Vatan sevgisi Gülcemal'le başladı

Yaşayan son Lozan mübadillerinden Şaban Yaylalı, "Gülcemal de Atatürk de benim için kurtuluş demek. Memleketim Türkiye. Gençler, Türkiye'ye sahip olsunlar, çünkü onun dışında bir vatanımız yok" diyor

Yaşayan son Lozan mübadillerinden Şaban Yaylalı, 2 yaşında Selanik'ten bindiği Gülcemal vapuru ile Anadolu'ya sevdalandı. Selanik'te doğup göç yollarında zorlu mücadelelerden geçen, Türkiye'de yaşama veda eden ailesinin yüz yıllık eşyalarını saklayan Yaylalı, mübadele yıllarını, Atatürk ile karşılaşmasını ve köy enstitüsü öğretmeni olarak gezdiği genç Türkiye Cumhuriyeti'nin zorlu yollarını anlattı.
Atalarının 5 yüz yıl Selanik civarında yaşadığını söyleyen Yaylalı, 1900'lü yılların başında Kayalar ilçesine bağlı Koçani bölgesinde çiftçilikle uğraşan ailesinin zor zamanlar yaşamaya başladığını şu sözlerle anlatıyor: "Orada yaşayanların artık hiç hakkı kalmamıştı, seçim yapamıyor, kimseyi tayin edemiyorlardı. Balkan Harbi'nden sonra Türk muhtarı da görevden alıp yerine Rum muhtarı koymuşlar. Türklerin topraklarının yarısını Rumlara vermeye başlamışlar. O zaman Türk evlerine de Rumları yerleştirmeye başlamışlar. Babam ve annemin hayatı orada da zor geçmiş... Sonra Lozan Antlaşması nedeniyle mübadele yılları başlıyor. Rumlar almışlar kararı... Babam, eşi, çocukları ve kardeşleri ile yola çıkmak zorunda kalıyor.
KARDEŞİMİ UNUTMUŞLAR!
O kadar üzüntü varmış ki; 15 günlük kız kardeşimi de Selanik'e giden yolda üzüntüden unutuyorlar, kısa süre sonra hatırlayıp dönüp alıyorlar. Selanik'te Gülcemal'e biniyoruz. Gülcemal o zaman satın alınmış. Bazı Türkler 'Biz Rum gemileriyle Anadolu'ya gitmeyiz' demişler, Selanik'te uzun süre beklemek zorunda kalmışlar. Gülcemal bizi dertli bir yere getirdi ama yine de ona teşekkür ediyorum tüm eziyetlere, sıkıntılara rağmen memleketime getirdi.
60 DÖNÜM ARSAYI BIRAKTI
Türklerin yaşadığı yıllarda Koçana adıyla bilinen sonradan Periya adını alan köyde evlerini, hayvanlarını, tarlalarını bıraktıklarını anlatan, yanlarındaki birkaç ev eşyası, "kayme" adıyla bilinen kağıt para ve altınla Gülcemal'le yola çıktıklarını söyleyen Şaban Yaylalı, Türkiye'ye ilk gelişlerini de şöyle özetliyor: "1924 yılının Ağustos ayında önce Gülcemal İstanbul'a, Samsun'a, Giresun'a mübadil bırakıyor. Bizimkiler dağlık bölgeleri pek beğenmiyorlar. Babam Sivas'ın Sevindik köyüne yerleşiyor. Bize verdikleri ev bir Ermeni evi. Aynı evde hem hayvanlar hem insanlar kalıyordu. Köyde tek çeşme vardı. Çamaşır da orada
yıkanıyordu, su da oradan alınıyordu. Onun dışında su kaynağı yoktu. Rumeli'ye göre şartlar çok farklıydı ve bizi tatmin etmedi. 6 yıl kaldıktan sonra köyü terk ettik. Bize verilen 60 dönüm arsayı da karşılık beklemeden bıraktık ve Tekirdağ'a gittik."
ATATÜRK İLE KARŞILAŞMASI
Gazi Mustafa Kemal ile de o yıllarda karşılaştığını ifade eden Şaban Yaylalı, şunları anlatıyor: "Atatürk'ü şöyle tanırım: 1920'li yılların sonuna doğru Erzurum'a giderken biz de Sivas'taki köyün yoluna çıktık. O yıllarda hep toprak evlerde oturuyorduk. Gazi'ye dilekçe verdik yeni ev için. O da bize yaptırdı. Bir süre o
evlerde oturduk."
Mezarlığımızı bile bırakmamışlar!
Ziraat Mektebi'nde okuduktan sonra 3 yıl askerlik yaptığını, sonra da öğretmen olarak Türkiye'deki tüm bölgelerdeki köy entstitülerine gittiğini, sık sık öğretmen olan eşinden ve 2 çocuğundan ayrılmak zorunda kaldığını anlatan Yaylalı, hayatını da şu cümlelerle özetliyor: "Annem ve babam sıkıntı çekti ama ben hayatımı kazandım, daha iyi şartlarda yaşadım. Bugün bile Rumeli'de yaşayanların rahatı olmadığını görüyorum. Belki biz Osmanlı döneminde yaşasaydık huzurlu olabilirdik ama Balkan Harbi ile huzur kaçmıştı. Orada yaşamak mümkün olmayacaktı. Doğduğum yeri merak edince ailece ziyaret ettik. Selanik'e gittik. Amcamın dükkanından alışveriş yapan bir Rum mübadili ile karşılaştım. Evimizin olduğu arsayı gördüm, oradaki eve Rumlar yerleşmiş, bizi görünce endişelendiler. Bağlık bahçelik olan yeri yıkmışlar, mezarlığımızı bile bırakmamışlar. 'Gülcemal de Atatürk de benim için kurtuluş demek. Ailem çok sıkıntı yaşadı. Kardeşlerimden bir ben kaldım. Ben de memleketim Türkiye diyorum. Gençler, Türkiye'ye sahip olsunlar, çünkü onun dışında bir vatanımız yok."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.