Obeziteden korunmak mümkün mü?

Her yıl 4 Mart Dünya Obezite Günü'nde bireylerin sağlıklı vücut ağırlığına ulaşmasını ve bu vücut ağırlığını sürdürmeleri, uygun tedaviyi almaları ve dünyada çok yaygın bir sağlık problemi haline gelen obezite krizini tersine çevirmek için çözümler bulunmasını teşvik etmektedir. Biz de, geride bıraktığımız obezite günü sonrası bir farkındalık yaratmak istedik.

NÜFUSUN 3'TE 1'İ KİLOLU
Obezite, aşırı ve anormal yağ birikimi ile karakterize olan ve sağlığı olumsuz etkileyen metabolik bir bozukluktur. Gün geçtikçe ne yazık ki görülme sıklığı iyice artmaktadır. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması'na göre obezite oranı %30.3 olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise her yıl en az 3.4 milyon insan fazla kilo ve obezite yüzünden hayatını kaybetmektedir. Ne yazık ki obezite genetik ve çevresel etkileşimleri olan kronik bir hastalıktır ve diyabet, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi rahatsızlıkların oluşumu için ciddi risk taşır. Günlük hayatımızda sahip olduğumuz beslenme alışkanlıkları fark etmeden kalori alımımızı etkileyebilir. Örneğin öğün atlamak, öğün aralarında sürekli bir şeyler atıştırmak, hızlı yemek yemek, az çiğnemek, çatalı kaşığı elinden hiç bırakmadan yemek, sıkıntılı, stresli ve öfkeli durumlarda aşırı yemek gibi hatalı beslenme davranışları da obezitenin nedenleri arasında sayılmaktadır. Yapılan araştırmalara bakıldığında doyma sinyalinin beyne ulaşmasının zaman aldığı bu nedenle az çiğneyen ve yemeğini hızlı bitiren bireylerde daha fazla besin tüketimi olduğu görülür.

BÜYÜK DEĞİŞİMLER
Markete gitmeden önce alışveriş listesi hazırlıyor musunuz? Liste hazırlamanız ve ihtiyacınız olanı satın almanız gereğinden fazla ve sağlıksız yiyecek alımınızı önler. Ayrıca markete tok karnına gitmek ve mümkünse kredi kartı kullanmadan yanınıza listedekilere yetecek kadar para almak da bir yöntemdir. Yemek esnasında başka aktivitelerle ilgilenmek yerine yemeğinize odaklanın. Yemeklerde küçük ve salatalarda büyük porsiyonları tercih edin ve servis esnasında küçük kepçeler kullanın. Bu minik değişiklikler ile aslında büyük değişimler yaratabilirsiniz.

KALİTELİ UYKU ŞART
Mesela en son ne zaman alarm kurmadan ya da uykunuzu yeterince almış olarak uyandınız? Yetersiz ve kalitesiz uykuya neden olan alışkanlıklar kilo üzerinde oldukça etkilidir. Uyku süresinin yetersiz olması açlık hormonu olan ghrelin hormonu düzeylerini arttırırken, tokluk hissetmemizi sağlayan leptin hormonu seviyelerini azaltır. Böylece enerji alımında artış görülür. Örneğin uykusuz kaldığınız gecelerde aklınızın sürekli şekerli ve karbonhidrat içeriği yüksek besinlere gittiğini fark ettiniz mi? Bu yüzden günde en az 7-8 saat uyuyun, karanlık ve sessiz bir ortam yaratın, uyku öncesi mavi ışıktan uzak durun.

STRESTEN UZAK DURUN
GÜNLÜK hayatın ve iş yaşamın verdiği stres ile birlikte çoğu zaman biyolojik açlığınızın ötesinde atıştırmalıklara yöneldiğinizi düşünüyor musunuz? O anda yediğiniz bir çikolatanın stres ve endişe gibi birçok farklı duyguyu yönetmenizi kolaylaştırdığını tahmin edebiliyorum. Böyle bir durumda bilinçsizce yemeye size iten duygunun ne olduğunu hiç düşündünüz mü? Uzun dönemli stres durumlarında stres hormonu olarak bilinen kortizol salgısına bağlı olarak yağ ve enerji içeriği yüksek yiyecekleri yeme isteği artar. Ayrıca artan stresle beraber bel çevrenizde yağlanmalar artış gösterir ve obezite riskini arttırır

HAREKETİ HAYATINIZDAN EKSİK ETMEYİN
FARKINDA olmadan bilgisayar başında ya da işyerinde masanızda oturarak geçen zamanlar günden güne artıyor. Gün sonunda bir de bakıyoruz ki günlük adım sayımız oldukça düşük. Dünya Sağlık Örgütü haftada en az 150 dakika fiziksek aktiviteyi öneriyor. Haftada en az 5 gün yapacağınız 30 dakikalık yürüyüşler sağlığınız için aradığımız altın anahtar. Havalar da yavaş yavaş ısınmaya başlıyorken sahilde yapacağınız bisiklet gezintileri, tempolu yürüyüşler hem ruhsal hem de fiziksel olarak iyi gelecektir. Unutmayın! Sağlıklı bir beden, sağlıklı bir gelecek..