Karşıyaka’dan doğan güneş Çolpan İlhan

Amerikalı sanatçı Audrey Hepburn’e benzerliğiyle tanınan Çolpan İlhan, tiyatro ve sinemadaki başarısıyla tatlı izler bıraktı

Çolpan İlhan, 8 Ağustos 1936'da İzmir'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir'de geçirdikten sonra İstanbul Kandilli Kız Lisesi'nden mezun oldu. Ardından da İstanbul Belediye Konservatuarı tiyatro bölümünü bitirdi. Akademi öğrenimi sırasında akademideki arkadaşları ile birlikte "Akademi Tiyatrosu" adıyla oyunlar hazırladı.

TEKLİF RÜZGARI

Çolpan İlhan, 'Antigone" oyunundaki başrolü ile dikkat çekince, film teklifleri almaya başladı. 1957'de ilk sinema filmi "Kamelyalı Kadın"da başrol oynadı. Aynı yıl Küçük Sahne Tiyatrosu'nda Münir Özkul ve Uğur Başaran ile "Sevgili Gölge" adlı oyunla ilk profesyonel rolde 3 yıl geçirdi. Daha sonra Kent Oyuncuları Tiyatrosu'na geçti. 200'e yakın sinema filminde rol alan İlhan'a 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı verildi. 1997 yılında her yıl Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri dağıtmakta olan "Sadri Alışık Kültür Merkezi"ni kurdu. Merkez bugün tiyatro oyunları sergilemenin yanı sıra eğitim merkezi olarak da hizmet veriyor. Çolpan İlhan hayatının aşkı Sadri Alışık'la mutlu bir hayat yaşadı. Kerem Alışık adında oyuncu olan bir oğlu, Sadri Alışık adlı bir torunu var. Çolpan İlhan, 25 Temmuz 2014'te İstanbul'da geçirdiği bir kalp krizi sonucu 78 yaşında hayata veda etti.

ŞAKAYLA KARIŞIK SADRİ ALIŞIK OLDU

Çolpan İlhan 1959 yılında çevirdiği Yalnızlar Rıhtımı adlı filmde otuz sekiz yıllık hayat arkadaşı Sadri Alışık ile tanıştı. Alışık'la bu filmin uzun süren rıhtım sahnelerinde yakınlaştı. Çolpan İlhan, Sadri Alışık'dan önce üç kere evlilik aşamasına geldi, olmadı. Yönetmen Metin Erksan, Fikret Hakan ve Münir Özkul'u reddederek, evlilik kararını Sadri Alışık'tan yana kullandı, 20 Ağustos 1959'da Alışık ile evlendi. Sadri Alışık 1995'te vefat edene kadar 26 yıl evli kaldılar, mutlu bir hayat yaşadılar. Şimdi Çolpan İlhan ismi Karşıyaka'da yaşıyor. Karşıyaka Belediye Başkanı Akpınar, Ahmet Piriştina Kültür Merkezi içindeki salona usta oyuncunun ismini verdi.

HALİKARNAS BALIKÇISI'NI NASIL UNUTABİLİRİZ?

Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan Halikarnas Balıkçısı 1890'da İstanbul'da doğdu, 1973'te İzmir'de yaşamını yitirdi. Yazılarında, çok sevdiği Bodrum'un antik çağlardaki ismi olan Halikarnasos'tan esinlenip Halikarnas Balıkçısı adını kullandı. Osmanlı Padişahı Abdülhamid'in devlet adamı tarihçisi Şakir Paşa'nın oğluydu. İlköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebi, ortaöğrenimini Robert Kolej'de tamamladı. İngiltere'de Oxford Üniversitesi'nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu, üniversiteyi orada bitirdi. İstanbul'a dönünce Diken, Resimli Gazete, Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazdı, kapak resimleri ve süslemeler yaptı, karikatürler çizdi. Çizgi romanlar yaptı.

BODRUM SÜRGÜNÜ

Cevat Şakir Kabaağaç, Cumhuriyet'in ilanından sonra asker kaçaklarıyla ilgili yazısı yüzünden 3 yıl kalebentliğe mahkum edildi ve Bodrum'a sürüldü. 1.5 yıl Bodrum'da kaldı. Cezasının son yarısını İstanbul'da geçirdi ama Bodrum'a yürekten bağlanmıştı, bu güzel turizm cennetine döndü.
1947'den itibaren çocuklarının eğitimi için de İzmir'e yerleşti.

İZMİR'E HAYRANDI

Cevat Şakir için uzun yıllarını geçirdiği İzmir'in de büyük önemi vardı. Özellikle Kemeraltı'nın ve o'nun gibi gazeteci-yazarlarının uğrak mekanı Bodrum Meyhanesi'nin müdavimiydi. Kemeraltı'nda alışverişini yapar, dolu filesini İzmir Vali Konağı'nın önündeki ulu ağaca asar ve Bodrum Meyhanesi'ne giderdi. Dostlarıyla bir süre sohbet ederek eğlenceli saatler geçirdikten sonra döner, filesini astığı ağaçtan alır, evine giderdi.
O devirlerde hırsızlık yoktu, kimse Balıkçı'nın filesini alıp gitmezdi.

GÖKOVALI, MANEVİ OĞLU

İzmirli gazeteci Prof. Dr. Şadan Gökovalı, Halikarnas Balıkçısı'nın manevi oğluydu, onu çok severdi. Gökovalı, üstadın sözleriyle vasiyetini şöyle anlattı: "Bodrum'a gömülmek istiyorum. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu dikin mezarımın başına. Şatafatı da sevmem... Balıkçı'ya bir 'merhaba' yaraşır."

GÜRKAN ERTAÇ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.