• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

HÜSNÜ UÇAR

Kızlık zarı

husnu.ucar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17 Mart 2014
Seneler önce bir sağlık meslek lisesinde kızlara yönelik cinsel eğitim semineri veriyordum. Küçük kağıtlara yazılarak gelen sorulardan bazıları çok ilginçti. "Abim veya babamdan sonra banyoya girmemin bir tehlikesi var mı?", "Bisiklete binmenin bir sakıncası var mı?"... Bu soruların altındaki gerçek soruyu bayanların büyük bir çoğunluğu kolayca algılayabilir. Kızlık zarı tarih boyunca ve günümüzde de birçok genç kızın en büyük korkusudur. Vajen girişinde bulunan bu ince zar, ilk cinsel ilişkide yırtılır ve birazcık kan gelir. Ancak kimi zaman da doğuştan hilal ya da halka şeklinde çok ince kızlık zarları olabiliyor. Bu tip kızlık zarlarında cinsel ilişki gerçekleşse de kan gelmez. Böylesi durumlarda bir genç kız gerçekte bakire olduğu halde suçlanabiliyor, dayak yiyebiliyor ve hatta öldürülebiliyor.
Gerçekte namus insanların kafasının içindedir. Ama toplumumuzdaki birçok kişi namusun yerinin bacak arasında olduğuna inanır. Ve bir genç kızın bekareti ailenin, sülalenin ve hatta mahallenin namusu kabul edilir. Adeta kızlık zarı üzerinde genç kızdan başka herkesin söz ve karar hakkı vardır.

İLKEL DEĞER YARGILARI
Toplumumuzdaki birçok kişi kızları iki grupta ele alırlar. Evlenilecek kızlar; yani bakire ve namuslu olanlar. Eğlenilecek olanlar; yani serbestçe seks yapan namussuz kızlar. Oysa hormonları sağlıklı olarak çalışan birçok genç kız cinselliği şu veya bu düzeyde yaşayabiliyor. O zaman kızları evlenilecek ve eğlenilecek diye ikiye ayıran bu kafa yapısındaki erkekler, evlenmek için cinsel yaşamları hakkında yalan söyleyen kızları mı istiyorlar? Veya cinsel duygu ve düşüncelerini bastırarak, inkar ederek cinsel soğukluğu ve cinsel fobileri olan kızları mı isterler? Bu şekilde davranan feodal kafa yapısındaki erkekleri suçlayabiliriz. Ama unutmayalım ki bu erkekleri de anneleri yetiştirdi. Yani toplumumuzdaki bu ilkel değer yargılarının devam etmesinin sorumlusu sadece erkekler olamaz.

DEĞİŞİM DURDURULAMAZ
"Kadının yeri evidir... Kadın kocasının hizmetinde olmalı ve onu eğlendirmelidir... Erkek kadının efendisidir" şeklinde ifade edilen değer yargılarına göre erkekler üstün sınıftır. Kadınlar da ikinci sınıftır. Yaşanan bir çapkınlık erkeğin elinin kiridir ama kadının alnının lekesidir. Ancak yirminci yüzyılda geleneksel değer yargıları ve cinsel roller artık değişmektedir. Hala tarihin akışını durdurmak ve hatta geriye götürmek isteyenler yani kadınları işsiz, eğitimsiz ve cahil bırakmak istiyenler hiç de az değildir. Ne var ki üretim ilişkilerinin gelişmesi ve bilimsel teknolojik gelişmelere uygun olarak değer yargıları, cinsel roller ve kadın-erkek ilişkileri de değişecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.