Yine iş, yine dostlar, yine enerji... Ajda'mla Kıbrıs'tan döndük. 2,5 saat havalimanında çok çılgın vakit geçirdikten sonra İzmir uçağına zor yetiştim ve nihayet evime geçtim. Geç saatte vardığım için ancak sabah kahvaltıya gidebildim Reyhan'a. Ne özlemişim... Bel fıtığı ameliyatının izlerini üstünden atmaya başlayan oğlum yerindeki Levent'im ve canim Aysel'imle (Uysaler) ile nefis bir Reyhan kahvaltısı. Ohhh be... Alsancak'ta sıcağa rağmen tur atmak, DVD'cime, eczaneme, köşedeki nostaljik gazetecime uğramak ne güzelmiş... Öğlen gazetemizin basın duayeniyle Radika'da İzmir mutfağından bir mönü yemek cidden ruhuma ruh kattı. Çok seviyorum İzmir'i. Öğleden sonra mimar komşum İlknur'la (Namlısaraç) kahvemizi içerken TSM adına son günlerde en büyük atılımları yapan Sinan Kuzucu geldi. Önümüzdeki Perşembe gecesi Fuar Açıkhava'da sunacağı dev şölen hakkında konuştuk. Ona tekrar başarılar diliyor ve tebriklerimi gönderiyorum. Aksamüstü canınım canı kardeşim arabamızı yolladı. Biz de Levent'imle ver elini Çeşme dedik. Günlerdir hasretini çektiğim Ahu'ma... Torunu ile Çeşme'deki 7800'deki evinde bizi bekleyen Ahu'ma... Port Alaçatı'da Port Restoran'a... Ali Yuvanç'ın sahibi olduğu ve işlettiği mekan gidilmeye değer. Erişteli güveçte deniz mahsulleri, harika bir levrek (Ahu'm pulları ile pişirtti, tavsiye ederim), yufkada dondurmalı irmik, kalamar dolma mönüden bazıları. Süper bir servis. Reha İncili ve Erdal Altun'un şefliğindeki restoran harika. DENİZ HARİKA
7800'de deniz harika. Sabah plajdaydık. İnanın 3 haftadır ilk tatil günüm, ilk denizimdi. O kadar geziyorum ya, bilen bilir oturamam birkaç dakika. Hep koşturma, ama güzel koşturmalar. Yakınlarıma hep derim, "Annemle babam beni yukarıdan izliyorlarsa, 'bizim oğlanı neden pilot yapmadık?' diyorlardır." Öğleden sonra Alaçatı'ya tabii ki kışımın mutluluk içinde geçtiği Lavanta'ya gittim. Ne özleşmişiz bizim çocuklarla. Cidden çok özlemişim Lavanta günlerimi, Ege'yi, kabul ederseniz İzmir'imi.
KİM DEMİŞ ÇEŞME BİTTİ?
Kim demiş ki yok Çeşme bitti, Bodrum devam. Bir zahmet Çeşme Port'a, 7800'e uğrasın... Çevremdeki çoğu insan oruç tutuyor Bodrum'da ve Çeşme'de. Artık tatil yerleri sadece içip taşkınlık yapmak için değil dinlenmek için de tercih edilir oldu. Bu zihniyet yerleşiyor. Akşamına Hayri Abi'min (Yazıcı) yanına Grand Yazıcı'ya, Bodrum'a geçtik. Hemen ekip toplanıverdik. Ertesi gece Melek'in (Boz) yaşgününde idik. Yüksel'imle (Uzel) toparlanıp gidiverdik. Sazlar, Cenk Eren, Fatih Ürek, değerli Sabancı Müzesi'nin müdiresi Nazan Ölçer, modacı eski ortağım, kardeşim Hakan Elyaban (daha kimler kimler, Aysel'imin (Aysel Çiçekliği) yaptığı bahçe süslemeleri, harika yemek mönüsü her şey rengarenk ve tam bir Aslan Burcu'na uyacak cinstendi. Neslihan'ım (Yargıcı) sağ olsun magazin dünyasına artık yer vermemecesine gecenin (katıldığı her gecenin), fotoğraf ve haberlerini Twitter'a anında gönderiyordu. Ben de ondan fırsat kalıp kaçırabildiklerimi size yolluyorum. Yarın benim çok özel bir günüm. Onu da inanın şu günlerde en samimi olduğum sizinle bu sayfalarda paylaşacağım. Sağlıcakla kalınız...
