• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSNÜ UÇAR

Depresyon tedavisi 3

husnu.ucar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.09.2016, 00:00

Depresyon, insan beyninde bulunan bazı kimyasal maddelerin - nörotransmitter- dengesinin bozulması ile ilgili bir hastalık olduğu için esas tedavisi ilaçlarladır. Antidepressif ilaçların temel görevi beyindeki kimyasal maddeleri düzenlemektir.
Antidepressif ilaçlar asla alışkanlık yada bağımlılık yapmazlar. Beynimize, karaciğerimize yani vücudumuza, çok uzun süreler kullanılsa bile normal dozlarda hiçbir zararı olmaz.
Genellikle birçok insan, özellikle de evhamlı ve pimpirikli olanlar bu ilaçların yan etkilerinden aşırı bir şekilde korkar.
Hatta ilaç kutularının içindeki yazıları -prospektüs- uzun uzun okuyup, hatalı bir şekilde yorumlayarak antidepressif ilaçların çok fazla zararının olduğunu zannederler. Elbette her ilacın bazı yan etkileri olabilir. Ama bu konuda yapılabilecek en büyük yanlış sağdan soldan, konu komşudan veya internetten bilgi almaktır. Doğrusu bu konuda doktora danışmaktır.

İYİLEŞME UZUN ZAMAN ALIR

Antidepressif ilaçları kullanınca, hemencecik 3-5 gün içinde iyileşmek genellikle mümkün değildir. Hatta tedavinin başladığı bu ilk 3-5 gün süresince çok çeşitli sıkıntılar hissedilebilir.
Bu nedenle birçok hasta "ilaçlar beni daha da kötü yaptı" diyerek tedaviyi kesebilir.
Gerçekte depresyon tedavisine başladıktan sonra yüzgüldürücü bir iyileşme birkaç hafta veya aylar içinde gerçekleşebilir.
Depresyon tedavisi genellikle uzun süreli bir tedavidir. İyileştikten sonra da bazen tekrarlayabilir.
Bu durum birçok kişinin umutsuzluk ve karamsarlık içine girmesine neden olabilir. Çoğu zaman hastalar kendilerini "asla iyileşmiyecek, kör kuyudaymış gibi yapayalnız ve çaresiz" hissederler. Oysa karamsarlık ve umutsuzluk da aslında depresyon belirtisidir. Tedavi için bir psikiyatriste gitmek ve onunla sürekli işbirliği şartıyla, gerçekte depresyon tedavisi pek de zor değildir. Ancak umutsuzluk içinde tedavi için yanlış adreslerde dolaşmak, o doktor senin bu doktor benim diyerek çok sık doktor değiştirmek birçok zaman tedaviyi geciktirebilir.

ŞİZOFRENİYE DÖNÜŞMEZ

Depresyona giren birçok kişi durumunun daha da kötüleşebileceğinden endişe eder. "Ya şizofreni olursam" şeklinde bir endişe çok yaygındır. Elbette endişe, vesvese, kuruntu ve karamsarlığın depresyonda zaten çok yaygın olduğunu söylemiştim.
Ancak depresyon ayrı bir hastalıktır, şizofreni de apayrı bir hastalıktır. Tedavisi geciktiği veya iyi tedavi olmadığı için depresyon şizofreniye dönüşmez.
Temeli olmayan bir endişedir.
Depresyonların yüzde 90'ı sadece depresyondur. Yani iyileşir veya tekrarlar ama yine de depresyondur. Ancak çok az bir kısmı esasında bipolar bozukluğun depresyonudur. Yani depresyondur tedavi olur, iyileşir sonra manik olabilir. Yani depresyonların bir kısmı hep depresyon olarak yollarına devam ederken az bir kısmı da bipolar bozukluk şeklini alabilir.
Böyle bir olasılık ile ilgili endişe etmesi gereken tedavi altındaki hasta değildir. Esas endişe etmesi gereken tedaviye yön veren psikiyatristtir.
Bazen de hamilelik veya lohusalık dönemlerinde de depresyon olabilir. Eski zamanlarda bu dönemlerde antidepressif tedaviden çok sakınılırdı. Oysa son senelerde yapılan bilimsel araştırmaların ışığında hamilelik veya lohusalık dönemlerinde de belli bazı antidepressiflerin kullanılabileceği anlaşılmıştır. Haftaya ilaç tedavisi dışındaki yöntemler ele alınacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA