İRAN / SUNAY DOĞAN
İran tarihi ve kültürü içerisinde önemli bir yer alan Yezd'i görmek için yola çıktığımızda hiçbirimiz Zerdüştlük dini hakkında çok fazla bilgi sahibi değildik. Ancak Yezd şehri ürkütücü olduğu kadar merak uyandıran bir şehir. Şehir, Zerdüştlük dinin en yoğun hissedildiği yer. Sessizlik Kuleleri'ne patika bir yoldan yürüyerek tırmanıyorsunuz. Yol bildiğin dik, toprak bir yol. Turistik bir yer olmasına rağmen hiçbir değişiklik yapılmamış aslına bağlı kalmak adına mı, değer verilmediği için mi onu anlayamadık. Zerdüşt inanışına göre eğer ölüleri gömerlerse toprağı, yakarlarsa da havayı kirleteceklerine inanıyorlar. Bu nedenle ölülerini akbaba gibi etçil kuşların yemesi için bu Sessizlik Kuleleri'ne bırakıp gidiyorlarmış. Kuşların, ölüleri yemeye önce gözlerinden başladıklarını duyduğumuzda ürpermeden edemedik. Bunun gerekçesi muhtemelen Yezd şehri çölde olduğu için, insan gözü de en sulu organ olduğu için olabilir diye bir açıklama yapıldığında hepimiz birbirimizin gözlerine bakamadan edemedik. Kuşların ölünün ilk önce hangi gözünü yemeye başladığını takip için bir rahip kuytu bir yerde gizlenip, izler ve sonucu ailelerine bildirirmiş. Eğer kuşlar ölünün önce sağ gözünü yerse merhumun huzurlu bir yere, sol gözünü yerse azap dolu bir yere gideceğine inanırlarmış. Sessizlik kulelerin hemen alt tarafında küçük küçük topraktan kulübeler bulunmakta, bu kulübeler ölenin yakınlarının beklemesi için yapılmış. Akbabalar ölünün tüm etlerini tamamen yedikten sonra yakınları gelip kemikleri toplar ve bu kemikler taştan yapılmış küçük bir sandukanın içine konulurmuş.
SÖNMEYEN ATEŞ
Tüm Zerdüştlerin tapınağı Ateşgede de Yezd'de. Ateşgede tapınağındaki ateşin 470 yılından beri hiç sönmediğini söylediklerinde çok şaşırdık. Bu ateşin sürekli yanması için rahipler her gün, günün belli saatlerinde bu ateşi besliyorlarmış ayrıca tapınak içinde Zerdüştlerin kutsal kitabı Avesta'dan pasajlar duvarlara asılmış bir şekilde sergileniyordu.
KAPI TOKMAĞI İŞARET
İran'da evlerin dış kapıların üzerinde iki farklı tokmak var sebebi ise birisi ince ses diğeri daha kalın ses çıkarıyor olması. Amaç ise kapıya gelen kişi erkekse kalın ses çıkarını kadın ise ince ses çıkaranı vuruyor, evdeki kadınlar da ona göre örtünüyorlarmış.
KURUTULMUŞ MEYVELER!
İran'da kurutulmuş meyve tüketimi çok fazla. Her köşe başında sulandırılarak yeniden can verilmiş kuru meyve satan dükkanlar görmeniz mümkün. Bildiğimizi kuru erik, kuru kayısı, kuru dut aklınıza kuru ne geliyorsa İran'da hepsi kuruluğunu unutup canlanıveriyor birden. Ayrılıkların ardından kavuşulan şeye nasıl önem verilirse kuru meyve de öyle sarılmış, lezzetini salmıştı bu sonradan kavuştuğu suya. Ağzınıza aldığınızda biliyorsunuz ki bu su o meyvenin suyu değil evet beynin biliyor ama damağın anlamıyor lezzetten sarhoş olurken beynini yok sayıp bu meyvenin tadına odaklanıyorsun sadece. Hazırlanmasında özel bir yöntem var mı bilmiyorum ama tarifi çok güç lezzetlerdi.
EVDE HAYAT ÇOK EĞLENCELİ
İran'da uydu bağlantısı yasak ama bütün evlerde uydu kanalları izleniyor. Her evde uydu bağlantısı var ama çanak anten evin rengine boyanmış dışardan anlaşılmasın diye ve çatıya değil balkonun en görülmeyen yerine gizlenmiş. İran'a bir İranlı ile gittiğim için ev hayatlarını görme imkanım oldu. Dışarıdaki ürkütücü görüntüye rağmen evlerde hayat bambaşka, çok eğlenceli, modern ve bir o kadar lüks. Evlerde alkol alabiliyorsunuz, istediğiniz kıyafetle dolaşabiliyorsunuz ve kadın erkek bir arada oturuyorsunuz. Ev içine girdiğinizde İran dışarıda kalıyor gayet modern ve eğlenceli bir yaşam başlıyor.
YARIN: Humeyni'nin doğduğu şehir QUM
