Adalet duygusu herkese lazım

Yaşadığımız ülke, birçok güzelliği barındıran bir coğrafyada... Hem doğal hem de kültürel açıdan eşsiz bir zenginliğe sahip...
Ama zenginliği geliştirmek, gelecek kuşaklara ulaştırmak konusunda neler yapıyoruz önce ona bakmak lazım...
İşte bu bağlamda adalet duygusu ön plana çıkıyor.
Hem doğaya hem de insana adil yaklaşmak, adalet terazisi gibi doğruluktan şaşmadan olayları tartmak gerek...
Bunu önce İslam dini söylüyor inananlara...
İslam alimleri buyuruyor ki, "En güzel amel doğruluk, en çirkini de yalancılıktır." Bu söz aslında, duyarlı bir toplumun temelini oluşturuyor.
En küçük biriminden, en yüksek katına kadar..

'DURAN' ASTSUBAY

Askerliğimi Ardahan'ın Çıldır ilçesinde yaptım, Kenarbel Sınırı'nda... Çok zor bir coğrafyaydı Çıldır... Kış aylarına denk geldiği içinde, zehir gibi bir soğukta yaptım kısa dönem askerlik görevimi...
O dönemde Duran adında bir astsubayımız vardı. Çok dürüst bir adamdı, o kalabalık birlikte, herkese adil olmaya çalışır, hiç hak yemeden, kimseye hak geçirmeden dengeli bir yönetim gösterirdi.
Ona hayran kalmıştım. Hele bir gün komutanın kendisine ziyarete gelen misafirlerine, erlerin erzağından ikram etmesi çıldırmıştı onu...
O genç komutana hayatının dersini vermişti misafiri gidince:
"Komutanım, askerimiz zor koşullarda görev yapıyor, erzak zaten asker sayısına göre geliyor.
Onların haklarını misafirlerinize ikram edemezsiniz. Bunu izin vermem." Bu çıkış beni çok etkilemişti, ömrümce unutmadım, unutamam.
Askerin hakkını savunmak için, komutanını bile karşısına almayı görev bilen Duran astsubay, benim için hep örnek bir asker oldu.

DÜRÜSTLÜK BİR ÖMÜR

Toplumumuzda daha niceleri var, adalet duygusuyla hareket eden...
Mahallemizde, karşı komşumuzda, iş yerimizde, çevremizde, her yerde...
Kimilerini tanıyoruz, kimilerinin ise varlığından habersiziz...
Bazıları, dürüst davranan, çıkarsız yaklaşan bu insanlara 'enayi' diyor ve kaybediyor.
Çünkü bir günlük kazanç, ömürlük değildir, hiç olmamıştır.
Her zaman dürüst olan, doğayı, insanı, hayvanı koruyan kazançlı çıkar. Bunun belki bilimsel bir terazisi yok ama gönülde yer eden bir "adalet" anlayışı var.
Dürüst olan, adil davrananın ardından kötü konuşan olmamıştır, o hep örnek alınandır. Ama üçkağıtçı olan, çıkarını her şeyden üstün tutanı hiç kimse benimsemez, adını bile anmaz.
Dediğim gibi, dürüstlük ve adalet bir ömür, çıkar ise bir günlüktür. Burada asıl olan toplumsal zenginliğimize, "adil olmayı" katmaktır. Adil insanların arkasında durup, önyargılı, ahlaksız olanları toplumdan dışlamaktır.