"Asi ruhum, kırkımdan sonra daha da kabardı"

HALUK LEVENT: Belli bir yaşa kadar mücadelesini sürdüren insanların, daha sonra kendilerini dünya işlerine daha çok verdiklerini görüyorum, kendi mutlulukları ön plana geçiyor. Ben böyle biri olmayacağım dedim ve öyle de yaşıyorum. Şu anda ruhumu daha da asi hissediyorum...
SUAT SALGIN
"Yıllar önce tanıştığım dost bir yüzdü ünlü sanatçı Haluk Levent... Ayvalık'ta, Ortopedik Engelliler Dernek Başkanlığı'nın yanı sıra Ankara'da Türkiye Sakatlar Konferasyonu'nda görev yaptığım yıllarda, sık sık engelliler yararına düzenlenen konserlerde ücret almadan sahneye çıkması nedeniyle inanılmaz sosyal ve sempatik bir kahramandı benim gözümde. Anadolu rock müzik tarzıyla da severek dinlediğim sanatçıların başında gelen Haluk Levent, tam bir Ayvalık aşığıydı. O yıllar sık sık Ayvalık'ta konserler verir ve ben o konserleri iki elim kanda olsa kaçırmazdım. Günümüzde 30'lu yaşlarını sürenlerin tam anlamıyla idolü konumundaki Haluk Levent'in, önceki gün Küçükköy Belediyesi tarafından bu yıl 3. kez düzenlenen "Dünya Halkları Küçükköy-Sarımsaklı'da" adını taşıyan Uluslararası Kültür ve Folklor Festivali'nin final gecesinde sahne alacağını duyar duymaz hemen soluğu yanında aldım. Konser öncesinde röportaj yaptık. Her zamanki gibi sempatik ve güleryüzlüydü.
Tefecilere olan borçları nedeniyle cezaevine girip, çıkmış olmasına ve borçları nedeniyle sık sık icralık olup evine haciz gelmesine rağmen her zamanki gibi dik duruşuna hayran kalmıştım yine. Bu yüzden de röportaj yaparken, onun canını sıkacak sorulardan kaçındım. Türk rock müziğinin dev ismi Haluk Levent ile kısa zamana rağmen çok sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

ŞANSLI İNSANLAR
- Dünyaca ünlü Sarımsaklı'da yaklaşık 10 bin kişi, seni ve şarkılarını dinlemek için bekliyor. Neler düşünüyorsun şu anda?

Gerçekten de dışarıda muhteşem bir kalabalık var. Yaz sezonunun sona ermesine rağmen inanılmaz bir kalabalık doldurmuş konser alanını. Bu yüzden son derece mutluyum. Ayvalık'a ve Sarımsaklı'ya sık sık konser için geliyorum. Bu bölgenin doğal yapısına hayranım. Halen daha bozulmamış bambaşka bir güzelliği var. Turizm alanında da ciddi bir gelişme gösteriyor. Sarımsaklı plajlarının eşsiz kumu ve Şeytan Sofrası'nın muhteşem ambiyansına bayılıyorum. Bu bölgede yaşayanların çok şanslı olduklarını düşünüyorum. Bence, bu cömert doğayı sevsinler ve korusunlar. Çevresel felaketlere neden olabilecek faktörlerden uzak dursunlar.
- Terör nedeniyle birçok sanatçı konserlerini iptal ediyor. Bu konuda sen neler düşünüyorsun?
Konserlerde ben de iptallere gidiyordum ama son İzmir Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserimde iptale gitmedim. Eğlenceli havayı daha farklı şarkılarla kapatmaya çalıştım. Dans gösterimimiz vardı onu da yapmadık ama şarkılarımızı söyledik. Özellikle teröre karşı tavrımızı gösterebilmek için türkülerimizi söyledik. Terörün amacı toplum olarak bizim huzurumuzu kaçırmaksa, biz de huzurumuzu kaçırmadan buruk bir mutlulukla bile olsa şarkılarımızı söylemeliyiz diyorum.
- Terörün dışında Türkiye'nın sıcak gündem maddelerinden biri olan Suriye konusunda neler düşünüyor ve bir sanatçı gözüyle Suriye'deki olayları nasıl değerlendiriyorsun?
Suriye'de son günlerde yayınlanan bir videoda, 'Alevi köylerini basıp, onları öldüreceğiz' diyen guruplar da var. Bu guruplar beni çok rahatsız ediyor. Suriye'deki muhaliflerin böyle davranmasının sakıncalarını çoğu zaman söyledik. Ben, hakkaniyetli bir dış politika izlenmesi taraftarıyım. Suriye'deki Hama'da yıllar önce katledilen Sünniler de benim kardeşim, bugün katledilen Sünnilerle, Aleviler de benim kardeşimdir. Bu tablonun tarafı olamayız. Ben Suriye'nin tarafı olamam. Ben, dünyada barışın ve kardeşliğin olmasını isteyen bir adam olarak, Suriye politikasının çok daha geniş ve uluslararası bir çerçevede ele alınarak, Suriye'de gerek Esad hükümetinden, gerekse muhaliflerden dökülen kanların bir an önce durmasını istiyorum.
ROCK POPÜLERLEŞTİ
-Sen, Anadolu rock'ını yeni nesillere yeniden sevdirdin. Bugün baktığında nasıl görüyorsun müzik dünyasını?

Ben gitarın sesini açmış, dövmeli, küpeli ama temelde 90'ların Aysel Gürel-Onno Tunç tarzı müziklerini yapan grupları görüyorum çoğunlukla. Benim tarzımın dışında müzik yapan gruplar bunlar. Dövme, küpe ve elektrogitara vurmak. Fark bu. Eskiden elinde mikrofon vardı, şimdi gitar var. İmaj yani. Rock müzik popülerleşince içi de boşalıyor. Teoman abilerine, Şebnem ablalarına özenen gruplarda bu tehlikeyi görüyorum.
- Her şey çok mu değişti?
Bence müzik değişmedi gelişti. Anadolu rock derseniz bu işin bir temeli var. Aynen Atatürk ve silah arkadaşları nasıl bu Cumhuriyeti kurduysa, Cem Karaca, Barış Manço, Üç Hürel, Moğollar gibi gruplar da Anadolu rock'ı kurdu. Bu temel üzerine devam ediyor. Günümüz dünyasında bu değerler var ama bu tarzda müzik yapan insanın kendine medyada yer bulması zor. Hele protest müzik yapıyorsanız bu imkansız. Klibiniz yayımlanmaz. Bugün bazı televizyonların müzik kanallarında bir sanatçının klibinin yayımlanması için içinde toplumsal siyasi unsur olmaması gerekiyor, bunların ayıklanması isteniyor. Cem Karaca ya da Barış Manço'nun siyasi görüşleri farklıdır ama düşündükleri şeyleri söylemişlerdir. Topluma aykırı gelen şeyleri de söyleyebilmişlerdir.
- Yeni albüm var mı yakın gelecekte?
Evet var. Şu an stüdyo çalışmalarının sürdüğü yeni albüm, Aralık ayında çıkıyor.
KENDİ MUTLULUKLARI İÇİN
- 40 yaşını aştığın halde, 18 yaşındaki bir gencin enerjisini görüyoruz sahne performanslarında. Haluk Levent'tin de üzerine sahne dışında yaşının verdiği bir durgunluk çökmeye başladı mı?

Bütün gördüğüm tipleme ve kahramanlar kırkından sonra duruluyorlar. Bir düşünce akımı ya da asi olmayı gerektiren şeyler küçük bir çocuğun gelişimi gibi olacaksa bende hiç olmasın. Kırkından sonra asilik ruhumun çok daha fazla kabardığını hissediyorum. Belli bir yaşa kadar mücadelesini sürdüren insanların belli yaştan sonra kendilerini dünya işlerine daha çok vermeleri, kendi mutluluklarının başkalarının mutluluğundan biraz fazla öne geçmesi gibi nedenlerle 'Ben böyle adam olmayacağım' dedim. Sanrım öyle de yaşıyorum.

"Dünya için nefsimizden ödün verelim!"
- Çevreci bir kişiliğin var. Son zamanlarda gelişmeler belki de 3. Dünya Savaşı'nın çıkması ve belki de nükleer silahların kullanılmasını gündeme getirebilecek gibi görünüyor. Böylesi bir tehdit karşısında sen neler düşünüyorsun?

Yüzyıllardır çevre örgütleri ve dedelerimiz her fırsatta 'Şu nükleeri üretmeyin' diyorlardı. Üretirseniz, kendinizi yok edersiniz. Oysa günümüzde bu üretildi. Nükleer santraller de yapılıyor. Nükleer silahlar da üretiliyor. Kimse kimseye yasak koymadığı için bunlar üretiliyor ama kontrolsüz güç, güç değildir. Yarın öbür gün kendisini güçlü zannedip de kendisini kontrol edemeyen güçler, ellerindeki nükleer silahlarla sağa sola saldırdıklarında bir anda İstanbul'u, İzmir'i yok edebilirler. Biz burada röportaj yapamayacak hale gelebiliriz. Bu nedenle biz, nükleer karşıtı gençler, saçı uzun ve kulakları küpeli gençleri, 'bunlar ne anlarlar' diyerek küçümsemeyi biliyoruz ama o insanlar aslında, 'dünya barışının yüzyıllarca sürmesi için nefislerimizden biraz ödün vermemiz gerektiğini' söylüyorlar. Bence, nefislerimizden biraz ödün verelim. Daha az aydınlıkta kalalım. Belki daha az ısınalım ama tertemiz bir dünyamız olsun.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.