"Önce HASTALIK, sonra SAĞLIK!"

Park Sima Sağlıklı Zayıflama Merkezi Genel Müdürü Gülşen Altın, "Sağlığımızın paha biçilmez olduğunu, kaybettiğimizde anlarız. Oysa hastalanmadan önce sağlığımızın kıymetini bilmeliyiz" diyor

Çoğumuz, doktora hastalandıktan sonra gideriz. Yeme içmemize dikkat etmemiz de geçireceğimiz rahatsızlıklardan sonradır genellikle. Zararını bildiğimiz halde sigara içeriz, alkol de alırız, kalp krizi geçirdikten sonra ya da kansere yakalandıktan sonra ise içmeyi keseriz. Uyarılara kulak asmaz, abur cubur tabir edilen fast foodları tercih ederiz. Ancak, hastalandıktan hemen sonra, doğanın bize sunduğu sağlıklı yiyeceklere yöneliriz. O da çoğumuz için iyileşene kadardır. İyileştikten sonra yine sağlıksız bir hayata geri döneriz. İnsanoğluyuz! Hastalanmadan sağlığımızın kıymetini bilmeyiz
Toplum olarak 'Önce hastalanıp' sonra da 'Sağlığımıza' dikkat ettiğimize dikkat çeken Park Sima Sağlıklı Zayıflama Merkezi Genel Müdürü Gülşen Altın, hastalandıktan sonra kendinize daha iyi bakmak, tedavi olmak yerine, sağlıklı yaşamaya özen göstermemiz gerektiğini söyledi. Sağlıklı yaşamak için önceliğin sağlıklı beslenmek olduğunu ifade eden Altın, "Sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal bütünlüktür sağlık. Ve insanoğlunun paha biçilemeyen varlığıdır" dedi, hareketsiz bir yaşamdan da uzak durulmasını tavsiye etti.
SİGARA ve ALKOLE VEDA
Dünyadaki ölümlere neden olması bakımından üst sıralarda yer alan, önlenebilir hastalık olarak da adlandırılan rahatsızlıklara en çok neden olan sigara ve alkolün zaman kaybedilmeden bırakılması gerektiğine vurgu yapan Altın, "Sigaranın kansere varan zararları ortada. Alkol ise pankreastan salgılanan sindirim enzimlerinin miktarını azaltarak, besin öğelerinin kullanılabilir hale gelmesini, hücre aktivitesini ve hücre oluşumunu azaltır. Besin öğesi yetersizliği, beyin fonksiyonlarında oldukça ciddi ve kalıcı etkiler oluşturur" dedi.
Hareketli bir yaşamı tercih etmenin ve egzersiz yapmanın başta tansiyon, diyabet, osteoporoz, depresyon, olası bağırsak kanseri ile felç ve sırt hasarlarını azalttığını dile getiren Altın, yapılan düzenli egzersizin kişinin kendisini mutlu ve iyi hissetmesine neden olduğunu belirtti.
DENGELİ BESLENMELİ
Sağlıklı bir yaşamın temel kaynağının, sağlıklı ve dengeli beslenmek olduğunu açıklayan Gülşen Altın, "Vücudumuzun gerek duyduğu temel ihtiyaçları ancak ve ancak sağlıklı ve dengeli besleyerek karşılayabiliriz. Bunun dışında başka bir yol yok. Diğer yollar sağlığımızı bozar. Çağımızın hızlı ve yoğun temposu, ruhsal, bedensel ve fiziksel olarak hepimizi etkisi altına aldığı bir gerçek. Gençler, fast food yemekleri tercih ederek, ileri yaştakiler özellikle de iş adamları, iş kadınları, üst düzey yöneticiler ise uzun süren alkollü yemek sohbetlerinde gereğinden fazla yiyerek kilo alıyor. Vücudun ihtiyacından fazla tüketilen her yiyecek kilo alımına, aşırı şişmanlamaya neden oluyor. Sağlığımızı bozuyor. Toplum olarak, özellikle de gençler, midelerin gereksiz doldurulmasını, sağlıklı kalmak için yeterli olduğunu sanarak dengesiz beslenmeyi bir moda olarak benimsedi. Klasik gibi gelebilir ama en büyük yapılan hatalardan biri, yemeği hızlı yemek. Hızlı yiyerek, doyma hormonunun salgılamasına ve beynimizi uyarmasına izin vermiyoruz. Yani doyduğumuzun farkına bile varmıyoruz" diye konuştu.
Dengeli ve sağlıklı beslenme demenin, açlığı bastırmak ve mideyi doldurmak olmadığını anlatan Altın, şunları söyledi :
"Vücudumuzun yaşamsal ve hayatsal işlevlerini sağlıklı olarak yerine getirebilmesi, bağışıklık sistemi olarak bildiğimiz hastalıklara karşı direnç sisteminin desteklenmesi, gelişme, mücadele gösterme gibi işlevlerini yerine getirebilmesi gerekiyor. Bunun için protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral, su ve eser element dediğimiz maddeleri temin için dengeli ve yeterli besinleri alması şarttır."
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN
Sağlık, genellikle kendiliğinden var olan bir nimet olarak algılansa da kaybedildiğinde değerinin anlaşıldığını belirten Altın, sağlıklı olma bilincinin küçük yaşlardan itibaren aşılanması gerekliliğine dikkat çekerek, birer emanet olarak taşıdığımız organlarımızı korumanın öneminin sağlığın yitirildiğinde daha iyi anlaşıldığını söyledi. Sağlıklı bir hayat için alınması gereken önlemlerin çoğunun günlük hayatta gereken küçük ve kolay uygulanabilir faaliyetlerden oluştuğunu kaydede, günlük hayatı düzenleyen bazı temel unsurların bilinçli olarak uygulanmasının sağlığın korunmasında ve diğer insanlarla paylaştığımız hayatı kolaylaştırmada önemine değinen Altın, sözlerini şöyle sürdürdü :
"Bazı durumlarda iş işten geçmiş oluyor. Sağlık, insanoğluna sunulmuş en büyük nimet. Sağlık, mutluluk ve huzurun önceliği. Sağlıklı bir insanın bedeni ve ruhu uyumludur. Düşünce gücü yerindedir. Kendinin farkındadır. Hareketleri olumlu ve dengelidir. Beslenmesine dikkat etmeyen, stres altında ezilen, iyimserliğini kaybetmiş, egzersiz yapmayan, yaşadığı anı zinde ve mutlu olarak sürdüremeyen, kendine dinlenme fırsatı vermeyen bir insan sağlığını uzun süre koruyamaz. "
Dünya nimetine ve sağlığına güvenme
Gülşen Altın, "Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizin 'Hasta olmadan sağlığın, ölüm gelmeden hayatın, ihtiyarlamadan gençliğin, meşguliyetten önce boş vaktin, yoksulluğa düşmeden servetin kıymetini biliniz' emri, sağlığımıza ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini göstermektedir" diyor.
Ne zaman, ne yapmalı?
Park Sima Sağlıklı Zayıflama Merkezi Genel Müdürü Gülşen Altın, sağlığımızı kaybettiğimizde paha biçilmez olduğunu anladığımızı ifade ederek, fazla kilo ve obezite sorunu için zaman kaybetmeden uzmana danışılmasının hayati önem taşıdığını söyledi. 5 kiloluk bir fazlalığın, vücudun tüm fonksiyonlarına çok büyük hasarlar verdiğini belirten Altın, şöyle konuştu: "20-30-40 kiloluk bir fazlalıkla yaşamak, adeta mucize. Fazla kilo vücuda kalıcı ve ciddi hasarlar verir. Hasta 5 ya da 10 kiloluk fazlalıkla sağlıklı beslenme programına başladığında vücudundaki hasar en aza indirgenebiliyor. Kısa sürede, ileride yaşanabilecek üzücü olayların önüne geçilebiliyor."
Öneriler:
Kahvaltıyı mutlaka yapın :
Her sabah uyandığımızda bir önceki akşam yediklerimizi sindirmiş ve yeni sindirime hazır bir mideyle uyanırız. Güne enerjik ve dinamik başlayabilmek için enerjiye ihtiyacımız vardır ve bu ihtiyacı kahvaltı ile karşılarız.
Öğlen yemeğini atlamayın :
Öğlen yemeklerini, zamanında ve normal tarzda yiyin. Öğlen yemeğinizi geciktirdiğinizde, daha yedikleriniz sindirilmeden akşam yemeği yiyecek ve sağlığınızı riske atacaksınız. Öğün atlamanız ise akşam gereğinden fazla yemenize sebep olacaktır. Bu tür beslenme ise sağlıklı kalmanızı kısa sürede engelleyecek ve sizleri hekim kapılarında hastane koridorlarında dolaştırmaya başlayacaktır.
Akşam yemeğinde aşırıya kaçmayın :
Özellikle akşam saat 19.00'dan sonra yemek yemekten kaçının. Akşam yemeklerinizde çorba, yoğurt, sebze ve beyaz et tercih etmeniz sağlığınıza iyi bir yatırım olacaktır. Eğer, akşam yediklerinizi biraz kaçırdıysanız yemek sonrası 20-30 dakika açık havada yürüyün ya da egzersiz yapın.
Kontrolsüz ve sınırsız yemeden uzak durun:
Abur cubur yiyecekler, kandaki şeker, yağ ve kolesterol oranını yükseltir. Hem kalp - damar sağlığınızı bozar hem de sizi hantallaştırır, obeziteye yakalanmanıza neden olur.
Yatarken sakın bir şey yemeyin:
Uyuduğumuz zaman tüm vücut fonksiyonlarımız yavaşlar ve dinlenmeye geçer. Dolu bir mide ile yatağa girmek, mide sağlığını bozar. Uyumamız zorlaşır, sabah yorgun kalkmamıza neden olur.
TV seyrederken atıştırmayın:
En tehlikeli atıştırma tarzıdır. Eğer atıştırılacaksa, ölçülü olmak şartıyla yer fıstığı badem ve fındık ya da bir miktar meyve tercih edilmelidir.
Yemek yerken:
Kitap, gazete, dergi okumayın. Bu sırada yeme miktarınızı ve hızınızı kontrol edemeyebilirsiniz.
Sebze ve meyvelere ağırlık verin:
Sadece et ile beslendiğimizde kalp, damar ve mide rahatsızlıklarına yakalanma riskimiz artar. Sadece sebze ile beslenmek de yeterince güçlenememenize ve gelişememenize sebep olur. Ağırlık sebze ve meyveler olmakla birlikte, beyaz ve kırmızı eti de uygun ölçülerde tüketmeliyiz.
Suyu bol için:
Su hayat demektir. Suyu yemeklerden önce içmelisiniz, yemekle ya da yemekten hemen sonra içilen su besinlerden faydalanmanızı engelleyecek, bağırsaklarınızda gaz oluşumuna neden olacaktır.
Posalı yiyecekler tüketin:
Kalp hastalığı ve yüksek tansiyona karşı koruma elde etmiş olursunuz. Günümüz insanın önemli sorunu olan kabızlığa karşı da korunmanız bu sayede kolaylaşır.
Meyve ve meyve suyu:
Meyve suyu yerine, meyvelerin kendisini aşırıya kaçmadan tüketin.
Tuz özellikle tansiyon ve damar sağlığımızı bozan bir mineral olarak bilindiğinden sınırlı miktarda alınmalıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.