• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ALİ KOCATEPE

Ertaş'ın ardından

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.09.2012, 00:00
Aslında Nil Karaibrahimgil'in onu tanımamış olmasında kendi kusuru yoktu. Bir kere Neşet Ertaş'ı Devlet bile tanımıyordu. O, gelişmiş ülkelerden birinde yaşasaydı ürettiği türkülerden aldığı teliflerle paşa paşa karnını doyuruyor, ailesini refah içinde yaşatıyor olacaktı. 38 yaşında ülkesini terkedip gurbet ellerde 24 yıl sıla hasreti çekmeyecekti. Bu devlet 1951'de çıkan Telif Yasası'nı bir türlü hayata geçirememiş. Bu güne kadar ki tüm hükümetler bu konuda aciz kalmıştı. Şu anda telif haklarında geldiğimiz nokta hala pastanın küçük bir dilimi...
***
Küçücük lokallerde, düğün salonlarında elinde sazı, sevenleriyle buluşup Alamanyalarda ekmek parası kazanmıştı. Ama türküleri insanların yüreklerini öylesine dağlamıştı ki, ülkesinden o kadar yıl ayrı kaldıktan sonra dönüşünde İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosunda düzenlenen konserinde yer kalmadı. İnsanlar onu ayakta alkışladı. Bu türkülerin, sanatın gücüydü. Müzikseverler onu bağrına bastı.
***
Bugün yazımı yazmadan önce Hürriyet'tin iç sayfalarından birinde bir başlık dikkatimi çekti: "Neşet Ertaş sayesinde telif yasası değişiyor". Yazıyı okuyorsunuz başlıkla alakası yok. Başlık yanlışın dik alası. Yazı ile başlığın alakasızlığı üzerine gazete küpürleri toplasaydım şimdi best seller bir kitabım olurdu. İşte yine onlardan biri. Benim de aralarında olduğum Meslek Birlikleri'nin katkılarıyla uzun zamandır hazırlanan ve değişiklikleri tamamlanıp Avrupa Birliği'nden onayı alınan yeni telif yasası yeni yasama yılında Meclis'e sunulacak. Neymiş efendim, gazete Neşet Ertaş'ın hayatı boyunca hakettiği telifleri alamadığına dair haber yapınca Kültür ve Turizm Bakanlığı harekete geçmiş ve telif haklarında yapılan değişiklik 1.5 ay içerisinde Başbakanlığa sunulacakmış. Kimin sayesinde? Neşet Ertaş'ın... Tövbe tövbe...
***
Sivas Şarkışla'lı Aşık Veysel, Afşin'li Aşık Mahsuni ve Kırşehir Çiçekdağı'lı Neşet Ertaş bana göre türkü aleminin ve aşıkların üç silahşörleriydi. Veysel 1973'te, Mahzuni 2002'de, Ertaş da 2012 de ayrıldı aramızdan.
Türkiye'ye döndüğünden beri İzmir'de yaşayan Neşet Ertaş'ın ardından çok güzel yazılar yazıldı, sözler söylendi. Cenazesinde başbakan da vardı, ana muhalefet lideri de. Ne var ki, ne güzel sözler ne de vaadler karın doyurmuyor. Bir an önce yasanın geçmesi, yönetmeliklerin değiştirilmesi, telif mağdurlarının haklarını alması gerek.
Devlet sahip çıkmadığı için, haklarını alamadıkları için, korunmaya ihtiyacı olan o kadar sanatçı var ki ülkede. Ama bizdeki zihniyet, iki şarkı söyleyip, üç kıvıranı sanatçı yerine koyduğu, neyin ne olduğunun farkına varamadığı için daha çok gerçek sanatçının ardından göz yaşı döküp, ağıtlar yakacağız. Çok daha önemli (!) memleket meselelerinde ahkam kesip, nutuklar atacağız. Bari yaşayan değerlerimizin kıymetini bilelim, onlara sahip çıkalım. Vicdanımızın gözlerini biraz da onlara çevirelim...
***
"Tatlı Dillim Güler Yüzlüm", "Kendim Ettim Kendim Buldum" ve yazıp, bestelediği daha nice türküler hiç ölmeyecek. Bu yazı bitince; Unesco tarafından "Yaşayan insan hazinesi" kabul edilen, geçen yıl İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülen, TBMM tarafından üstün hizmet ödülü verilen Neşet Ertaş'ın "Yalan Dünyası"nı dinlemek istiyorum. Onu rahmetle anarak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA