Muğla'nın tek abaza köyü, Döğüşbelen

Muğla-Fethiye yolu üzerindeki Döğüşbelen, Köyceğiz'den 10 km. önce, Kaunos antik kenti sapağında bulunuyor. Son derecede bakımlı, modern, narenciye bahçeleri içerisinde şirin bir köy

SELAMİ KALAY
1828-1829'da Rusya hem Osmanlı'ya hem de İran'a savaş açmış ve kazanmış. Sonraki yıllarda devam eden savaşlar sonucunda Kafkasya topraklarının neredeyse tamamını ele geçirmiş. Evlerini ve yurtlarını terk ederek Balkanlar ve Anadolu'ya göç etmek zorunda kalan Müslüman topluluklardan biri de Abazalar ve Çerkezler olmuş. Bunlardan bazıları deniz yoluyla önce Samsun'a çıkmışlar sonra Düzce ve Balıkesir bölgelerine gönderilmişler. Bazıları da Muğla'nın Köyceğiz bölgesinde, Döğüşbelen ve Dalaman'a yerleştirilmişler. Daha sonra bu gruplar birleşerek Döğüşbelen'i yurt edinmişler. (1863-1864)

TOPRAK KAVGASI

Abazaların bölgeye gelişlerinden önce, Tavaslı Mütesellim Osman Ağa ile güçlü bir Yörük aşireti olan Hasan Çavuşlar arasında, Tespihli Tepe denilen yerde, toprak anlaşmazlıklarından kaynaklanan kavgalar nedeniyle köye bu isim verilmiş. Abazaların köye gelişlerinden bugüne kadar ise hiçbir olay meydana gelmemiş. 1935 tarihinde köye gelip yerleşen Tavas Yörükleri ile de farklı kültürlere sahip olmalarına rağmen örnek bir yaşam oluşturmuşlar.
AYDIN BİR KÖY
Muğla-Fethiye yolu üzerindeki Döğüşbelen, Köyceğiz'den 10 km. önce, Kaunos antik kenti sapağında bulunuyor. Son derecede bakımlı, modern, narenciye bahçeleri içerisinde şirin bir köy. Sıcakkanlı, aydın insanlarıyla, köy meydanındaki kahvehanede sohbet edip köyü tanımaya çalıştım. 25 yıllık muhtar Yaşar Yılmaz(68), Ahmet Gökpınar(71), Mustafa Ölmez(67) ve Hayati Önal(83) Abazaları anlattılar;
''Dedelerimiz Sohum doğumlu, kendi dilimiz var, babalarımız biliyordu ama bizler öğrenemedik. Bize genel olarak Çerkez diyorlar ama Şapsıh, Abzıh, Gabartey var, Adikler var. Bunlar birbirlerini anlayabilirler ama bizim dilimiz farklı. Buraya gelirken 80 hane yola çıkmışlar giderek 40 haneye düşmüşler. Askere gidenler, seferberlik, hastalıklar derken azalmışlar. Bu köyde ilk baştan beri kavga, hırsızlık hiçbir şey olmamıştır. Okuma oranı yüzde yüzdür. Beni 1955'te mezun eden öğretmenim Erol Kaya ile halen görüşürüz. 1927'de bu bölgede bir Köyceğiz ilçesinde bir de bizim köyde ilkokul varmış. Ortaca, Dalaman bile buraya gelirmiş okula. Köyümüzde ayrıca okul, cami, fırın ve kahvehane aynı meydanda bir arada bulunuyor. Bunlar her köyde yoktur. Burada Abaza gelenekleri devam ediyor.
EVLER ÇOK TEMİZ
Bizim en önemli özelliğimiz evlerimizin çok temiz olmasıdır. En ünlü yemeğimiz Sızbal'dır. Çerkezler tavuğu cevizle yaparlar, adı Çerkez tavuğudur. Bizimki de aynı ama biz susam yağıyla yaparız, Sızbal deriz. Hepimiz narenciye üreticisiyiz. Zaten tarımdan zor geçinirken bir de 2-B kanunu ile tebligatlar geldi. Devlet kendi arazilerimizi bize çok yüksek fiyatlardan satıyor. Mesela, Hayati Önal'a 151.000 TL. geldi. 100.000 TL. gelen var, 80.000 TL. var; ödeyemezsek altı ay sonunda arazi üzerindeki hakkımız sona eriyor. Fiyatlar çok yüksek.''
Hiç olmazsa, içlerini dökecek küçük bir sohbet ortamında az da olsa rahatlayan dostlarımıza, ikram ettikleri çay ve nefis ayran için teşekkür ederek, narenciye bahçeleri arasından başka bir güzelliğe doğru yola devam ediyorum.
EKİNCİK KOYU
Sahillerimizde halen bakir kalan koylar var mı? diye soruyorsanız, evet var, örneğin Ekincik koyu. Muğla-Fethiye yolundan Döğüşbelen köyüne döndükten sonra 35 Km. uzaklıkta. Karşınıza önce yörenin en eski köylerinden Hamitköy çıkacak, devamındaki Sultaniye köyünden sola dönerseniz Çandır-Kaunos antik kentine, sağa dönerseniz yaklaşık 20 Km. sonra Ekincik Koyuna ulaşıyorsunuz. Tavas Yörüklerin yaşadığı ve yakın zamana kadar, kendilerinin deyimiyle her biri gaz tenekesi büyüklüğünde karpuzların yetiştirildiği, pamuk, susam, arpa, buğday ekilen bu küçük ve verimli koy turizmle tanışmış. Tepedeki seyir terasından ilk gördüğünüz durgun, lacivert bir deniz, yemyeşil bir orman ve duyduğunuz ise sadece ağustos böceklerinin sesi oluyor.
Kıvrılarak inen yolun sonunda geniş bir kumsal, sakallı palmiyeler altında birkaç turistik otel, pansiyon ve çadır kamp alanı ile Ekincik koyundasınız. Ben "Arap Dayı"nın market kamp yerinde kaldım, deniz kenarında çadır yeri 20 TL. elektrik, sıcak su, duş imkanları ile çok sakin ve sürekli esen bir üzümlü çardak altı var. Ekincik de, küçük otellerde fiyatlar 50-85TL, Lüks oteller 100-150TL. arasında değişiyor, bunlara sabah kahvaltı ve akşam yemeği dahil. Köyceğiz'e kadar otobüsle gelenler için, her sabah 09.30 da Ekincik dolmuşları var, 45 dakikada ulaşım sağlıyor.
DENİZİ ÇOK TEMİZ
Ekincik Koyu'nda nem oranı çok düşük, denizi temiz, özellikle sabah saatlerinde durgun, öğleden sonra hafif dalga oluşuyor. Sürekli denizden gelen esinti akşam saatlerinde yön değiştirerek dağın serinliğini getiriyor. Koyun sol tarafındaki Limon Burnuna yakın eski maden iskelesi küçük bir marinaya dönüştürülmüş, şansınız varsa ünlü isimleri yatlarında güneşlenirken görebilirsiniz. Fener burnuna yakın kumsaldaki ''Kaptan Beach Cafe'' gençlerin uğrak yeri. Balık avcılığına meraklı olanlar burada çok şanslı, zıpkın ve olta ile başta lağos olmak üzere bolca balık avlayabilirler. Kısacası, kelimenin tam anlamıyla kafa dinleyecek bir deniz kenarı arıyorsanız Ekincik koyu size göre bir yer. Antalya'dan buraya tatil yapmaya gelenler olduğunu da söylersem başka söze gerek var mı?

CARETTA YUMURTALARI

Bu yazımı bitirdiğim gece, sevimli bir Caretta kaplumbağası Ekincik sahiline çıktı. Uzun bir yürüyüşten sonra, uygun gördüğü sezlongların arasına yumurtalarını bıraktı. Sabahleyin yuvaya bir işaret konup yetkililere haber verildi. Küçük Ceylin, Pembiş ismini verdiği kaplumbağanın yuvasında nöbet tutup kimseyi yaklaştırmadı yanına. Yavrular iki ay sonra yumurtadan çıkacaklar.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.