25 Mayıs 2012 günü İzmir Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde nöbet tutarken şiddete uğramış bir hekim olarak, görevli polisin 72 suç dosyası olan suçlu ile anlaşma yapma teklifi büyük şaşkınlık yaratmıştı. 24 yıllık yaşamında bir hastamla dahi tartışmamış bir hekim olarak bir gün başıma geleceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim. 1 yıl kendimi sorguladım ve yaradan ne öğretmek istedi diyerek ince eleyip sık dokudum. O bir yıl psikolojik olarak hekimlikte düşüş yılım olmuştu. Zamanla çevrem olayları unutmuş ve her şey olağanlaşmıştı. Yıllar geçti ve sağlıkta şiddet istatistikleri arttı. Türkiye'de 2016 verilerine göre adli mercilere 10 bin 771 şiddet vakası bildirilmiştir. 6 bin 660 hekim, 4 bin 536 hekim dışı sağlık personeli, 726 sözleşmeli şirket çalışanı, 42 diş hekimi ve 282 idari personeli şiddet mağduru olmuş.
YENİ BİR UMUT
Yarın 14 Mart Tıp Bayramı ve programlar açıklandı. Yeniden umuda taşınacağız.
Çünkü hiç olmazsa konuşacağız ve platformlar kuracağız. Yeni fidanları ruhumuza dikeceğiz. İlk fidanımızda deontolojinin (Tıp etiği) dalının yeniden dikilmesi olmalıdır.
Öğrenciliğimde hocalarımızı dinlerken bize örnek olduklarını görürdük. Bu onların aynı zamanda deontoloji konusunda nasıl hassas olduklarını gösterirdi. Bugün bize öğretilen değerler başkalaştı. Her şey bilgisayarın koruyucu ekranına dönüştü.
Dostoyevski'nin 'Yeraltından Notlar'ında gelişmeden bahsederken 'İnsan teknolojik gelişmeyle rahatlar ama kalbindeki kir yani ahlak değeri eksilmektedir' der. Bugün yeni nesil hekimlerimiz klinik öngörülerini kanıta dayalı tıp adı altında tetkiklerde boğularak karar vermektedir. Hastalık yoktur hasta vardır ilkesi kaybolmuş ve sonuçlarında hafif sapmalar olan hastalarımız hastalık diye tedaviye alınarak küresel sektörlerin kazanç hanesine dönmektedir. Tedavide tetkikler yaşam şekilleri düzenlemesi, diyet önerilerinin önüne geçmiştir. Artan poliklinik sayıları doktorları boğar hale gelmiştir. Demokles'in kılıcı gibi doktorların üstünde baskı yaratan hasta şikayetleri hekimi daha yorgun hale getirmiştir.
ÖZLÜK HAKKI DESTEĞİ
Uygulanmakta olan performans sistemi ise daha çok kazanma duygusu ve vicdanı arasında kalan hekimler için yük artışı yaratmıştır. İlaç şirketlerinin yanlış/ yanlı bilgi aktarması bilinen doğrular üstünde baskı yaratmaktadır. Bu nedenle üniversitelerimiz doğru ve bağımsız bilgilendirmelerle hekime destek olmalıdır.
Tüm ahlaki değerlerimizi koruyacak ve bizlerin özlük hakkı için mücadele edecek odalara çevriliyor gözlerimiz. İçimizi ısıtsın ve ülkemize hekimlerin kıymetini anlatsın istiyoruz. Gördüğümüz tüm dünyanın içini balonlara çevrilmesini sağladığı barış- demokrasi- özgürlük ve benzeri sözleri yanlış kullanılarak siyasette yer almaya çabalıyor.
İçim sıkılıyor. Gönlümden geçen bizlerin özlük hakları için destek veren ve sorunlarımızda yanımızda olacak bir hekim birliği beklentisidir. 14 Mart hoş geldin tüm hekimlerimize, hepimizin yaşantısı güzellikle dolsun. Sağlıkla kalın.