Kadın ve erkek bir şekilde tanışır. Kadının istediği mutlu olmaktır, erkeğin de isteği mutlu olmaktır.
Beklentileri mutlu olmak olsa da acaba ikisinin de "mutlu olmak"tan anladıkları ne? Kadın uzun vadeli bir ilişki belki de evlilik peşinde koşarken erkek kısa süreli "an"ın peşinde olabilir mi? Olabilir. Ve hatta tam tersi de olabilir mi? Yani erkek uzun vadeli bir ilişki isterken kadın kısa süreli "haz"ların ön planda olduğu bir ilişki isteyebilir mi? İsteyebilir. Biri üzülecek belli. Hep biri üzülmez mi? Üzülür. Kadın ve erkeğin ilişkisinde en önemli ilk kriter beklentidir. Yani birbirlerinden bekledikleri ne ise bunların ortak amaçlar olması önemlidir. Sadece mutlu olmak için bir ilişkiye girilmez. İki tarafın da başlangıçta aynı amaçlarla yola çıkması önemlidir.
KAÇMA KOVALAMA OYUNU
Etrafta sadece haz peşinde koşan erkekler ve kadınlar var. Yani cinsel dürtüleriyle hareket eden ve duygusal bir ilişkiye girmekten kaçınan erkekler ve kadınlar. Ben bu kadınlara ve erkeklere arızalı kadınlar ve erkekler diyorum.
Toplumumuzda çoğunlukla bu tanıma erkeğin uyguğu söylenir ve erkek genelde etiketlenir oysa arızalı kadınlar da epeyce fazladır.
Eğer erkek de tıpkı kadın gibi arızalı ise o zaman yandılar. Erkek kadının bu davranışının karşılığında "öfke çıkarma" yöntemini seçer adeta kadından intikam almak için gider biriyle beraber olur ya da kadını önemsemeyecek hareketlerde bulunur. Bu bir oyundur aslında. Kaçan da kovalayan da uzaklaşan yaklaşan da eğer haz ilkesine göre yaşıyorlarsa bu oyundan oldukça keyif alırlar. Oyun zaten hazzı pekiştirir. Dertleri birbirleri olmaktan çıkar oyundan aldıkları keyiftir.
Kavga ederler, barşırlar, başkalarıyla olurlar yine barışırlar ya da biri gider başkasıyla flört eder yine barışırlar, biri hiçbir şey yapmaz "yapar gibi" davranır yine barışırlar. Aslında arızalı çiftler sevgiden değil çıkardıkları arızalardan beslenirler.
BABASI TERK ETMİŞTİ
Arızalı kadın ve erkekler bir türlü kendilerine uygun partner bulamadıklarından yakınırlar. Her zaman karşılarındaki insanlar suçludur. Bir danışanım zamanın birinde "Her zaman giden erkekleri buluyorum demişti." Peki ama nasıl oluyordu da kadın "hep giden erkekleri" buluyordu?
Deştikçe altından kadının babasıyla olan ilişkisi çıktı. Babasını anlatırken bir anda öfkeyle dedi ki, "Babam gecenin bir yarısı valizini alıp çıktı evden ve ben 5 yaşındaydım, evimiz yokuştaydı tek hatırladığım babamın arkasından koştuğum ve gitmemesi için yalvardığımdı. Ama babam gitti, sonra geldi, sonra yine gitti."
GİDENLERİ SEÇİYORDU
Kadın işte bu nedenle giden erkekleri kendi seçiyordu. Bu erkeklerin genel özellikleri güven vermeyen, her an gidebilecek olan, arızalı erkeklerdi. Gidiyorlardı da gitme aşamasına geldiklerinde ise kadın onlar gitmeden önce kavga çıkarıyor kendi gidiyordu. Böylece yara almadığını ya da almayacağını düşünüyordu. Kadın tıpkı babasının onları her bırakışında hissettiği acıyı yaşamamak için babası gibi "güvenilmez" erkekleri tercih ediyor ve babasının onu ve annesini terkediş sahnesini yeniden yeniden yaşıyordu. Aynı acıyı yaşamamak içinse erkekleri kendi bırakıyordu. Şunu unutmamak gerekir ki arızalı erkek ve kadınların çoğunluğunun çocukluk öykülerinde mutlaka ama mutlaka sıkıntılar var peki hangimizin yok ki?