Gülün kıvrımları demokrasi gibidir

En sevdiğim çiçeklerden biridir gül...
Çünkü bu nadide çiçeğin kıvrımları bana emeği, sevgiyi ve dayanışmayı hatırlatır.
Bize ilk bakışta sıradan gelen gülün göbeğine bir dikkat edin, tüm kıvrımlar orada buluşmuş ve çiçeğin bedenini ayakta tutmuştur.
Gül, gerçekten çok özellikli bir çiçektir. Yoğun bir emek vardır, sevgiyle beslenir, dayanışmayla ayakta kalır. Onu hayattan koparan tek şey, zorbalardır...
Bir el darbesi herşeyi bitirir, onu koruyan dikeninden korkanlar, özenle dalında bırakmak yerine, yolup atarlar...
Bu yüzden çabuk solar, biter...
Türkiye Cumhuriyeti de bir "gül" gibidir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde kurulan ve çağdaş dünyaya örnek olan bir ülkenin "kalbidir"...
Bu yüzden birçok kez koparıp, kendi siyasi fikirleri doğrultusunda kanatmak istediler, darbe üstünde darbe yaparak...
Halkı yıldırıp elindeki yetkileri alarak, teokratik bir yönetimi iş başına getirmek istediler.
Bunu yaparken de kırıp döktüler, yolundan saptırmak istediler.
Doğduğum yıl ihtilal oldu örneğin... Sonra Deniz Gezmiş'i bahane edip muhtıra verdiler 71'lerde... Hep devlet yönetimini ele geçirmekti niyetleri...
Bununla da yetinmediler, kavgayla beslenen 70'li yılların sonunda darbeye zemin hazırladılar ve 15 Temmuz darbe girişimini tetikleyen unsurları güçlendirecek olan 1980'i yaşattılar ülkemizde...
Gül, hep bundan zarar gördü ama solmadı, direndi.
15 Temmuz darbe girişimi, gülün yapraklarını koparıp köküne inme hareketiydi.
1923'te temeli atılan Kurtuluş Savaşı'nın direnişçi gücü buna izin vermedi. Bu güçlü irade karşısında kimse duramazdı, duramadı da...
Bundan sonra önemli olan, doğru adımlar atarak, gücünü Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden alan Türk demokrasisini, geleceğe hazırlamaktır.
Bu öyle bir adım olmalı ki, artık hiçbir el, bir emek ürünü olan gülü "hoyratça" koparıp atamasın...
Gül, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eder, kıvrımları da kurumlarıdır.
İşke bu kıvrımlar darbe girişimini püskürtmüştür.
Bundan sonra da dostça, barış içinde birbirini sarmalı...
Ülkemizin, darbelerden uzak, huzurlu yaşaması için, süratle kenetlenmek ve bundan hiçbir zaman vazgeçmemek gerek...
Darbe sonrası oluşan barış ortamı buna uygundur, bu fırsat kaçmamalı.