Batı müziği ustası arabeskçi

Ercan Turgut, Türkiye'nin konservatuvar eğitimi almış en iyi orkestra solistlerinden biridir. Gelgelelim onu tüm ülke arabesk müziğin yıldızı olarak tanır

TURGAY NOYAN

- Neler yapıyorsun, bu aralar? Sahneye dönüş var mı?

Bir bakıma sahneden kopmadım diyebilirim. Çünkü Ankara Kent Orkestrası'ndaki solistliğim 2002 yılından bu yana devam ediyor. Orkestranın diğer solistleri ise Banu Kırbağ ve Nur Yoldaş. Gerçekten çok iyi bir orkestramız var, iyi bir şefi var. Solist arkadaşlarım da mükemmel, deneyimli sesler. Bu orkestra ile konserler veriyoruz. Nerelere gitmedik ki, Seul'e kadar. Bir tek Yunanistan'a gitmedim.
- Neden gitmedin?
Bilmem hatırlar mısın? Birlikte Yunanistan'a gidecektik. Ben Kıbrıs'a gittim diye pürüz çıkartmışlardı. Doğrusu çok gururuma dokunmuştu. Yunan müziğini severim, söylerim. İnsanı ile de bir meselem yok ama bu işi kan davasına çevirmeleri beni çok rahatsız etmişti o zamanlar. Şimdi de ayağım gitmiyor nedense. Belki de başka bir sefer giderim. Bilemiyorum.
- Benim sorduğum sahne gece kulübü vs çalışmalarıydı.
Aslında 2005 yılında gece hayatını bıraktım. 2007'de Tibet olunca tam anlamı ile iyice bıraktım. Oğlum Tibet'le yakından ilgilenmeye çalışıyorum. Biliyorsun eşim hostestir. O görevdeyken Tibet bana kalıyor. Hoş ne kadar sahne yok desem de yine de bir şeyler oluyor ister istemez. Bir ara ciddi ciddi niyetlendim ama dolandırıldık! Daha doğrusu arkadaşımı dolandırdılar, ucu bize de dokundu.
- Nasıl oldu. Kim bu arkadaşın?
Yakup Karameşe diye bir arkadaşım vardır. 1997 yılında cd de çıkartmıştı. Amerika'da restorancılık yaptı, geldi. Her şeyi en ince detayına kadar bilir yani. İstanbul Paşalimanı'nda bir mekan devraldı. İstanbul Sanat Evi diye bir yer yapıyordu. İnanılmaz uğraştı, hazırladı. Orada ben de çalışacaktım. Epeyi hazırlandım. Meğer mekanı devreden adam için daha önceden alınmış tahliye kararı varmış. Onca parayı harcadığı, kaptırdığı ile kaldı, yeri boşalttı. Bizim özel sahne çalışması da böylece suya düştü.
- Eski Dostlar'dan da ayrıldın. Aslında iyi bir projeydi.
Vallahi o tamamen Baha Boduroğlu ile bizim ilk adımlarını attığımız bir işti. Tabii eski arkadaşlarımız da ilk günden itibaren dört elle sarıldılar. Rahmetli Esmeray başta. Fakat sonra sıkıntı oldu. Hurşit Yenigün'ü sözcü seçmiştik. İşi ilerletip her şeye hakim olmaya kalktı. "Ben alırım, ben atarım falan filan." Baktım Baha ağabeyin de sesi çıkmıyor. Çok canım sıkıldı doğrusu, "Ben yokum bundan sonra" dedim. Böylece gruptan koptum.
- Başka şeyler de yapıyorsun diye duydum.
Aaa evet. Fransız Talip'le bir çalışmamız var. İlginç gelebilir. Herkes öyle tanır ya ondan Fransız Talip diyorum. Talip Kazak yabancı ağırlıklı söyler, çalar. Ben eski şarkılardan bir repertuvar yaptım.
Bana yabancı şarkılarda eşlik ediyor, kendisi de çalıyor. Sonra eski klasik Türk Sanat Müziği şarkıları söylüyoruz, ardından da Yakup Karameşe alıp geceyi götürüyor
- Albüm çalışması yok mu?
Eskilerden ancak ismi hala süren Ajda'ya, Mustafa Sandal'a filan albüm yapıyorlar. Ama o kadar. Eski Unkapanı piyasasındaki plak şirketlerinin patronları ya öldü, ya çekildi. Şimdi onların çocukları ya da başka genç tipler iş başında. Bizleri tanımıyorlar ki!
- Eski günlerden aklında kalan bir iki şey anlatır mısın?
Beni elinden tutup profesyonel olarak 1971 yılında sahneye sen çıkarttın. Seninle beraber çalışırken rahmetli Melih Kibar'la ilk plağımı yapmıştım. Hoş o zamanlar Melih'i de kimse tanımazdı ya. Hayatımda Baha Boduroğlu ile senin yerini kimse dolduramaz. Baha ile Şat Yapım'a giderdik. Sezen Aksu, Aylin Urgal, Yeliz, Sibel Egemen. Sürekli oradaydılar. Baha ağabey kontrol yapıyormuş gibi bana stüdyoda şarkı söyletir, sesimi Atilla Özdemiroğlu ile Şanar Yurdatapan'a duyurmaya çalışırdı. Hey gibi günler hey.
Bizim orkestrayı ve neler yaptığımızı kimse bilemez, hayal bile edemez. Bilmem hatırlar mısın, o zamanlar en önemli müzik yarışması San Remo'ydu. Finale çıkacak parçaları daha önceden kaydetmiştik. Bir ikisini de mimleyip hangisinin favori olduğunu belirlemiştik aramızda. Önceden galiba iki şarkı hazırlamıştık. Bunlardan biri Peppino Di Capri'nin "Un Grande Amore" diye bir şarkısıydı. Parça bizde zaten hazır. Yarışma bitti. Gecenin kapanış şarkısı olarak onu çalmıştık, bir de "Şimdi San Remo'da kazanan parçayı çalacağız" diye anons ederek. Millet inanmamıştı, böyle bir şey olduğuna...
- Benim de Napoli'de NATO Komutanlığı'ndaki konserimiz aklımdan çıkmıyor.
Misafir gidip yarım saatten fazla sahnede kaldık
- Haydi anlat bari.
İzninle okuyucuya anlatır gibi anlatacağım bu hikayeyi... Bulgaristan konserlerimizden sonra Turgay Noyan'la Zübeyr Batur adlı albay arkadaşımızın evine gittik Napoli'ye. Sevgi Noyan da orada bizi bekliyordu. Allah ömür versin Zübeyr ağabey çok popüler bir kişiliktir. Çok iyi bir tenordur ayrıca. Sahnede büyük bir İtalyan orkestrası vardı. Aramızda Türk sanatçı var diye anons ettiler. Biz Turgay ağabeyle sahneye çıktık. Orkestrada kim varsa indi. Bizi yalnız bıraktılar. Bir tek davulcu ile basçı kaldı sahnede. O da Turgay ağabey kalın diye rica etti. Ben My Way adlı şarkıya başladım. Salonda çıt çıkmaz oldu bir anda. Şarkıya devam ettikçe orkestra sesi güçlenir oldu. Arkama dönünce bir de ne göreyim biraz önce giden kim varsa sahneye geri dönmüş.
- Subay eşleri "Bize Türkçe bir aşk şarkısı söyle" diye sahneye doldulardı.
Evet yarım saatten fazla müzik yaptık. İtalyan müzisyenler bile bırakmadı bizi. En sonunda kim var kim yok göbek attırmıştık.
Özgün stil
- Yıllar sonra bir şahsi tespitimi söylememe izin ver. Seni zirveye taşıyan şey batı tarzıyla arabesk yorumlamandı. Çok lezzetli bambaşka sana özgü bir stildi. Plaklarında giderek daha koyu arabesk söyledin ve bu başarı grafiğini düşürdü.

Yerden göğe haklısın. Ben istesem en koyusunu da söylerdim arabeskin. Ama öyle farklı bir çizgi ortaya çıkmıştı. Gelgelelim plak yapımcıları benim hep daha koyusunu söylemem için bastırdı. Bunu Baha ağabeyle de zaman zaman tartışmıştık. Pek kabul ettiremedim. Şimdi keşke direnip kendi bildiğim gibi söyleseymişim dediğim oluyor elbette.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.