeşimle aynı sahnede olmak bana güven veriyor. Bazen birimiz hata yapıyoruz ancak diğerinin toparlayacağını biliyoruz. Rahatız. Birbirimizin en iyi arkadaşıyız. Herkesin bir gardıropu olur, benim iki tane var (gülüyor). Herşeyimiz ortak.
İdil benden süslü! -Zevkleriniz aynı mı, ortak yönleriniz neler?
Pınar: Genelde aynı şeylerden hoşlanıyoruz. Ama İdil, daha kokoş. Daha süslü. Ben daha sade ve mütavaziyim. Ayrıca ben uysal iken, İdil tatlı cadı...
- Hangi tür müzikleri dinliyorsunuz, hangi sanatçıları seviyorsunuz?
Genellikle klasik müzik dinliyoruz. Bluez ve caz seviyoruz. Ancak Sezen Aksu, Sertap Erener'i severek dinliyoruz. Pop şarkılarıda dinliyoruz. Kaliteli olduğu sürece herşeyi dinliyoruz. Kenan Doğulu, İlhan İrem, Feridun Düzağaç, Yalın'da sevdiğimiz şarkıcılar arasında.
-Kimi dinlemeye tahammül edemiyorsunuz?
Demet Akalın'ı dinleyemiyorum. Kötü bir ses, aynı alt yapı üzerine beste yapıyorlar. Ritim bile aynı.
