25 yıllık gazeteciyim, hep şuna inandım:
Gece yastığa başımı koyduğumda, "Bugün acaba bir insanın hakkını yedim mi, yanlış bir haberle, bir gencin geleceğiyle mi oynadım mı; bir doktorun, bir mühendisin, bir öğretmenin aleyhine mi çalıştım?" sorularıyla yüzleşirim.
Çünkü gazetecilik bir vicdan muhasebesidir. Ne siyasete benzer ne de başka bir mesleki değere...
Geriye dönüşü yoktur bu mesleğin; toplumla başbaşasın çünkü...
Gazeteci gerçeğin peşindedir sadece, para-pulla ilişkisi yoktur, ışığı arar, verilenle yetinir, gerisi onun içi haramdır. Başka arkadaşlarının hakkına el uzatmaz, onların aleyhine çalışmaz, sırtından ikbal beklemez.
Bu nedenle de hakkını arar, ayrımcılık yapılmasına tepki koyar, hesabını sorar...
***
Yeni Asır, İzmir'in simgesi olan bir gazete... İçinden nice cevherler yetiştirmiş, yaşadığı kentin temeline bağımsızlık harcını atmış, özgür düşünce fikrini geliştirmiş, gençlere kucak açmış, onları meslek sahibi yapmış, İzmir'in bugünkü muhalif kimliğinin, soran sorgulayan kişiliğinin oluşmasında ana karakter olmuş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer alan bir temel taşı...
Toplumla el ele, sorunlarla boğuşa boğuşa, geçmişten bugüne Kurtuluş Savaşı'na, İkinci Dünya Savaşı'na, devrimlere tanıklıklık etmiş, halkı bilinçlendirmiş bir basın organı...
120 yıllık bir çınar Yeni Asır... Ve o çınarın gölgesinde serinleyen binlerce gazeteci, Cumhuriyet'in temel taşlarından da biri olmuştur.
Ve o gazete, yıllardır bir mücadelenin içinde...
Bir hak arayışı bu; sadece muhalif olduğunu için, yerel yönetimlerin yanlışlarını görüp toplumun yanında olduğu için hak gaspına uğruyor, uğratılıyor.
Yerel yönetimler tarafından, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başka gazetelere, internet sitelerine yapılan maddi desteklerden zerre kadar çıkar elde etmediği gibi, Yeni Asır'ı bir yok sayma, yok etme çabası olduğu da aşikar...
***
Yeni Asır'ı yok saymak, toplumun haber alma özgürlüğünü, halkın yerel yönetimleri şikayet etme hakkını elinden almak demektir.
İzmir'i yönetenler dikensiz gül bahçesi bekliyor. İstiyorlar ki, her şey onların "emrettiği" gibi olsun... Halk onların "emrettiği" gibi yaşasın...
Yağma yok. Bu durumda elbette karşılarında Yeni Asır'ı bulacaklardır. Çünkü bazıları ikbal beklediği için, bu tek taraflı yönetim tarzına karşı çıkmazlar.
Soruyorum sizlere dostlarım... İzmir'de büyük sıkıntı yaratan aktarmalı ulaşım sistemine bugüne kadar karşı çıkan tek gazete hangisi; Yeni Asır... Vatandaş balık istifi yolculuk ederken, diğerleri "muhteşem proje" benzeri başlıklar attılar...
Oysa halkın sorunlarını görmezden gelmek gazetecilik değildir.
Evet biz tarafız. Tarafımız da halktır.
***
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, 2 Nisan günü yeni başkanını seçti. Daha önce iki dönem, yönetim kurulunda görev yapan Misket Dikmen de başkanlığa seçildi. Ben de bu cemiyetin 15 yıldır üyesiyim. Tek isteğim vardı oyumu kullanırken; siyasi kimlikten uzak, bağımsız, her rengin sesi bir İzmir Gazeteciler Cemiyeti...
Çünkü 850 üyesi olan cemiyetin taraf olmaya hakkı yoktur. Gazetesinin de... Burası bir patron kurumu değil, gazetecilerin sivil toplum örgütüdür... Hem de temel harcında Yeni Asır olan bir kurum...
Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı da, bir süredir köşesinde, Yeni Asır'a ve bünyesinde çalışan gazetecilere yapılan haksızları sıraladı ve Başkan Dikmen'e şunları sordu:
***
- 18 aydır sessiz kalınan, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Yeni Asır'a uygulanan ve Yeni Asır okurlarının haber alma hürriyetlerini de engellemeye yönelik haksız akreditasyon uygulamasının kaldırılması için Belediye Başkanı düzeyinde bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
- 18 aydır İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun verdiği talimat üzerine kamu parası ile yazılı ve görsel medyaya verilen belediye ilanları yani kamu ilanları Yeni Asır Gazetesi'ne verilmiyor. Bu konuda Aziz Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP Genel Merkezi nezdinde bir girişimde bulunacak mısınız?
***
İki soru da çok net ve açıktır. Bu soruların yanıtını almak, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde yaklaşık 100 üyesi bulunan Yeni Asır çalışanlarının öğrenmek hakkıdır...
Ötesinde bu soruların yanıtını almak, Yeni Asır'a göreve başladığı ilk günden bu yana Cemiyet seçimlerinde hiçbir şekilde yönlendirmede bulunmayan, "Seçiminizde özgürsünüz, hangi adayı isterseniz ona oy verirsiniz" diyerek, özgür ve gerçek bir gazeteci kimliği sergileyen Şebnem Bursalı'nın hakkıdır...
Yeni Asır halkın sesidir, 120 yıl önce ne ise bugün de öyle... Kimsenin "Toplumun Çınarı"nı yok saymaya hakkı yoktur, hatta buna yeltenemez de...
Sözün özü, Yeni Asır nasihat değil, adalet istiyor.