Çeşme sevdalısı bir Lübnanlı

RÖPORTAJ: SIRMA GÜVEN
Türk kültürünü, Osmanlı yemeklerini, iftar sofralarının güzelliğini, Türk misafirperverliğini Dubai halkına ve turistlerine tanıtmak amacıyla bu sene ilk kez Osmanlı- Türk yemeklerinin sunulduğu bir iftar çadırı hazırlatan Dubai'deki tek Türk oteli ünvanlı Rixos The Palm'in Genel Müdürü Mouhamad Hadla'nın iftar sofrasında misafiri oldum.
- Ne zamandır Türklerle çalışıyorsunuz?
Türkiye'deki otel deneyimim Bodrum ile başlıyor sonrasında 2004 yılında Dubai'ye geldim Burj Al Arab otelinde çalıştım. Bodrum'da çalıştığım dönemde Fettah bey ile tanıştım ve beni Dubai Rixos'a geçmem için ikna etti. Dokuz aydır Dubai Rixos'ta çalışıyorum.
- Böylesi iyi bir kariyer yapabilmek için çok gençsiniz. Sırrı çok çalışmak mı yoksa biraz da şansın etkisi mi?
Küçük yaşımdan beri bu mesleğin içindeyim. 1999 yılından beri de aktif olarak bu sektördeyim. Çok çalıştım ve çok emek verdim ama kesinlikle şansın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Aslen Lübnanlıyım. Ülkemde prestijli sayılabilecek bir turizm ve otelcilik okulundan mezun oldum sonrasında üniversitede tekrar otel yönetimi okudum. Üniversitede İngilizcemi ilerletme imkanım oldu. Arapça, Fransızca, İngilizce biliyorum ve tabii biraz da Türkçe.
- Neden bu mesleği seçtiniz?
Babam iyi bir aşçıydı. Küçükken onun yanında mutfakta çok fazla zaman geçirdim. Altı yaşından beri en büyük hayalim iyi bir otelci olabilmekti. İyi bir aşçı değil ama iyi bir yönetici olmak istiyordum. İlk adım olarak Beyrut'ta bir restoranda çalışmaya başladım. Daha sonra ünlü bir restoran zincirine geçtim ve bunun gibi bir kaç yer değiştirdim. Amacım her çalıştığım yerden faklı bir deneyim edinmekti. Altı ay veya en fazla bir sene aynı yerde kalıp daha sonra değiştiriyordum. Ailemden de çok fazla kişi otelcilik işindeydi. Onların desteğini de azımsayamam. Bu seviyeye gelmem tabi biraz da şans diyebilirim ama cidden çok çalıştım. Otelcilik mesleğinde ancak farklı deneyimler edinerek ilerleyebilirsiniz. Otelin çeşitli bölümlerinde çalışmış olmanız işleyişi biliyor olmanızı sağlar ve takibi de kolaylaştırır.
- Bu mesleğin avantajları nelerdir?
En iyi avantajı dünyanın farklı yerlerinden çok fazla insan tanıyor olmanız. Çok fazla seyahat ediyorsunuz ve dolayısıyla toplumda hep aktif bir konumunuz oluyor.
- Bu kadar çok yer değiştiriyorsunuz. Aileniz için sorun olmuyor mu?
Henüz evli olmadığım için şimdilik bu tür kararları tek başıma alabiliyorum. Otelcilik çok yoğun çalışmayı gerektiren bir meslek. Bırakın ailenizi çoğu zaman kendiniz için bile ayıracak zamanınız olmuyor. Her meslek için geçerlidir ama bu mesleği de hakkıyla yapabilmek için büyük özverilerde bulunmanız gerekiyor.
- Otelde çok fazla Türk çalışanınız var. Türklerle çalışmanın zorlukları var mı?
Türk değilim ama Dubai'de bir Türk otel için Türklerle birlikte çalışan biriyim. Gerçekten çok iyi çalışan, "arkadaşlarım" demeyeceğim, "kardeşlerim" var. Biz burada gerçek bir aile gibiyiz. Bakış açılarımız, planlarımız ve hedeflerimiz ortak.
- Yani "zorluğu yok; tam tersine avantajları var" mı diyorsunuz?
Ben Müslümanım yani bu demek ki ben açık görüşlü biriyim. Dinimizin en büyük özelliği kim olursa olsun herkesi sevmek ama Türk çalışanlarımızla çalışma tarzlarımız birbirimize son derece yakın. Arap kültürüne aşinalar ve bu yüzden hiç bir uyum sorunu olmuyor ama en büyük problemimiz dil. İlk çalıştığım yerden ayrılıp Bodrum'a geldiğimde de en büyük sorun dil sorunuydu. Evet, çok çalışkanlar ve gerçekten yapabilecekleri biliyorsunuz ama tam anlamıyla anlaşamıyorsunuz. Özellikle ilk altı aydan sonra biraz biraz bu sorunu aşıyorsunuz. Türk çalışanlardan memnunum çünkü müşteriye tam olarak nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar.
- Türklerin en çok hangi özelliklerini beğeniyorsunuz?
Türklerde en çok hoşuma giden hepsinin Türk olmalarıyla övünüyor ve Türkiye'yi inanılmaz seviyor olmaları. Türk misafirlerimiz de yurtdışında bir Türk otelinde kalmayı tercih ediyorlar çünkü bununla gurur duyuyorlar. Benim ülkemde beş Lübnanlıya "ülkeni seviyor musun?" diye sorsan ancak bir veya ikisinden "evet" cevabı alırsın. Lübnan'da çok fazla sorun var belki de o yüzdendir. Türklerin çok fazla bayramları var. Bu çok hoşuma gidiyor. Yapabildiğimiz kadarıyla burada bu bayramlarını yaşatmaya çalışıyoruz. Özellikle ulusal bayramlarda oteli kırmızı beyaz süsleyip bayraklar koyuyoruz.
- Şu an Ramazan ayındayız. Otelde ramazan ruhunu hissettirmek için neler yapıyorsunuz?
Ramazan Dubai için çok özel bir dönem ve benim de çok keyif alarak geçirdiğim bir ay. Bodrum'da üç yıl Ramazan geçirdim ama maalesef Dubai de aldığım tadı yakalayamadım. Burada tüm oteller geleneksel Ramazan çadırları hazırlarlar. Yerli, yabancı turistler ve Dubai halkı iftar için bu otellerin iftar çadırlarını tercih ederler. Bu sene biz de ilk kez bir Ramazan çadırı hazırladık. Diğerlerinden farkı ise bizim iftar çadırımızın tamamen Türk ve Osmanlı ruhunu yansıtıyor olması. Buradaki tüm otellerde verilen yemekler ve yapılan dekorasyonlar Arap kültürünü yansıtır. Biz hem dekorasyonu hem de tüm büfeyi Türk ve Osmanlı tarzının en güzel örnekleriyle hazırlıyoruz. Dubai'de yaşayan herkes oruç tutsun ya da tutmasın iftar çadırı geleneğini sever. Gelen misafirlerimiz sadece Müslümanlar değil. Çeşitli din ve kültürlerden misafirlerimize Türk- Osmanlı yemek kültürünü de göstermiş oluyoruz.
- Genç yaşta çok iyi bir kariyeriniz var. Peki bundan sonraki planlarınız ne olabilir?
Planlarımın içinde 45- 50 yaşlarıma geldiğimde eğitimci olmak var. Dediğim gibi çok yoğun çalışmayı gerektiren bir meslek turizm. Belli bir yaşa geldiğinizde de bırakmak zorunda kalırsınız. İlerleyen yaşlarımda bu yoğunluğu bir kenara bırakıp meslek hayatıma eğitimci olarak devam etmek isterim.
- Turizmi meslek olarak tavsiye eder misiniz?
Bu meslekteki en önemli şey tutkudur. Eğer tutkulu bir şekilde işinize sarılamayacaksanız bu mesleği seçmemelisiniz. Düşünsenize tutkuyla işime bağlı olmasam benim gibi Lübnanlı birinin Dubai'de de ne işi var.
Ayrıca "hemen yarın çok param olsun" diyorsan başka iş yapman gerekir. Bu meslekte merdivenleri yavaş yavaş çıkman lazım. Günümüzde gençler hemen çok para kazansınlar istiyorlar. Önce okuyacaksın, öğreneceksin, deneyimleyeceksin ve ondan sonra çok para kazanmak isteyeceksin.
- İzmir'e hiç geldiniz mi?
Tam bir Çeşme aşığıyım diyebilirim. Bodrum'da çalıştığım dönemlerde bir günlük boşluğumda bile hiç üşenmeden Çeşme'ye kaçardım. İleride bir restoran açma fikrim de var. Bu restoranı Çeşme'de açmayı düşünebilirim. Çeşme gerçekten muhteşem bir bölge ve burada çok güçlü potansiyeller var. Avrupa'nın Nice, Cannes, İbiza gibi bölgelerini tercih eden zengin kesim artık Çeşme'ye ve Bodrum'a gelmeye başlıyor. Turizm mesleğini seçen kişilere ihtiyaç gün be gün artacaktır ama önemli olan unsur kalifiye bir eleman olabilmektir. Artık Türkiye'de nerdeyse her ay yeni bir otel açılıyor. Rekabetin olumlu bir yansımalarından biri de çalışan elemanların kalitesinin yükselmesi olacaktır.
Dubai'den Ramazan notları
- Dubai'de ramazanın başlama ve bitiş tarihi önceden belirlenmiyor, Ramazan ayı ve bayram yeni ayın görülmesi ile başlıyor.
- Ramazan ayı hoşgörü ve bağışlama ayı olarak görüldüğü için hapisteki mahkumların bir çoğunun cezası affediliyor veya hafifletiliyor.
- Gündüz saatleri ne kadar sakin geçiyorsa akşamlar ise bir o kadar hareketli. İftardan sahura kadar sokaklar, alışveriş merkezleri ve restoranlar insan dolu.
- Yiyecek ve içecek yerlerinin hepsi, alışveriş merkezleri dahil, iftar saatine kadar kapalı kalmak zorunda.
- Oruç tutmayan biri ortalık yerde yemek yerse 1.500 TL para ya da hapis cezası alıyor.
- Mini etek giymek, açık giyinmek kesinlikle yasak.
- Yüksek ses ile müzik dinlemek büyük saygısızlık olarak algılanıyor.
- Altı saatten fazla işçi çalıştırmak yasak. Bu yasa Müslüman olmayanları da kapsıyor.
- Dubai'de gündüz saatleri trafik tamamen duruyor. İftar sonrası hareketlenen sokaklarda sahur sonuna kadar yoğun bir trafik görülüyor.
- Ramazan ayı boyunca piyasadaki hareketlilik büyük oranda azaldığı için piyasayı canlandırmak adına büyük indirimler yapılıyor. Bu ay içinde yıllık ev kiralarında bile düşüş gözleniyor.
- İftardan iki saat sonra otel barlarında alkollü içecek servisi yapılabiliyor ama bar sahiplerinin gelip size hangi dine mensup olduğunuzu sorma ve Müslüman olduğunuzu öğrendiğinde size servis yapmama hakkı var.
- Eğer iftar saatinden önce alkollü yakalanırsanız büyük bir ihtimal Ramazan ayı sonuna kadar hapiste kalıyorsuz.