YENİ ASIR DÜNYA TURUNDA / ŞENOL ACAR
DERLEYEN: ŞAFAK İNCE
İzmirli Şenol Acar, Hindistan'ın ardından dünya turunun son duraklarına doğru açtığı yelkende bu kez Mısır'a ulaştı. Süveyş Kanalı geçişi ile İsrail'e uzanacak yolculukta ölüm tehlikesi atlattı. Teknede düşen ve kaburgası çatlayan Acar, yolculuğu bırakmadı. Macera dolu yolculukta, kanal geçisinde burun buruna geldikleri bir gemiyi gördüğünde yaşadıklarını Yeni Asır için kaleme aldı.
Mısır'ın Hurgada bölgesindeki marinada, Süveyş'ten geçiş için hazırlıklarımızı tamamlıyorduk. Bu sırada Hurgada'nın 40 km yakınlıktaki Al Gouna'daki Marinayı da gezmek istedik. Al Gouna Marina yeni yapılmış. Çok modern, hatta golf sahası bile var. Restaurant ve kafeleri çok şık. Buradakilerin yüzde 90'ı yabancı turist. Ama bu güzelliğin yanında Mısır'ın önemli özelliklerini de anlatmam lazım. Bunlardan birisi yapışkan satıcıları. Maalesef peşinizi bırakmıyor. Taksi sürücüleri ise son derece rahatsız edici. Yolda yürümenize bile izin vermiyorlar, sürekli korna çalıp yanaşıyorlar ve "nereye?" diye soruyorlar. O kadar abartılı ki karşı yönden gelenler bile size aynı tacizde bulunuyor. Taksimetre olmasına rağmen asla açmak istemiyorlar. Fyatlar konusunda o kadar acımasızlar ki turist olduğunuzu anladıklarında 3-4 kat fazlasını talep edip sonra dörtte bir fiyatına razı oluyorlar.
Hurgada Marina'dan Süveyş Kanalı geçişi için bir acentayla anlaştık, 3 gün sonrası için bize kanal geçiş randevusu verdiler. Hurgada-Süveyş arası 2 gün olduğu için 1 gün opsiyonlu yola çıktık. Süveyş Kanalı geçişine başlamadan önce kısaca süveyş kanalına göz atacak olursak, kanal 163 kilometre uzunluğunda. En dar yerinde 300 metre genişliğinde olan kanal, Afrika çevresinde dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlıyor. Temelleri osmanlı İmparatorluğu tarafından atılmış olan bu kanal, 1869 yılında İngiltere tarafından bitirilerek açıldı. Dünya'da kapakları olmayan en uzun kanal.
Hurgada Marina'dan sabah 10.00 da Süveyş için ayrıldık. Ertesi gün saat 14.00'e kadar 28-32 knot ile inanılmaz zorlu bir seyir yaptık. Hurgada-Süveyş arası Kızıldeniz'in sonu olduğu için iki kıyı şeridi gittikçe birbirine yakınlaşıyor. Kıyılar sığ ve kayalık olduğu için gemi yolunu tercih ediyoruz. Fakat yukarı doğru yelkenle orsa seyir yaptığımız için 15 dakikada bir tramola atıyoruz. Burasının gemi trafiği Singapur'un gemi trafiği ile yarışır.
KABUS GECESİ
Tüm Dünya turu seyahatim boyunca en büyük tehlikeyi Hurgada-Süveyş arasında yaşıyorum, ayrıca vücuduma en büyük darbeyi de bu seyahat sırasında aldım. Gece nöbetinde 12.00-03.00 arası tramola atarak orsa seyir yapıyorduk. Hurgada-Süveyş arasında birçok petrol platformu var. gemi trafiği de çok yoğun. Bu 3 saat içinde 5 dakika oturmadım, 3 saat bana 3 dakika gibi geldi. Öncelikle bulunduğumuz durumu aktarmak isterim ki göz önünde canlandırabilin. Navigasyon cihazlarımızın bir bölümü ana yelken direği üzerine göz hizamızda monteli. Rüzgar hızı, tekne hızı, rüzgarın geliş açısı, derinliği buradan okuyoruz. Bu cihazların ışıklandırma derecesini normalde ayarlayabiliyoruz fakat bu ayar bölümü arızaya geçince çok fazla gözümüzü almaya başladı. Önümüzü görebilmek için çaba sarfetmemize rağmen yine de zorlanıyorduk. Ne olduysa aniden oldu, uzakta olan gemi veya tekneleri gece seyirlerinde sancağındaki veya iskelesindeki ışık renklerine göre ne yöne gittiklerini bilebiliyoruz. Ancak çarpışma riski geçirdiğimiz gemi bize o kadar yakınlaşmış ki ne ışığını ne de kendisini görebildik. Bize 100-150 metre yaklaştığında onun bir petrol platformu olduğunu düşünüp çarpmamak amacıyla aniden tramola attım. O anda gemi hızla yanımızdan geçti. Zaten o sırada onun bir gemi olduğunu anladım, içimdeki ürpertiyi unutmam mümkün değil. Denizlerde hiçbir zaman tehlikeye bu kadar yakın olmamıştım bu bana çok iyi bir ders oldu. Özellikle gece seyirlerinde göz alıcı tüm ışıklardan kurtulmak lazım, pür dikkat rotanıza konsantre olmalı, her an teknede acil durumda herkes ne yapacağını bilmeli. "Yol hakkı benimdir", ben "yelkenli" karşımdaki "motorlu" diye asla düşünmemeli. Sonuçta, olan size olur, gemiye değil.
KABURGASI ÇATLADI
O gece bununla da sınırlı değil, o gece kabus gecesiydi. Nöbetten sonra aşağıya dinlenmeye çekildim. Diğer arkadaşım nöbeti devir aldı, bana tekrardan rotayla ilgili birşey sordu, bende bir ara navigasyon cihazına bakıp rotamızı kendisine aktaracaktım ki o anda zaten orsa seyir ve 30 knot rüzgar altındayken ters bir dalga tekneyi alışılmadık bir şekilde çalkaladı. Harita masasının önünden mutfak lavabosuna doğru ayağım kaydı ve feci şekilde önce sol kolumun pazu kısmını mutfaktaki çıkıntılı lavabo köşesine vurdum, ardından sol göğsümü şiddetle aynı yere çarptı. Geriye doğru savrulunca da yere düşerkende bu kez, giriş merdivenlerine sağ arka baldırımıda çarptım. Yerde inanılmaz ağrılar içinde kaldım, ölüyorum duygusuna kapıldım. Çünkü ilk anda nefes alamadım, ilk nefesten sonra da biryerlerim "kırıldı" diye düşündüm. Ayağa 5 dakika kadar kalkamadım. Ağrıdan o gece uyuyamadım. Yorgunluk ve ağrıdan sabaha karşı 1-2 saatliğine bayılmışım diyebilirim. Sabah kendime geldiğimde ağrıyan yerlerime baktım ve hepsinin morardığını gördüm. Sonrasında karaya çıktığımda çekilen röntgenlerimde kalp üzerindeki kaburgamın çatlamış olduğunu öğrendim.
TAM BİR REZİLLİK
Hava sakin, motorla seyretmeye başladık. Süveyş Yacht Rowing Club'a girdik. Burası için "rezillik" tabirini kullanacağım. Neden mi? Marina'ya her giriş çıkışta pasaport kontrolu var ve görevliler sabah 08:00 de gelip akşam 18:00 de gittikleri için marinada hapis kalıyorsunuz. Zaten buraya marina demekte yanlış olur. Doğrusu buraya bağlama iskelesi demek gerekir. Toplam 13 adet tekne bağlıydı, korsanların saldırılarından korkan gezginler artık bu yolu neredeyse hiç kullanmıyorlar. Ümit Burnu'nu tercih ediyor. Biz bu sene buradan geçiş yapan ikinci tekneydik. Diğer tekne ise Dünyanın güneş enerjisiyle çalışan ilk yatı olar Turanor PlanetSolar. Sadece güneş enerjisini kullanarak yol alan katamaran da bizim gibi dünya turunda. Burada şehir toz toprak içinde. Marketlerde aradığınızı bulamıyorsunuz, herşey çok sınırlı. Çöpler sokak ortalarında, etrafı pislik almış götürmüş, inanılır gibi değil.
YARIN: İSRAİL
