Aşkın anarşist yazarı aşık olursa

Dünyanın en güzel kavramı değil midir aşk? Bu soruya bir çoklarınız evet diyecektir, peki düşündünüz mü gerçekten? Ya değilse. Aşk biter mi? Yazar Namık Kuyumcu bu soruyu çok keskin bir şekilde “Aşk bir gün biter” diye yanıtlıyor

Röportaj: NİHAN YARKENT
​Fotoğraf: Kahraman DURAK
O bir aşk yazarı. Yeni romanı "Her Veda Elveda Değildir" Destek Yayınları'ndan çıktı. Üstelik bugüne kadar görülmemiş bir şekilde ilk basım tam 50 bin adet olarak gerçekleşti. Bu Türkiye'nin aşka olan ilgisinin bir ifadesi belki de. Şair kimliğiyle tanınan Kuyumcu, cesur kadınların, erkekleri ve ezberleri bozan aşk yolculuklarının hikayesini kaleme almış.
Bir şairi nedir romana sevk eden?
Ayrıntıları dibine dek ama sanattan kopmadan verebilmek arzusu yöneltti biraz. Onca şiir ve deneme kitaplarımdan sonra; portföyüme bir de roman girsin hevesiyle yazmadım. Şiir, edebiyatın hırçın ve anarşist çocuğudur bana göre... Roman da abarttığımız yaşamların, elimize kitabı alıp okumaya başladığımızda, ne kadar da içine girebileceğimizi ve kahramanlardan birisi olabileceğimizi gösteren uzun ve soluklu bir heyecan. İpekten bohçaların içindekileri görmemiz için, bizi bekleyen amber kokulu büyülü sandıkların çağrısı belki... Bir tek şey için yazmadım ama hiçbir şey için yazdım diyebilirim!
YENİDEN YAZMA SANATI
Romanın dili gerçekten iyi. Sanki Charles Bukowski, Erich Maria Remarque ve Gabriel Garcia Marquez bir masada oturmuş da Leo Buscaglia'yı çekiştiriyormuş gibi. Dil konusundaki hassasiyetinizi anlatır mısınız?
Dil ile uğraşanların hayata ve özellikle edebiyata, ömürleri boyunca borçları vardır.
Dil, bunca kir, karanlık ve kötülük içinde kendisini yeniden ve karşıdan yaratmak için; yıkmak ve yakmak zorunda. Edebiyat, bir bakıma yeniden yazma sanatıdır. Her biri kendi alanında başarılı yazarlar olan; Bukowski, Ramarque ve Marquez oturmuş; Buscalia'yı çekiştirdiği duygusu yaratabilmişse; bu çok sesli ve katmanlı güzel bir buluşma olmuş.
Çok katmanlı ve çok kahramanlı bir roman kurgusu olduğunun farkındayım. Kimi eleştirmen arkdaşlar; "bir romanda üç dört ayrı roman olabilecek konuları bileştirmişsin" dediler.
Bu iyi bir şey yapmışım anlamını taşıyor mu bilmiyorum.
Dile özen göstermeyi, şiire borcum olarak değerlendirebilirim.
Roman korkusuz kadınların hikayesi bir anlamda. Kafa tutan kadınların aşkla mutlu olması mümkün mü? Yoksa kafa tutmak aşktan vazgeçmeyi mi gerektirir?
Aşk ilişkilerinde kadınlar, erkeklere göre daha cesur ve kararlılar. Erkekler, maymun iştahlı ve avının peşindeki yaralı avcı gibi davranabiliyor çoğunlukla. Ele geçirmelerinden sonra, mundar etme haklarını sonuna dek kullanmaktan çekinmiyorlar da.
Ama sözünü ettiğim kadınlar; yunuslarla, müren arasında gezen kimlikleriyle; çok keskin roller üstlenebilecek kadar da radikal ve acımasız olabiliyorlar isterlerse. Aşk, zaten normal bir şey değil. Gönüllü çilekeşlik bir anlamda.
Sakin ve sıradan huzurun; güneşli rutin akışın değişmesine isteyerek dalma arzusu. Aşk ele geçirilemez ve zapt edilemez. Gücünü, travmasını, çekiciliğini ve yıkıcılığını buradan alır.
Gelelim esas soruya. Yanıtı da biliyorum. Diyeceksin ki "aşk, aşağılıktır"... Peki yüzleşmek için şart mıdır?
Aşk, aşağılık olmayı da içerir. Pek çok yüzünden birisidir sadece. Sahibini çok incitici uçurumlara da düşürebilir. Yüksek dağlara çıkartabildiği gibi. Kiminde ince bir bıçak üstünde yürümektir. Kanayan yerlerimizin farkına varamadığımız. Kiminde; hem ok, hem yay, hem de hedef olduğumuz ilişkiler yanılsamasıdır bir tarafıyla. Tutku ve tutarsız bir yüzüdür.
Diğer yüzü istemek ve hep elveda! Birlikte de olunamazlıktır, ayrı kalamamak da. Özgürleşmek arzusunu da içerir, gönüllü bir kölelik arayışını da. Tuhaflıklar ve çelişkiler yumağıdır biraz. Yüzleşmek; aslında bir ilişkiyi temize çekmek için müthiş bir devrimci olanak. Kalırsın ya da gidersin! Sarılırsın ya da küsersin. Ama bir hesaplaşmaysa o an; bedelleri ödenecektir.
Sanki sevgi aşkın insani hali gibi. Ama tek başına sevgi, yüzleşmek için yeterli mi?
Aşk bitimlidir demiştim. Bitecek olmasından alıyor gücünü. Bitmeyecek sevgidir. Sevgi, daha ılıman ve yüzülebilir bir deniz gibidir. Çok üşümezsiniz, donma tehlikeniz yoktur. Yanmazsınız da. Teninizi ve içinizdeki seninizi uzun süre batmadan ve çıkmadan, yüzdürebilirsiniz.
Sevginin devamı için yüzleşmekten ziyade; tarif edilmiş rolleri ve sorumlulukları takip etmek yeterlidir.
CESUR OLMALIYIZ
Aşk yazarı gibi algılanıyorsunuz ama aslında aşk konusunda ezber bozuyorsunuz. Yoksa aşkın bize ezberletilmeye çalışıldığını mı düşünüyorsunuz?
Kimi konferanslarımda, söyleşilerimde beni ilk dinleyenler şaşırıyorlar. Bazıları bozuluyor, hatta kızabiliyorlar içlerinden. Alışılageldik çiçek böcek sözleri etmeyişim onları rahatsız ediyor. Ağlak sızlak cümleler kurmayışım; tuhaf geliyor kimilerine. Sıradan ve eskimiş yalanları bozma tavrım, bazılarını şahlandırıyor ama hayal kırıklığı yaşayanlar da oluyor. İyi sözler ve abartılı, içi boş, hormonlu tanımlar bekleyenler dumura uğruyor. Aşk anarşist ise, bunu ehlileştirmeye ve başını bağlayarak beslemeye kimsenin gücü yetmez. Cesur ve samimi olmalıyız. Yeni duruşlar peşinde olmalıyız.
İyi okur iyi kitabı bulur
Hayal et, romanını yazıyorsun, yarısına geldin ve aşık oldun. Sana dedi ki "bu romanı yazma". Bin türlü hal var, olmaz olmaz deme.
Diyelim ki oldu. Ne yaparsınız?

Şairler, şiir gibi bir yaşam kurulabildiği zaman, şiir yazmaktan vazgeçebilirler.
Çünkü artık yaşamın kendisi şiir, yaşayan herkes de şair olmuştur! Aşık olduğum kişi beni o kadar etkilemişse; vazgeçerim. Romanı bitirmek gibi bir borcum ve vaadim yok ki kimseye! Ömrüm olursa, sonra tamamlarım.
Belki daha zengin örneklerle ve daha derin kavrayış bilgisiyle yazmak olanağı bulmuşumdur. Yazmayı, insanüstü ve tanrılaştırdığımız bir yerde görmek bana samimi gelmez. Kutsamak, fetiş hale getirmek, o şeyin içini boşaltmaktır zaten. Kendindekine yabancı olmak gibi bir şeyden söz ediyorum. O kadar uzakta ve kopuk yaşamıyoruz.
Bir aşk; roman da yazdırabilir, bir romanı ve kahramanlarını yok edebilecek kadar, gerçek ve o anda, anarşist ayaklanma da başlatabilir.
Süpermarketlerde parayı daha çok verenin üst rafta yer alması gibi, yazın dünyasında da çok satan diye yutturulan bir dümen olduğunu düşünüyor musunuz?
Çok satanlar meselesi hepimizin önünde incitici bir harita. Elbette, bu konularda da birçok yönlendirme, belirleme, pazarlık ve oyunların dönmesi kaçınılmaz.
Ama nereye kadar bu oyunun içinde olabilirler ki? Edebiyat, dil, estetik, kurgu, anlam ve bağlam ilişkilerinde, çıtayı aşan kitaplar için, o kulvarların hiçbir önemi yoktur ve olamaz. İyi okur, iyi kitap; sahiplerine ulaşmanın sahici yolunu mutlaka bulacaktır. Aşk ve sanat bu dünyaya itirazsa eğer; tezgahlarda ve pazarlamada belirlenen yerlere tenezzül etmeyecek kadar devrimci ve anarşisttir!
Mutlaka yolunu bulacaktır.
Kadınlar daha açık ve nettir
Aşk sözkonusu olduğunda kadınlar mı daha cesur yoksa erkekler mi? Neden?
Bir aşk ilişkisinin başında, erkekler daha atak ve isteyen rolündedir. Kadın kendini saklayabildiği kadar kıymetli, kaçak olduğu kadar çekici olduğunu düşünmektedir. Çoğunluk için, bu kodlar doğrudur da. Ama kadınların cesareti, daha sonraki süreçlerde, erkeklerden öne çıkacaktır. Daha açık ve daha nettirler. Erkekler, şişkin egolarıyla, sanki dünyadaki tüm güzel, önemli, çekici, farklı kadınlarla olabilecekleri yanılgısını yaşıyorlar. Hep bir başka yerde, daha farklı birisinin beklediği yanılsaması yaşarlar. Bu arayış ve yolculukları, çoğunlukla bitmez. Kaleyi ele geçirmek ve zafer bayrağını dikmek önemlidir! Başka kaleleri ele geçirmek için yollara düşmeleri gerektir adeta. Herkes onları bekliyordur sanki! Bu yalan ve yanılsama, iki cins için de kötü bir durumdur.
Ama kader değildir. İstenirse aşılabilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.